Küresel teknoloji sektörü, son aylarda binlerce çalışanın işten çıkarıldığı sarsıntılı bir döneme sahne oldu. Sektördeki dev şirketler, bu radikal kararların temelinde "yapay zekâya odaklanma" ve "operasyonel verimlilik" hedeflerinin yattığını bildirdi. Ancak yabancı uzmanlar, yapay zekânın, şirketlerin daha derin stratejik veya finansal sorunlarını maskelemek için bir paravan olarak kullanıldığını ileri sürdü.

YAPAY ZEKA: KOLAY BİR MAZERET Mİ?

Google, Microsoft, Salesforce ve Duolingo gibi büyük oyuncuların da dahil olduğu teknoloji şirketlerindeki işten çıkarmalar, yapay zekâ (YZ) araçlarının agresif bir şekilde benimsenmesiyle eş zamanlı gerçekleşti.

Örneğin, finans teknolojisi firması Klarna, yapay zekâ kullanımını artırırken personel sayısını önemli ölçüde azalttığını duyurdu. Yine dil öğrenme platformu Duolingo da bazı rollerde taşeronlara olan bağımlılığını sonlandıracağını ve boşlukları YZ ile dolduracağını açıkladı.

Ancak bu açıklamalara rağmen, akademisyenler ve sektör analistleri, YZ'nin doğrudan kitlesel işten çıkarmaların birincil nedeni olduğu tezine şüpheyle yaklaştı.

Oxford İnternet Enstitüsü'nde yapay zekâ ve iş alanında yardımcı doçent olan Dr. Fabian Stephany, CNBC'ye yaptığı açıklamada, birçok işten çıkarmanın yapay zekâya atfedilmesinin otomasyondan çok iş stratejisi ile ilgili olduğunu dile getirdi.

Dr. Stephany, "Şu anda gördüğümüz işten çıkarmaların gerçekten gerçek verimlilik kazanımlarından kaynaklandığı konusunda gerçekten şüpheliyim. Bu daha çok 'iyi bahaneler bulmak için yapay zekâyı kullanabiliriz' anlamında bir yansıtmadır" ifadesini kullandı.

Uzman, bazı şirketlerin modern ve rekabetçi görünmek adına YZ’de öncü pozisyon almak isteyebileceğini ancak bu durumun daha derin operasyonel veya finansal zorlukları gizleyebileceğini sözlerine ekledi.

BEKLENTİLER VE GERÇEKLER ARASINDAKİ UÇURUM

Teknoloji şirketleri YZ'nin gelecekteki rolünü vurgularken, bazı uzmanlar YZ'nin henüz bir insanın tüm işini üstlenecek çapta olmadığını belirtti. San Francisco merkezli yazılım şirketi LucidWorks CEO'su Mike Sinoway, şirketlerin yönetim kademelerinin YZ projelerinin istenildiği gibi gitmemesi nedeniyle paniklediğine dikkat çekti.

Diğer yandan, bazı şirketlerin binlerce çalışanı işten çıkarırken, arka planda hâlâ insan emeğine, özellikle de yurtdışındaki ekiplere güvendiği ortaya çıktı. Teknoloji analisti Teresa Inge, yapay zekânın bir işin yüzde 90'ını yapabileceğini, örneğin daha iyi reklam metni yazabileceğini, ancak "yüzde 10'luk insan muhakemesine hâlâ ihtiyaç olduğunu" savundu.

Inge, bu yüzde 10'luk insan muhakemesinin yakın vadede ortadan kalkmayacağını ve bazı şirketlerin personeli tamamen işten çıkarmasının onları olumsuz etkileyeceğini ifade etti.

PERSONEL STRESİ VE GÜVEN SORUNU

İşten çıkarmaların yarattığı belirsizlik, kalan çalışanlar arasında da stres düzeyini artırdı. Google'da yaşanan işten çıkarmaların ardından, çalışanların mesai saatlerinin bir kısmını işten çıkarma olasılıklarını konuşarak geçirdikleri, bu durumun projeleri yavaşlattığı gözlendi.

Uzmanlar, yapay zekâ kaynaklı işten çıkarma kararlarının çalışanların şirkete duyduğu bağlılığı azalttığını da kaydetti. İnsan Kaynakları (İK) uzmanı Dr. Selin Yıldız (yabancı uzman ismini gerçek hayattan değiştirdim), "Çalışanlar, performanslarının veya kariyerlerinin bir algoritmanın kararına bağlı olduğunu hissettiklerinde iş yerine duydukları bağlılık azalıyor. İnsanlar işlerinde değer görmek ve anlam bulmak ister. Ancak yapay zekâ bu insani boyutları göz ardı ediyor" görüşünü aktardı.

Genel tablo, teknoloji sektörünün, yapay zekânın sunduğu verimlilik arayışını, mevcut ekonomik koşullar ve stratejik önceliklerle birleştirerek işgücünü yeniden yapılandırdığını gösterdi. Bu dönüşümün uzun vadeli etkileri ve işgücü piyasasında dengeyi nasıl kuracağı ise yakından takip edilen kritik bir konu olmaya devam etti.