Kubital tünel sendromu, ulnar sinirin dirsekte sıkışmasıyla ortaya çıkan ve hayatı çekilmez kılan bir rahatsızlık olarak giderek daha fazla insanı etkisi altına aldı.
Son bilimsel çalışmalar ve yabancı uzmanların görüşleri, bu hastalığın erken teşhis edilmediğinde kalıcı hasarlara yol açabileceğini ortaya koydu.
Kubital tünel sendromu, karpal tünel sendromundan sonra üst ekstremitede en sık görülen ikinci sinir sıkışması rahatsızlığı olarak biliniyor.
Dirsekteki ulnar sinirin sıkışması ya da gerilmesiyle karakterize edilen bu durum, el ve parmaklarda uyuşma, karıncalanma, ağrı ve ileri aşamalarda kas zayıflığı gibi belirtilerle kendini gösterdi.
Günlük aktiviteleri kısıtlayan bu sendrom, özellikle dirseklerin sık bükülmesi, uzun süre yaslanma ya da travma gibi faktörlerle tetiklendi.
Peki, bilim dünyası bu konuda ne diyor? İşte tüm detaylar...
BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR RİSKLERİ ORTAYA KOYUYOR
The Journal of Hand Surgery dergisinde yayımlanan bir çalışma, kubital tünel sendromunun prevalansının sanılandan daha yüksek olabileceğini gösterdi.
Araştırmaya göre, ABD’de yapılan bir kohort analizinde, her 100 bin kişiden 20 ila 30’unun bu rahatsızlıktan muzdarip olduğu tespit edildi.
Çalışmanın başyazarı Dr. Charles Carroll, “Ulnar sinir, dirsek bölgesinde anatomik olarak hassas bir konumda. Tekrarlayan hareketler ve yanlış duruş, bu siniri sıkıştırarak ciddi fonksiyon kayıplarına yol açabilir” dedi.
Araştırma, hastalığın ilerlemesi durumunda el kaslarında geri dönüşü olmayan atrofi (kas erimesi) riskini de vurguladı.
Avrupa’da yapılan bir başka çalışma ise, erken teşhisin önemine dikkat çekti.
European Journal of Orthopaedic Surgery & Traumatology’de yayımlanan bu araştırmada, elektromiyografi (EMG) ve sinir iletim testlerinin tanıda kritik rol oynadığı belirtildi.
Araştırmayı yürüten İsveçli ortopedi uzmanı Dr. Maria Eriksson, “Klinik bulgular bazen yanıltıcı olabilir. Ancak sinir iletim çalışmaları, sıkışmanın yerini ve şiddetini netleştirerek tedaviyi yönlendiriyor. Tedavi edilmeyen vakalarda, hastalar ellerini günlük işlerde bile kullanmakta zorlanıyor” açıklamasında bulundu.
YABANCI UZMANLAR NE DİYOR?
ABD’deki Johns Hopkins Üniversitesi’nden el cerrahisi uzmanı Dr. Thomas J. Trumble, kubital tünel sendromunun modern yaşam tarzıyla bağlantısına dikkat çekti:
“Akıllı telefon kullanımı, masa başında uzun saatler geçirme ve dirseğe sürekli baskı uygulama gibi alışkanlıklar, bu rahatsızlığın artmasına neden oluyor. Erken aşamada fizyoterapi ve duruş düzeltme ile kontrol altına alınabilir, ancak ihmal edilirse cerrahi müdahale kaçınılmaz hale geliyor.”
İngiltere’de University College London’dan nörolog Prof. Dr. Roger Lemon ise, sinir hasarının geri dönüşü olmayan sonuçlarına vurgu yaptı:
“Ulnar sinirdeki kronik sıkışma, elin ince motor becerilerini kaybetmesine yol açabilir. Bu, bir bardak tutmaktan düğme iliklemeye kadar her şeyi etkileyebilir. Hastalar, yaşam kalitelerinin nasıl düştüğünü fark ettiklerinde genellikle iş işten geçmiş oluyor.”
HAYATI KISITLAYAN BELİRTİLER VE ÇÖZÜM YOLLARI
Kubital tünel sendromu, başlangıçta hafif bir uyuşma ya da karıncalanma ile kendini gösterse de, zamanla ağrı şiddetleniyor ve el gücünde kayıp başladı.
Uzmanlar, dirseği uzun süre bükülü tutmaktan kaçınmayı, gece splintleri kullanmayı ve ergonomik düzenlemeler yapmayı önerdi.
Dr. Trumble, “Eğer belirtiler iki haftadan uzun sürerse, mutlaka bir uzmana başvurulmalı. Fizyoterapi erken aşamada etkili olsa da, ileri vakalarda siniri serbest bırakmak için cerrahi müdahale gerekebilir” dedi.
ERKEN MÜDAHALE ŞART
Kubital tünel sendromu, dirsekteki küçük bir sıkışmanın hayatı nasıl altüst edebileceğini kanıtladı.
Bilimsel veriler ve uzman görüşleri, bu rahatsızlığın ciddiye alınması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.