Yeni müfredat taslağı

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne ait müfredat taslağı yayınlandı.

Taslak, toplumsal katılım veya ortaklaşmanın bir sonucundan çok AKP'nin bilinen tek yanlı ideolojik beklentilerini yansıtıyordu.

Eleştiriler de bu tekçi, halkı kendinden ibaret gören bakış tarzına yönelikti.

Herkesi ilgilendiren bir taslağın içinde, herkesin dahlinin olması gerekir. AKP hep, "ben ne istiyorsam o olur" düşüncesiyle hareket etti. Toplumun kabul edebileceği düzenlemeleri kabul edilemez bir üslupla sundu.

Taslakla ilgili katkı sunmak isteyenlere kısa bir süre verilmesi çok büyük anlam ifade etmiyor. Bu, demokrasi dekorunu tamamlamak için reklam amaçlı bir fotoğraftan ibaret. Şimdiye kadar mevcut iktidar ne zaman toplumun diğer kesimlerine kulağını açtı ki?

Taslak, toplumsal desteği celbetmek için her zamanki -iğfal araçlarını- kullanmış. Peygamber efendimizin hayatının öğrenilmesi bunlardan biri. Bu ülkede kimse peygamber efendimizin hayatının öğrenilmesinden rahatsız olmaz. Olmamalıdır da. Ama peygamber efendimiz bir projeyi kabul ettirmek için bir maymuncuk olarak da kullanılmamalıdır. Peygamberimizin hayatı zaten seçmeli ders değil mi?

Gençlerimizin dinini öğrenmesi önemli ve gereklidir. Eğer bundan -dindar- bir nesil yetiştirmek amaçlanıyorsa, bilgi tek başına dindarlık vermez. Aslolan iyi ve güzel örnek olmaktır. Hocasından siyasetçisine toplumu eğiten ve önünde olanların hayatları, davranışları ile örnek olmalarıdır. Onlara bakanların onlarda güzel bir ahlak görmeleridir. Zira din bilgiden ziyade güzel ahlaktır.

AKP neredeyse çeyrek asırdır iktidar. Görevde olan kadrolar -dindar nesil- içinden seçilenler. Birçoğu dinî eğitim almış, İmam Hatip kökenli kişiler. Yani eğitimleri dinî bilgi ağırlıklı. Ama bu kadrolarla rüşvet, yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma, aracılık, çantacılık azalacağına daha da arttı. Ayakkabı kutularına doldurulan dolarlar, yakayı ele verince İmam Hatip'in parasıydı yalanları bu döneme münhasır kul hakkı yeme ve kamu malına tecavüz biçimleri... İktidarına ve kadrosuna göre hırsızlık biçimleri ve söylemler değişiyor.

Çaldık ama bi sor bakalım niye çaldık?

Soruyorum o zaman niçin çaldınız?

İmam Hatip yapmak, Bosna'ya üniversite açmak için çaldık.

Bunun için çalmanıza gerek yoktu ki, bu milletin gönlü zengindir, isteseydiniz kefen parasını bile verirdi. İmam Hatip ve Bosna için çaldıysanız o parayı niye oraya göndermediniz de cebe attınız?

...

Meselenin özeti budur!

Gazali, "toplum, liderlerin dini üzerinedir" der. Bu doğru bir laftır. Kitleler baştakileri takip ve taklit eder. Bugün toplu bir çürüme varsa nedeni yukarıdakilerin verdiği fotoğraftır. Kitleler ne görüyorlarsa onu yaşıyorlar.

Ahlaklı nesiller yetiştirelim ama kendileri ahlaklı olmayanlar ahlaklı bir nesil yetiştiremezler. Eğitimi millîleştirelim, töremizi, geleneklerimizi, kimliğimizi, inançlarımızı anlatalım. Ama bu yetmez, ülkenin tamamı hafız olsa, bu, ülkeyi kalkındırmaya yeter mi? Afganistan'da iktidarda olanlar Diyabend medreselerinde yetişenlerdir. Ve Afganistan dünyanın en geri ülkesi. Demek ki kalkınmış bir ülke olmak için başka şeyler de gerekli. Aklın sustuğu, susturulduğu yerde başarı da olmaz. Akıl nakil dengesini kaybetmek, aslında yolumuzu kaybetmektir. Eğitim dinî bilgiden ibaret görülmeyeceği gibi, dini bahane ederek dinden, ahlaktan soyutlanmış bir eğitim de olmaz! Kimliksizleştiren bir eğitim ülkesine odaklı kadrolar yetiştirmez.

Yeter artık bu milletin yakasından düşün, siz din dedikçe gençler dinden, din sizden kaçıyor

Yazarın Diğer Yazıları