Halk TV ekranında canlı yayınlanan Halk Meydanı programına katılan YSP milletvekili Meral Danış Beştaş, merak edilen soruları yanıtladı. Bir konuktan genel seçimlerde ilk turda ve ikinci turda oy farklılığı olması üzerinde bir soru geldi.
''YSP 2023 genel seçimlerinde ilk turda yüksek oy aldığı bölgelerde ikinci seçimde katılımın az olduğunu gördük. Bunu Sayın Kılıçdaroğlu'nun milliyetçi söylemlerine dayanarak bir protesto amaçlı olarak sandığa gidilmediğini yorumlayabilir miyiz? Ayrıca yerel seçimlerde herhangi bir ittifakı destekleyecek misiniz? Eğer destekleyecek olursanız ne gibi beklenti ve talepleriniz olacak?''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu öncesinde bir protokol imzalamıştı. Protokole göre, Ümit Özdağ’ın içişleri bakanı olacağı ve birkaç bakanlık ile birlikte MİT Başkanlığı’nı da alacağı ortaya çıkmıştı. Özdağ, daha sonra yaptığı açıklamada da alacakları diğer iki koltuğun kültür ve turizm bakanlığı ile milli eğitim bakanlığı olduğunu söylemişti. Gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan, kendisine yöneltilen soruya YSP milletvekili Meral Danış şöyle yanıt verdi:
“BİZİM SEÇMENİMİZDE BÜYÜK BİR KIRILMA YAŞATTI”
''Kılıçdaroğlu'nun HÜDA PAR ve bizi aynı cümlede eşitleyerek kullanmasını en hafif deyimiyle kabul edilemez buluyorum. Ağır bir şey söylemek istemiyorum. Hakikaten Kılıçdaroğlu'nun ikinci turda yaptığı görüşmeler, Ümit Özdağ ile yapmış olduğu protokol hatta gizli ve açık protokol diyeyim. Açık protokolde kayyım gibi bir kast rejimini oraya yazması bile zaten bizim seçmenimizde büyük bir kırılma yaşattı.''
“ÜMİT ÖZDAĞ'A BAKANLIK VERMESİ İÇİN Mİ YAPTIK?''
''Seçim bitti ve çok büyük tepki ve eleştiri geldi. Bırakın bizi kendi arkadaşları bile bilmiyor bu protokolü. Bunu korkunç buluyorum hakikaten. Bir cumhurbaşkanı adayı için bizler milyonlarca insandan oy istedik. Bir oy YSP'ye bir oy Kılıçdaroğlu'na dedik. Bunu Ümit Özdağ'a bakanlık vermesi için mi yaptık? Böyle bir şey olabilir mi? Bizim herkes gibi bu durumu bilme hakkımız var. Asla bizler bir pazarlık yapmadık. Bizim temel görüşümüz şuydu: Demokratikleşme, demokrasi. Bizim cumhurbaşkanından beklediğimiz tek şey, Türkiye'nin geriye doğru değil, ileriye doğru gitmesi. Hak ve özgürlüklerin testi, düşünce ifade özgürlüğünün kabulü. Basın yayın özgürlüğünün tesisi. Kayyum rejiminin son bulması. Adil yargılamanın meydana gelmesi. Biz bunu zaten Kılıçdaroğlu'na söylemeden Türkiye'ye 2021 yılında ilan ettik. Biz bir meselenin içerisinde olacaksak, oy vereceksek; bize bakan verin, bize koltuk verin, bize MİT'i verin ya da başka bir kurumu verin... Özdağ'a verildiği için ayrıca söylüyorum bunu. Bizler böyle bir pazarlık yapmadık. Zaten Kılıçdaroğlu'nun ziyaretinden sonra açıkladı genel bir çerçeve ile; biz ilkesel yaklaşıyoruz meselelere.''
“ÖZÜR DİLEMESİNİ İSTİYORUM”
“Bu konuda Kürt halkı, Kürt toplumu, Türkiye ve bizler çok büyük acılar yaşadık. Ne demektir bugün; HÜDAPAR karma eğitime karşı, Türkiye'nin kaç on yıl geriye gidişini savunan, bizi farklı bir yere koyan bir yerde. Bunu AKP'liler bile savunamıyor. Bugün AKP'liler aynı ittifak içerisinde olmasını açıkça savunamazken, ana muhalefet partinin liderinin çıkıp bizim gibi bu kadar köklü bir gelenekten gelen, milyonlarca insanı temsil eden Türkiye'nin üçüncü büyük partisi ile kıyaslaması büyük bir gaf. Ne diyeyim şimdi ben buna? Bu sözünü geri almasını istiyorum. Kesinlikle bu konuda YSP'lilerden, destek verenlerden özür dilemesi gerekiyor.”
