Yunanistan'da yine "Siyasi Hanedan"

Komşuda vaktinden önce seçim, iktidarı değiştirdi. Ülkede tarih boyunca yönetimi elinde tutan sülalelerden Miçotakis'lerin oğlu Kiriakos başbakanlığı elde etti. Aslında bunun ilk siyaset denemesi olmadığını biliyoruz. Babası Konstantinos başbakanlık yaptı. Ailenin büyük kızı Dora Bakoyannis'i Dışişleri Bakanlığı'ndan ve daha önemlisi vamp görüntüsüyle hatırlıyoruz.

Albaylar darbesinden sonra Türkiye'ye sığınan aile reisi Kiriakos'un İhsan Sabri Çağlayangil'le dostlukları hatırdan çıkmaz. Hele o ünlü sofraları. Genelde bakıldığında Miçotakisler bize sıcaktır.

Ancak son dönem Yunan hükûmetlerinin Muğla ve Aydın tapu müdürlüklerine kayıtlı adalarımızı işgali aramızı bozdu. Onlar mı suçlu, yoksa biz mi seyirci kaldık, bu tartışma uzun sürecek. Eğer Ahmet Takan arkadaşımızın yazıları olmasa, gerçekleri öğrenmemiz mümkün olmayacaktı.

Bu arada Yunan siyasetine egemen olan diğer iki aileden de kısaca söz edeyim. Biri Karaman kökenli Karamanlisler. Diğeri Papandreular. Orta yaşın üstündekiler bunları hatırlar.

Hava yumuşar mı?

Batı dünyası, Yunanları "büyük babaları" kabul etmiştir. Hatta, Avrupa hanedanlarının pek çoğu bu ülkeden kral ya da kraliçe almışlardır. İngiltere'den İspanya'ya kadar. Ayrıca onlara göre Atina demokrasinin doğduğu yerdir.

Yeni Yunan Başbakanı Kiriakos Miçotakis'in istese bile Türk-Yunan ilişkilerini yumuşatmasına gücü yetmeyecek. Çünkü askerî birlikler ve ağır silahlarla tahkim ettikleri adalarımızı geri verme niyetleri olmadığı ortada.

Şu anda ise en büyük sorun Doğu Akdeniz'deki enerji sondajları. Fatih'ten sonra Yavuz da delmelere başlıyor. Bir yerde komşunun yeni patronuna merhaba diyecek.

Avantajı

Yeni Demokrasi Partisi'nin iktidarı tekrar ele geçirişi sürpriz değildi. Beklendiği gibi "tek başına iktidar" oldu. Burada Türk düşmanı Altın Şafak'ın düştüğü durum bizi fazla ilgilendirmemeli. Bu kafalar bir iner bir çıkar. Hiçbir zaman yok olmazlar.

Özetle kimse umutlanmasın. Hele ülkemizin içine düşürüldüğü mâli problemler ortadayken.

Bu satırları yazarken KRT ekranı açıktı. Emeklilere verilen sadaka gibi zam tartışılıyordu. Konuşanların ağzından alev çıkıyordu.

Bunları Devlet Bahçeli seyrediyor mu acaba? Hiç sanmıyorum. MHP Genel Başkanı milletin geçinememesiyle ilgili değil. Meral Akşener'e yapacağı hakaretlerin notlarını alıyordur... Yunan seçimleri dahi umurunda değil...

ERDOĞAN'IN KRAVATI

Bu aralar boyunbağına takıldım. Birkaç gün önce merhum Turgut Özal'ın bana bağladığından söz etmiştim. Bugün de Erdoğan'ın Çipras'a hediye ettiğinden bahsedeceğim.

Sahi ne oldu o "medeniyet yuları"na. Sakıt başbakanın fırlatıp attığı yeri hatırladığını sanmıyorum. Aslında ateiste bir de İncil vermeliydi.

İşimiz gücümüz böylesi sonuçsuz uğraşlarla. Size bir şey daha söyleyeyim. Erdoğan'ın Çipras'a verdiği kravat benim tozlu Hermes'e sekiz kere değer basar.

MAHKEMENİN EN GÜZELİ

AİHM'nin (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) en genç yargıcı bizden. Saadet Yüksel, TV 8'in sunucusu adaşından daha güzel.

AİHM'ye seçim yapıldığı zaman ilk röportajı kimin yapacağını merak etmiştim. Kayhan Karaca'yı bu işi yaparken izleme mutluluğuna eriştim. Hem de çok iyi hazırlanmıştı.

Bayan yargıcımızın en mutlu olduğu taraf Türk yüksek yargısının başkanlarının yerinde kutlamalarıydı. Bu da örnek bir davranıştı. Zaten yapılması gereken de buydu.

***

Spor tutkudur

Amerika Kupası'nı Ömer Üründül'ün "mutlak favori" dediği Brezilya kazandı. Finalde kaybeden Peru'nun futboluna ise bayıldım. Eğer bu şampiyona ülkelerinde yapılsa kesin kazanırlardı. Prestijini kaybeden tek futbolcu Beşiktaş'ın Medel'i idi. Oyunu lüzumsuz gerdi. Hem kendini hem Messi'yi attırdı.

Paraguaylı rezil hakeme bu da yetmedi. Tam 7 sarı kart çıkardı. Bu hakemi izleyenler, sanırım bizimkilere daha az saldırırlar.

Kadınlar

Kadınlar futbolundan çok basketbolundan bir iki satır bahsetmek istiyorum. Fransa kupayı aldı götürdü. Bizim Federasyon Başkanı Hidayet Türkoğlu'na inat FIBA Avrupa Başkanı Turgay Demirel'i iftiharla seyrettim. Ödül törenindeki tavrı ve verilen değer bir Türk olarak koltuklarımızı kabarttı.

GÜNÜN SÖZÜ

Yalancıyı aldatmak, iki kat keyiflidir. La Fontaine

 

Yazarın Diğer Yazıları