Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Zenginim bedel öder şehidim fakirdendir

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içeriden ve dışarıdan yapılan bütün engelleme girişimlerine rağmen, devlet içerisinde 'paralel' bir devlet kurmaya yeltenen bölücü terör örgütüne karşı yürüttüğü kararlı mücadele bütün hızı ile devam ediyor.

Her gün onlarca güneş, yıldızlı 'nazlı hilalin' göklerde daha vakur ve daha özgür bir şekilde dalgalanması için 'batmayı' göze alıyor.

Her gün onlarca kınalı kuzu, sanki bir 'gül bahçesine' girercesine 'kara toprağın' bağrına girebilmek için birbirleri ile yarışıyor.

'Ocaklar' sönüyor, 'analar babalar' evlatsız, 'eşler' dul, 'çocuklar' yetim kalıyor.

Ateş 'düştüğü yeri' yakıyor.

***

Her Türk 'asker' doğar; peki her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 'askerlik' yapar mı?

Bırakın 'Türk' olmayı, "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözünü dahi içine sindiremeyen bir takım iyi aile çocukları, 'Türk milletine hizmet' olarak gördükleri askerlik görevini yerine getirmemek için her yolu 'mübah' olarak kabul ederler.

Hele hele bu 'kanlarındaki' bozukluk, 'cüzdanlarındaki' mangır ile birleşmişse, mutlaka bir yolunu bulup askerlikten kaçarlar.

Bir zamanlar başvurulan en yaygın yöntem 'adamını' ayarlayıp sahte bir "Askerlik yapmaya elverişli değildir" raporu almak, yani 'çürüğe' çıkmaktı.

Şimdi ise 'bedel' ödeyip kurtulmak.

***

Dikkat ediyorsanız eğer, şehitlerin neredeyse tamamı memleketin 'en geri kalmış' semtlerinde 'derme çatma' binalarda yaşayan fakir fukara çocukları.

Peki Allah aşkına söyleyin; bugüne kadar bir 'sosyete' mahallesinden, yahut bir 'yalı' dairesinden 'şehit cenazesi' kaldırıldığına hiç tanıklık ettiniz mi?

Bugüne kadar 'üst düzey' bir siyasetçinin, 'yüksek dereceli' bir bürokratın, 'bol yıldızlı' bir subayın, yahut 'nüfuz sahibi' bir kanaat önderinin evladının 'şehadet şerbeti' içtiğini duydunuz mu hiç?

Neden 'zengin' çocuklarına hep 'bedel' ödemek, 'fakir' çocuklarına ise hep 'şehadet' şerbeti içmek düşer?

Neden, neden, neden?

***

Ülkenin kahrını çeken 'gariban' vatandaşlar, vatan için canlarını veren şehitlerin arkasından 'yas' tutup 'karalar' bağlarlar.

Ülkenin sefasını süren 'crema' mensupları ise sanki hiçbir şey olmamış gibi, 'barlarda', 'gece kulüplerinde', 'gazinolarda' şişenin dibine vurup, "vur patlasın çal oynasın' keyif çatmaya devam ederler.

Kimileri 'muta nikahlı' eşlerine yeni 'cipler', 'yatlar', 'katlar' alabilmek için devleti tokatlamanın; kimileri 'emekliye' üç kuruşu reva görüp kendi maaşlarını 'iki katına' çıkarmanın; kimileri komisyon karşılığı eldeki 'son kuruluşları' da yabancılara peşkeş çekmenin; kimileri ise savaşı fırsat bilip 'ganimeti' artırmanın yolunu ararlar.

***

Fakir fukara çocukları günler öncesinden 'kınalı kuzular' gibi süslenerek 'davul zurna' ve 'halaylar' eşliğinde vatani görevlerini yapmak üzere yolculuğa uğurlanırlar.

Vatani görevlerini 'sağ salim' tamamlayabilirlerse eğer yeniden 'ekmek kavgası' vermek üzere 'hayatın acımasız dişlileri' arasında yerlerini alırlar.

İyi aile çocukları ise akranları 'sınır boylarında' nöbet beklerken, 'rant' ekonomisinden faydalanıp 'köşeyi dönmeye' devam ederler.

Kimileri 'ticarette', kimileri 'siyasette', kimileri 'bürokraside', kimileri 'medyada', kimileri 'sanatta' merdivenleri hızla tırmanıp, herkes tarafından itibar gören birer 'rol model' olup çıkarlar.

***

Türk töresi askerliği 'kutsal' kabul eder.

Vatan savunmasını 'millî bir vazife' olarak algılayan Türk milleti, bekasının teminatı olarak gördüğü ordusuna bu yüzden 'Peygamber Ocağı' unvanını vermiştir.

Ancak, özellikle son yıllarda askerliğin ifasındaki aleni olarak ortaya çıkan 'eşitsizlik' ve 'adaletsizlik' milletin vicdanında onarılması zor 'derin yaralar' açıyor.

Askerlikten soğumaya başlayan vatandaşlar artık 'dantelli kefen' giyip gösteri yapan şol 'tatlı su mücahitlerini' de bir an önce 'cephede' görmek istiyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri, siyasi iradenin baskısından kurtularak 'bedelli askerlik' uygulamasına bir an önce son vermelidir.

Yazarın Diğer Yazıları