Dolara bağımlı ekonomi

Tamamı yurt içinde üretilerek ihracat edilen malların yurt dışı üretici fiyat artışları açıklandı.

Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE)'yi, TÜİK, ''Belirli bir referans döneminde ülke ekonomisinde üretimi yapılan ve yurt dışına satışa konu olan ürünlerin üretici fiyatlarını zaman içinde karşılaştırarak fiyat değişimlerini ölçen fiyat endeksidir." şeklinde tarif ediyor. Bu endeks imalat sanayii,  madencilik ve taş ocakçılığı sektörlerini kapsıyor.

TÜİK bu fiyatları, ihracat malının navlun, sigorta ve yurt dışında diğer masrafları hariç mal bedeli (FOB) bedeli olarak üretici firmalardan topluyor.

1- İhraç mallarının yurt dışı üretici fiyatları endeksi,

* Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 2.24 arttı. (Aynı ayda yurt içi üretici fiyatları endeksi yüzde 0.72 oranında arttı.)

*             Bir önceki yılın Temmuz ayına göre yüzde 2.24 oranında arttı. (Aynı dönemde yurt içi üretici fiyatları endeksi yüzde 15.45 oranında arttı.)

 2- 2013 Temmuz ayında 100 olan yurt dışı üretici fiyat endeksi beş yıl sonra 2017 Temmuz ayında 157.34 oldu. Buna mukabil yine 2013 Temmuz ayında 100 olan yurt içi üretici fiyat endeksi, beş yıl sonra 2017 Temmuz ayında yüzde 138.76 oldu. 

Özetle, ihraç mallarının üretim maliyetleri, yurt içinde satılan malların üretim maliyetlerinden daha yüksek oldu.

Son yıllarda dövizler TL. karşısında değer kazandı... TL. döviz sepetine karşı değer kaybetti. 

TCMB, Yİ-ÜFE bazlı reel kur endeksi Temmuz 2013'te yüzde 101.39 iken, 2017 Temmuz ayında yüzde 87.91'e gerilemiş... Yani döviz sepeti TL. karşısında değer kazanmış. Bu demektir ki ihracatçının yaptığı her bir dolar ihracat için şimdi eline daha fazla TL. geçiyor. Bu şartlarda Türkiye'nin ihracatta rekabet gücü yükselmiş oluyor.

2013 Temmuz ayında, bir işletme 100'e mal ettiği bir mal ihracatında her dolar için 1.9444 TL. gelir sağlıyordu. 2017 Temmuz'unda ise, Yİ-ÜFE'yi de katarsak, 138.76'ya mal ettiği her mal için 3.5671 TL. eline geçiyor.

Eğer Yİ-ÜFE artışı ile düzeltirsek, Temmuz 2013 dolar kuru 2.6975 ediyor. Yani her bir dolarlık ihracat malı için şimdi eline (3.5671-2.6975 =86,96 kuruş) daha fazla geçiyor. İhraç ettiği malda indirim yaparak daha fazla ihracat yapabilir.

Gel gör ki, yurt dışı üretici fiyat artışlarında da görüldüğü gibi bunu yapamıyor. Çünkü kur artışı ile birlikte sanayide kullandığımız ithal ara malı ve ham madde fiyatları da artıyor. Bunun içindir ki YD-ÜFE daha yüksek çıkıyor.  

2013 OECD raporuna göre, Türkiye ihracatında 100 dolarlık ihracatın 41.5 dolarlık kısmı yerli katma değer girdisinden ve 58.5 dolarlık kısmı ise ithal katma değer girdisinden oluşuyor. Yani bir dolarlık ihracat yapmak için 58.5  cent'lik ithalat yapmak zorundayız. Ayrıca toplam ithalatımızın yüzde 73'ünü ara malı ve ham madde ithalatı oluşturuyor.

Kur artışı ithal girdi fiyatlarını artırıyor.

Aslında kur artışı bir yandan dış borç yükünü artırıyor... Bir yandan ithalatın daha pahalı olmasına yol açıyor. Bir yandan kişi başına turizm gelirinin düşmesine neden oluyor... Ayrıca ihracatı artırması gerekirken, ithalata bağımlı ekonomi olmamızdan dolayı da ihracat da artmıyor.

2025 yılında 500 milyar dolar ihracat diye slogan atanların önce bu hesapları iyi yapması gerekir. İthal ara malı yerine yerli üretimin artması gerekir. Slogan da altı boş laftır. Maalesef, ihracattaki gidişat da gösteriyor ki, lafla peynir gemisi yürümüyor.

Yazarın Diğer Yazıları