Güneş'e döndüm...

Güneş'e döndüm tan ve batım şölenlerinde. Tan'ı şiirlemiştik nice yıllar önce, o şiirden dizelerle betimleyelim bu özel olguyu:

"Tan güneşin sancı çektiği zaman/Gökyüzünde sökün sökün ışıyan zindan/Apaydın kopan tufan/Ufuk ufuk baş veren çıban/Ocaklarda ilk duman

Yer ve gök anadan üryan/Her gün yinelenen gerçek/Her gün batımında yüzü kızaran yalan/Her gün yargılanıp her gün aklanan

Tan/Doğa adlı güzelle göz adlı çapkının/Renklerin soyunu sürdürmek üzre/İçeri verildiği an"

Bilim der ki, dünyayı döndüren mekanik bir güç değildir, Güneşten koptuğunda aldığı döndürücü güçtür, hâlâ onunla dönmektedir. Böyledir güneş, hep verir, doğa ve insan hep alır. Bu da onun Tanrısal gücünü kanıtlar, ona döndüğünüzde Tanrı'ya da dönmüş olursunuz, dilekleriniz ışınlanır Tanrı katına. Tanrı, uzamlara sığmaz elbet, ne ki, Tanrısal ortaya çıkmaların en alımlısı güneştir, bir Tanrı evi arıyorsanız, oraya bakınız bence. İşte bundan dolayı, eski Türkler evlerinin ve çadırlarının kapısını gündoğusuna çevirirlerdi.

Ve Anadolu topraklarının büyük uygarlığı Hititlerin "Güneş Kursu"... Güneşi sembolize eden dairesel biçimin etrafına yerleştirilmiş ögelerden oluşur. Üstünde ses çıkarması için sallanan parçalar vardır, bunlar, barışı sembolize eden geyik ve üremeyi sembolize eden kuş ve ağaç figürleridir. Ahşap asaların ucuna takılarak dini törenlerde kullanıldığı veya at koşum takımlarının arasında kullanıldığı sanılmaktadır. Dinci iktidardan önce, Ankaramızın da simgesi idi...

Japonlarsa Tanrı'yla özdeşleştirdikleri güneşten dolayı; "güneşin oğlu" demişlerdir bir İmparatorlarına. Güneşin tek oğlu olamaz bizce, onca ışınlar ve enerjiden nice canlılar, bitkiler, oğullar, kızlar doğdu, gerçek nurtopu; ışık, ısı, bereket...

Güneş'e döndüm ne büyüklükler gördüm: Dünyaya uzaklığı: 149.600.000 km, yarıçap, güneşin çapı dünyanın çapının 109 katı (1.5 milyon km), hacmi 1,3 milyon katı, ve ağırlığı 333.000 katı kadardır. Güneşin yoğunluğu ise Dünyanın yoğunluğunun ¼'ü kadardır. Güneş kendi ekseni etrafında saatte 70.000 km hızla döner, bir turunu 25 günde tamamlar. Güneşin yüzey sıcaklığı 5500 °C ve çekirdeğinin sıcaklığıysa 15,6 milyon °C'dir. Güneşten çıkan enerjinin 2 milyonda 1′i yeryüzüne ulaşır. Güneş'in üç günde yaymış olduğu enerji, dünyadaki tüm petrol, ağaç, doğal gaz, vb. yakıta eşdeğerdir. Güneş ışınları 8,44 saniyede yeryüzüne ulaşır. Enerjisini hidrojen çekirdeklerinin füzyonla helyuma dönüşmesinden elde eder ve hidrostatik denge içindedir, yani zaman içinde ne genişler ne de küçülür. Saniyede 600 milyon ton hidrojen, helyuma dönüşür. Bu da, Güneş'in her geçen saniye 4,5 milyon ton hafiflemesine yol açar.

Müthiş öyle değil mi? Dönmek gerek bu güneşe... Dönüyorum, yansıtmaya koyuluyorum aldıklarımı; günaydın ve tünaydınlarla.

Ve batımlarda da Güneş'e dönüyorum, kıpkızıl... Ilıca ufku düşüyor yâdıma, grubun en büyülüsü, en unutulmazı orada idi:

"Son demin gösterisi/dağlarda gün batımı./Ilıca ufkunda kızıl bir başka/istim üzre gönüller/ gözler esas duruşta."

Ve gecelerde, ay ve yıldızlarla avunurken bile, dönmek ve dönüşmek üzere, beklediğim güneştir. Benim olmayacağım gün de gelecek o, ben yokken de gelmişti her gün; onun olmayacağı günde ise neler olmayacak neler... Düşünülmesi bile korkunç...

Yazarın Diğer Yazıları