Erdoğan'ı vuracakmış!

“Ergenekon Örgütünün” dışarıdaki uzantıları, tutuklanan ‘zanlılara’ yönelik suçlamaları düşürmek ve hedef saptırmak için suikast planları yapmış.
Bugün gazetesinden Kamil Elibol’un haberine göre, bunlardan V. B. isimli şahıs Ankara’ya gelerek bir inşaat şantiyesinde “göstermelik” olarak çalışmaya başlamış. Hedefi önce Başbakan Erdoğan, ardından da gazeteci Mehmet Ali Birand ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’e suikast düzenlemek(miş).
Peki sonra ne olmuş?
Efendim, bu kişi MSN’de yazışarak Ramazan Akyürek’in adresini bulmaya ve yine MSN’de yazışarak silah temin etmeye çalışmış! Ne Akyürek’in adresine, ne eylemlerde kullanmayı düşündüğü silaha bir türlü ulaşamamış.
Ve tabii yakalanmış!
Şimdi soralım:
“- Allah korusun böyle bir suikast olsa, bu, Ergenekon zanlılarına yönelik suçlamaları düşürmenin mi yoksa kuvvetlendirmenin mi gerekçesi olur?”
Elbette ki zanlılara yönelik iddiaları kuvvetlendirir.
Amma suikast teşebbüsünün “Zanlılara yönelik suçlamaları düşürmek ve hedef saptırmak için” yapıldığı iddia ediliyor.
Siz istediğiniz görüşe katılın, biz yazımıza devam edelim.
Farkındaysanız Türkiye aylardır kod adı Ergenekon olan bir “çete” ile çalkalanıyor.
Sürekli tekrarlanan iddialara göre Ergenekon Çetesi aslında “derin devlet” in ta kendisi.
Bu nasıl bir derin devlet ise, haberde de görüldüğü gibi, Emniyet Genel Müdürü İstihbarat Dairesi Başkanı’nın adresini bilmiyor. Bunu bilmediği gibi yapacağı suikastlar için bir türlü silah bulamıyor. Sonra bir kişi “derin devlet” elemanı olur da, nasıl internete girip silah ve suikast yapacağı insanların adresini aramaya koyulur, yani nasıl olur da, internetin, “gel beni yakala” yeri olduğunu bilmez!
Demem şu ki, bir kişi (V.B) böyle abukluklar yapmıştır, doğrudur, amma bunun adı asla “Devlet” değildir, “Derin” değildir, hele, “Derin devlet” hiç değildir.
Belki bu, Türkiye elden avuçtan kayarken, dikkatleri dağıtmak için, başka bir derin devletin, devlet yahut iktidar veya her ikisi arasındaki ortak ‘derin uzantılarının’ 1980 öncesinde olduğu gibi saf Anadolu çocuğunu tuzağa düşürdüğü organize bir kümelenmedir.
Yahut belki de “hiçbir şey”dir.
Çünkü ortada “kesinleşmiş bir yargı kararı” yoktur!
Lakin öyle bir rüzgâr estiriliyor ki, AKP için açılan kapatma davası bile döndürülüp dolaştırılıp Ergenekon’la irtibatlandırılıyor. Başbakan Grupta, “Ergenekon’u çökerttik. Bundan mı rahatsız oluyorlar?” diye soruyor, Bakan Ertuğrul Günay canlı yayında, “Ergenekon’un üzerine gittiğimiz için böyle şeyler oluyor” mealinde laflar ediyor.
İnsan kulaklarına inanamıyor.
Bir Başbakan ve bir Bakan kendilerini savcı ve hakim yerine koyarak “zanlıları” milletin gözleri önünde mahkûm ediyor, edebiliyorlar. Yani, henüz savcının iddianame bile hazırlamadığı bir konuda, mahkeme sonucunu ilan ediyor, “çete” diyorlar, “çökerttik” diyorlar ve “Bize dava açan savcı da bunların etkisinde kalmış” rüzgârı estiriyor, yani, kendileri hukukun bütün kademelerinin yerine geçerken, bizzat hukukun ete kemiğe bürünmüş hali olan Yargıtay Başsavcısını hukuksuzlukla suçluyorlar.
Şimdi Başbakan’ın “çökerttik” diyerek suçladığı “Ergenekon” denilen operasyon sürecinde cezaevine konan Vedat Yenerer hakkındaki iddialara birlikte bir göz atalım:
 “Veli Küçük ve Sevgi Erenerol’a ödül vermek!”
 “Evinde bulunan 135 yıllık çakar almaz tüfek.”
Vedat’ın dosyasındaki bütün suç bunlar.
135 yıllık tüfeği denemek için İstanbul kazan, görevliler kepçe mermi aramış bir tane bile bulamamışlar. Amma, iddianameye mermisiz tüfek için “Vahim!” notu düşmüşler. Sayın Erdoğan’ın “çökerttik” dediği, “Derin devlet” elemanı diye haftalardır basında üzerlerine çullanılanlardan ‘Ergenekon zanlısı’ Vedat Yenerer’in durumu işte bu.
Ötekilerin durumunun Vedat kardeşten farklı olduğunu nereden biliyoruz!
Suçu ispat edilene kadar insanlar masum değil midir!
 Hâlâ gülüyorum, yani adam Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanını, Emniyet Müdürünü vurmak için internetten adres ve silah alıyor ve bu kişi  “derin devlet” oluyor, ha..

Yazarın Diğer Yazıları