AKP’nin laçka açılımları!..

Uludere’de yaşanan üzücü olayla ilgili gelişmelerin ardı arkası kesilmiyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ile görüştükten sonra incelemelerin bu hafta içinde tamamlanıp, sonuca ulaşılması
kararlaştırıldı.
Çeşitli çevrelerde, askerin veya istihbaratın “zafiyet kusurları” tartışıla dursun, bu olayda her ne hikmetse hükümetin kusurlarının hepsinin üstü kapatılıyor, daha da kapatılacak gibi gözüküyor.
Kaymakamını korumaktan aciz AKP Hükümeti, Bakanlarına Uludere Kaymakamı’nı kalkan ederken, taziyeye gitmek isteyen CHP lideri ve ekibine de helikopter tahsis etmemişti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da CHP heyetine verilemeyen helikopteri güvenlik sebeplerine dayandırdı.
Şimdi sıkı durun!..
Taziyeye giden bir CHP yetkilisinden öğrendiğime göre;
CHP heyeti, Van’dan 7 saatlik bir yolculuk sonrası taziyelerin yapıldığı Şırnak’ın Uludere İlçesi Gülyazı Köyü’ne varıyor. Ancak emniyetin tahsis ettiği koruma ekibi Gülyazı köyüne yaklaşık 6 km. kala çekiliyor. Gerekçe açıklanmıyor. Sadece “Biz bundan sonrasına gelemeyiz” deniyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin ana muhalefet partisi lideri ve beraberindeki parti yöneticileri o riskli coğrafyada tamamen kendi kaderleriyle baş başa kalıyor.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin,Başbakan yardımcıları Beşir Atalay ve Bülent Arınç bunun açıklamasını yapabilirler mi?
Ne devlet ne de hükümet bölgeye hakim değiller. Bunun daha çarpıcı bir örneği olabilir mi?
Hatırlatalım!..
Uludere Kaymakamı Naif Yavuz’un saldırıya uğradığı gün de görüntülerde güvenlik güçlerinin olmaması dikkat çekmişti. Bunu sorduğumuz AKP Şırnak Milletvekili Mehmet Emin Dindar “Orada birkaç tane silahsız koruma dışında koruma yoktu. Asker de yok polis de...” demişti.
Bir bilgi daha verip bu konuyu noktalayalım.
Genelkurmay Başkanlığının rakamlarına göre; terör örgütü PKK’ya her türlü desteği verenlerin (ekmek ve su yardımları da dahil) sayısı 1993’de 430 bin kişi iken bu sayı bu sene 2.5 milyona
ulaşmış...


Büyükelçi Paris’e
Sözde Ermeni Soykırımını inkarı suç sayan yasanın Fransız Meclisinden geçmesinin ardından çok sertleşen AKP iktidarı yeni bir geri vites hamlesi yapıyor. Fransız Senatosu 10 Ocak 22 Şubat tarihleri arasında açık olacak. O tarihler arasında Fransız Meclisi’nden
geçen Ermeni soykırımı iddialarıyla ile ilgili teklif, senatoya gönderilecek.
“İstişare için” Ankara’ya çağrılan Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu Fransa’ya gidiyor. Bu kararda Büyükelçi’nin Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı’na sunduğu rapor da etkili oldu. Konuyla ilgili olarak Dışişlerinde üst düzey bir yetkiliye gelişmeleri sordum;
 “Bu konuda bizim içimizde yapılacak dahili bazı toplantılara da katılacak ondan sonra gidiş tarihine karar verilecek. Normalde böyle durumlarda Büyükelçi’nin çekilmesi ilk anda bir protestodur ama bu durumda yani Fransa özelinde büyükelçilerin bizzat milletvekilleri ile, üst düzey zevat ile temasları halen önemini korur lobicilik anlamında. Şu anda tarihini kararlaştırmadık. Bir şekilde dönecektir. Çünkü,orada kılıç sallamaya devam edecek. Zaman belli değil, kendi aramızda yapacağımız bir iki toplantı daha var” cevabını aldım.
Daha önceki “lobi” çalışmalarının sonucu ortada. “Bu sefer nasıl bir çalışma olacak” diye sordum. Aldığım cevaba siz yorum yapın:
“Öncelikle Dışişleri Bakanlığı yani resmi makamlar, Hükümet, Cumhurbaşkanlığı, bürokratların nezdindeki temaslar sürecek. İkinci olarak tabii senatörlerin üzerinde, esas üçüncü olarak kanaat önderleri. Fransa, ‘ifade özgürlüğü bizim ülkemizin, sistemimizin temel kolonlarından bir tanesidir’ diyor ve temel kolonun dibine darbe vuran bir çalışma bu bizim görüşümüze göre. O konudaki görüşlerimizi aktarmaya devam edeceğiz. Bizim parlamenterlerimiz de temaslarını sürdürüyorlar, sürdüreceklerdir. Biliyorsunuz, iş dünyasını da harekete geçirdik. Onlar da kendi kanallarından bu mesajları iletiyorlar. ‘Üç koldan’ harbe devam edeceğiz.”
Büyükelçisini geri gönderecek Dışişlerimiz Senato alınacak karar için de pek umutlu değil:
“Açıkçası bu sefer ki temel fark, burada icra dediğimiz Hükümet de bunun arkasında Cumhurbaşkanlığı anlamında Daha öncekilerde bir fark vardı; mesela Dışişleri Komisyonu’na geliyordu hükümet engelliyordu, Temsilciler Meclisi’nden geçiyordu ama Senato’da hükümet daha güçlüydü orada tutuyordu. Chirac zamanında öyle yaptılar,’biz bunun senatoya gelmesini engelleyemedik fakat Senato’da bir çekmeceye kilitledik ve orada anahtarı bizde’ dediler. Ama bu sefer hem parlamentoda hem senatoda güçlü Sarkozy. Dolayısıyla bir şey söylemek için biraz erken.”
Dışişleri Bakanlığı’nın tek ümit noktası Fransız Sosyalistler Bakanlık yetkilisi anlatmaya devam
ediyor:
 “Sosyalistler Sarkozy’e karşı oldukları için (bir başka dillendirilmeyen görüşte) yasa Senatoya gelecek, Senato da bunu daha da değişiklik yapıp öyle öldürmeye çalışacaklar. Çünkü Senatoya geldiğinde o metnin bir virgülünü bile değiştirseniz tekrar Temsilciler Meclisi’ne gitmek zorunda. Senato’da da iş bizce daha net değil. Hükümet bunun arkasında . Senato hükümet taraftarı yani orada geçebilir. Diğer taraftan da sosyalistlerde ve yine hükümetin içindeki ekipte çatlaklar var. Yani, ‘bu kadar da arsızlık olmaz’ deyip bir numara çevrilmesi de mümkün bizim lehimize. Bunun nasıl olacağını bilemiyorsunuz. Son dakikaya kadar tam saha baskı yapacağız.”
Ermeni açılımının baş aktörü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,Büyükelçi Burcuoğlu’nun üç temel üstüne oturttuğu rapordan çok etkilenmiş.Büyükelçi, “arz etiği” raporda; “bir: bu tamamen bir iç siyaset konusu. İki; Kamuoyunda ve siyasi çevrelerde buna vicdanı el vermeyen, aklı buna yatmayan insanlar var. Üç;temel unsur da mücadeleyi sonuna kadar devam ettirmek durumundayız, son ana kadar gitmeliyiz.” demiş..
Anlayacağınız,Kanuni Sultan Süleyman’ın mektubuna rağmen Paris Büyükelçisi gidiyor.

Yazarın Diğer Yazıları