Bölüm başına on binlerce doları alan ama burnundan kıl aldırmayan birkaç oyuncuyu dışarıda tutuyoruz ve şunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz: Türkiye’de dizi oyuncusu olmak zor iş!
Geçtiğimiz gün TV 8 ekranlarında yayınlanan “Böyle Bir Şey Var Mı?” adlı programda, yapımcı - senaryo yazarı Birol Güven ile oyuncu Mehmet Ali Alabora “dizi sektöründe verilen sendikal mücadele” üzerine tartıştılar. Konunun merkezinde oyuncular vardı, ama diğer set çalışanları da hemen hemen aynı sorunlarla boğuşuyorlardı. Durum böyle olunca da konu binlerce insanı ve onların ailelerini ilgilendiriyordu. Bilindiği gibi, Türkiye’de yayınlanan diziler başka ülkelerde benzeri olamayacak şekilde uzun. Her hafta 120 dakikalık bir dizi çekebilmek için set işçileri ve oyuncular günde zaman zaman 18-20 saate varan ve insani olmayan koşullarda çalışıyorlar. Kanalların rating ve reklam geliri kaygısı, yapımcıların da daha fazla kazanç beklentisi, bu sorunun aşılmasını engelliyor. Çalışanların çoğunun (oyuncular dahil), sigortalarının dahi olmadığı da sık sık dile getirilen bir başka konu.
Program hayli tartışmalı geçti. Mehmet Ali Alabora, “Oyuncular sendikası FIA üyesi oldu. Çalışanlar mutsuz. Çalışma koşulları çok kötü ve iş güvencesi sorunu var” diyerek sıkıntıları ortaya koyarken, yapımcı Birol Güven güllük gülistanlık bir dizi sektörü profili çizdi: “Oyuncular işçi olarak çalışabilir. Televizyon sektörü pırıl pırıl. Türkiye’de sigortasız çalışan oyuncu yoktur.” Birol Güven bunları söylüyordu ama daha önce de böyle bir tartışmaya sosyal sigorta uzmanı, gazeteci Ali Tezel ile girdiğini ve kendisinin yapımcı olduğu dizide bile sigortasız oyuncu çalıştığının kanıtlandığını unutuyordu. Nitekim programa telefonla bağlanan sosyal sigorta uzmanı Ali Tezel, oyuncuların 4a kanunu üzerinden sigortalanması gerektiğini belirtti ve Mehmet Ali Alabora’ya destek verdi. Bu tartışmalar, sektör çalışan üzerinden semirmeye devam ettiği müddetçe sürecek.
