Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

ABD’ye sır ziyarette Edelman’la konuşulanlar...

Haber dün odatv’de yayınlandı.
Kaynak Yılmaz Polat ki yakından tanıdığım Sevgili Yılmaz, Savaş Süzal ile beraber Washington’daki en iyi iki Türk gazetecisidir.
Yılmaz Polat’a göre Adalet Bakanı Sadullah Ergin ABD’ye yaptığı  ve içeriği hâlâ sır olan ziyarette Edelman’la gizlice görüşmüş.
Hatırlayacaksınız Adalet Bakanı, 2 Aralık 2010 tarihinde apar-topar ABD’ye uçmuş ve orada sadece 24 saat kaldıktan sonra hemen geri dönmüştü.
Basından saklanan bu sır ziyaretin WikiLeaks belgelerinin yayınından iki gün sonra olması önemli!
Öyle çünkü o belgelerde Başbakan Erdoğan’ın İsviçre bankalarında hesapları olduğu iddiaları vardı ve kaynak da ABD Elçisi Edelman’dı.
Sadullah Ergin 24 saat süren ziyaretinde önce meslektaşı Eric Holder’le bir araya geldi ve hemen akabinde Atlantic Council adlı araştırma kurumunun basına ve dinleyicilere kapalı olan toplantısına katıldı.
Burada altı çizilecek husus, bu toplantının gündemi ile katılımcıların hâlâ sır olarak tutulması ve açıklanmamasıdır.
Atlantic Council malum, 2009’da Kürt raporu hazırlayan ve Türkiye’de tepkilere sebep olan bir kurum.
İşte bu kurumda Adalet Bakanımızın, muhtevası ve katılımcıları devlet sırrı gibi saklanan bir toplantıya katılıyor olması ilginç değil midir.
Deneyimli gazeteci Yılmaz Polat’ın ulaştığı bilgiye göre bu toplantıya katılanlardan biri de Edelman imiş ve Bakan Ergin, Tayyip Erdoğan’ın İsviçre bankalarında hesapları var diyen bu eski ABD Ankara Büyükelçisi ile bir araya gelmiş.
Bir başka ayrıntı da Bakan Ergin’le beraber Adalet Müsteşarı Ahmet Karaman ve özel  seçilen 8 yargıcın ABD’de misafir edilmesi ve Arizona’ya götürülmesidir.
Arizona önemli, zira Meksika sınırındaki o bölgede Meksika kökenli ABD vatandaşları oturuyor. Ahmet Karaman yönetimindeki heyetin o bölgeye gitmesinin, Güneydoğu bağlamında bir hazırlığın olabileceğine işaret olduğu dillerdedir.
Sahi, Bakan bu sır ziyareti niçin açıklamıyor da spekülasyonlara zemin hazırlıyor.. Açıklasın aydınlanalım!


 

İNSAF...
Gül’le Köşk’te Lale Devri!

438 dönümlük yerleşke yetmedi, devlete ilave her ay 39 bin lira haraç pardon kira
ödetiyor.
Kim mi?
 Kürtçü Diyarbakır-Sur ilçesi Belediye Başkanının çok sevdiği iki Abdullah’dan soyadı Gül olanı yani Cumhurbaşkanımız!
Evet Abdullah Bey’e 438 dönümlük bahçe üzerindeki Çankaya Köşkü yetmiyor, bitişikteki devlet lojmanlarını da kapattı.
Hangisini mi?
Dışişleri Bakanlığı Konutu’nu!
İyi ama koca Köşk bir Abdullah Bey ve eşi Hayrünnisa Hanım’a nasıl yetmez?
Gül’ün kızı evli ve Ankara dışında yaşıyor.
Büyük oğlu İngiltere’de çalışıyor.
Küçük oğlu da ABD’de okuyor ve dolayısı ile topu topu iki kişiye koca Çankaya Köşkü nasıl kifayet etmez?
Sakın Köşk restorasyonda falan demeyin, böyle bir şey 3 yıl sürmez, yani Abdullah Bey o lojmanı tam 3 yıldır boşaltmadı!
Yoksa boşaltmamasının nedeni
Hayrünnisa Hanım’ın Dışişleri Konutu’nu çok sevmesinden mi?
Yoksa oranın dekorasyonunu, yaradılıştan iç mimar olan (!)Hanımefendi yaptı da oraya kendilerinin dışında birilerinin oturmasına gönlü mü razı değil?
Tavır aynen Tansu Çiller tavrı!
O da Başbakanken o konutu ilave olarak elinin altında tutardı.
Evet Abdullah Gül açıklamalıdır; Dışişleri Konutu’nu niye boşaltmıyor?Tekrar ediyorum Köşk’te tamirat var demesin, 3 yılda değil tamirat, 30 tane yeni Köşk inşa edilirdi.
Bir Başbakan Erdoğan’ın tutumuna bakın bir de Abdullah Bey’e!
Tayyip Bey bırakın ilave bir lojman talep etmeyi, Etlik’de kirasını kendi ödediği mütevazı evinde otururken, Abdullah Bey bu fakir milletin parasını oraya buraya saçıyor!
Lojman kapatmakla para saçmak nasıl mı oluyor?
Dışişleri Bakanlığı’nın lojmanına el koyarsanız ona da yeni bir lojman gerekli oluyor ve nitekim Bakan Ahmet Davutoğlu’na böyle bir köşk kiralandı.
Ne kadara mı?
Aylık 39 bin (milyar)’e!
TBMM zabıtlarından öğrendik ki kiralanan bu lojmana Gül’ün sefası adına bugüne kadar tamı tamına 702 bin(milyar) lira kira ödenmiş!
Böyle savurganlık kabul edilebilir mi!
Bırakın diğerlerini, 8. Cumhurbaşkanı Özal’ın bile masraf olmasın diye Çankaya Köşkü’ne ambulans bile istemediğini Abdullah Gül bilmiyor mu?
Bir rahmetli Özal’a bakın bir de Abdullah Gül’ün yaptığına!
Gül, Turgut Bey’i illa da taklit etmek istiyorsa bu yönünü niçin dikkate almıyor?
Evet Abdullah Gül, Köşk’ün bütçesini Ahmet Necdet Sezer’e kıyasla 4 misli artırdığı yetmemiş gibi, 30 milyon dolarlık süper lüks bir yat siparişi verdirdi ve şimdi de 702 bin liralık kira haracını ödettiriyor!
Yapmayın Abdullah Bey, anladım balıktan korkunuz yok ama israf haram diye Halik’den de korkmaz mısınız?
Abdullah Gül’ün o makamdan gitmesi Çankaya Köşkü’ndeki Lale Devri’ni sona erdirecektir!


 

SABOTAJ... 
Kılıçdaroğlu’na Ali Kırca pususu!

Geçen hafta Ali Kırca’nın Siyaset Meydanı programını
izlediniz mi?
Ne olur izleyenler izlemeyenlere anlatsın zira o program yayıncılık ve gazetecilik adına utanç programıydı!
Niçin mi?
Programın infaza dönüştürülmesinden ötürü!
Evet Ali Kırca adeta Kılıçdaroğlu’na pusu kurmuştu!
Televizyon programcılığı bizim de işimiz. Ali Kırca, ATV’ye Siyaset Meydanı’nı yapmaya başladığı tarihte biz de TGRT’de benzer bir programa(Alternatif’e) başladık ve 10 küsur senedir 5 ayrı kanalda program yaptık ve hâlâ yapıyoruz. (TGRT, Star TV, Flash TV, Avrasya TV ve Ulusal Kanal.)
Programa çağırdığınız konuk ya da konuklar, sizin tarafsızlığınıza  teslim olup gelmişlerdir ve onlara evrensel yayıncılığın dışında bir  tutum takınamazsınız!
İzlemeyenlere aktarayım, Ali Kırca’nın programında
neler mi oldu?
CHP liderini sabote görevlisi bazı isimler soru sorma ambalajı ile programdaydı ve yayın boyunca bu işi kural tanımadan yaptılar.
Kürtçü ve AKP parti görevlileri imajını veren isimler program boyunca bel altı hücumlar yaptılar.
Hayır bana göre olanlardan soru ambalajı ile hakaret eden sözde konuklar sorumlu değildi, sorumlu olan bizatihi
Ali Kırca’ydı!
Sakın özgür gazetecilik yapıldı falan deyip güldürmeyin beni. Ali Kırca’nın gazeteciliğini ve bağımsız yayıncılığını Tayyip Erdoğan’la yaptığı son programında gördük. Tayyip Erdoğan’ın malum hakareti karşısında susan ve iki büklüm olan Kırca’nın Kılıçdaroğlu’nu adeta dövdürtmeye çalışması, ne yazık ki bana başka başka şeyleri çağrıştırıyor!
Yoksa Ali Kırca, Erdoğan’a herkesin beklediği normal soruları bile sormazken Kılıçdaroğlu’nu özgür gazetecilik ambalajı ile AKP’lilere dövdürtmesi, Tayyip Bey’le işi olan patronundan aferin almak için miydi?
Tam bu süreçte yaşanan bir başka şey de Show Haber’i tarafsız yayını ile güven adresi yapan Haber Genel Yayın Yönetmeni Emin Demirel’in kovulmasıdır.. Ne ilginç rastlantı
değil mi?
Bütün bunları bir araya getirdiğimde, Ali Kırca’nın Kılıçdaroğlu’na takındığı tutumu normal bulamıyorum.
Bazıları Tayyip Bey Başbakan, elbette kural gereği ayrıcalığı olur  demesin sakın, zira  Kılıçdaroğlu da ’Ana Muhalefet’ lideri yani teorik olarak Başbakan adayıdır!
Sahi, bir dönem ilkeli olmak adına Star TV’de şirket kavgasının içinde olmam, deyip Ana Haber’e çıkmayan Ali Kırca’ya ne oldu bugün?
O günkü Ali Kırca ile bugünkü Ali Kırca arasında çok fark var!

Yazarın Diğer Yazıları