Adalet kördür ama karanlıkta da görür - Kerim Yılmaz

Adalet kördür ama karanlıkta da görür - Kerim Yılmaz
Unutmayalım ki; adalet kördür ama karanlıkta da görür. Er ya da geç tecelli eder. Bize düşen adaletten yana olmak ve durmaktır.

Sözde bir adalet değil, gerçek adalet için erk sahibi korkusu olmaksızın vicdani içtenlikle çalışacak hakimler olmalı bu dünyada. Aksi halde ne toplumda huzur ne de saygın bir devlet kalır ortada. Bu da ancak ve yalnızca hukuk devletinin temel unsuru olan yargı bağımsızlığıyla mümkün olur. Yargısı bağımsız olamayan ülke, hukuk devleti de olamıyor. Bunu temin edecek tek ve en güçlü araç, anayasal ve kurumsal olarak HSK, yani Hakimler ve Savcılar Kurulu.

***

Onüç üyeden oluşan Hakimler ve Savcılar Kurulu''nun doğal üyeleri Adalet Bakanı A. Gül ile Bakan Yardımcısı (müsteşar yerine) Hasan Yılmaz dışındaki onbir üyesinin görev süresi 7 Haziran''da bitiyor. Değişecek onbir üyeden dördü Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan seçilecek. Burada bir seçim değil atama sözkonusu, kalan yedi üye de TBMM tarafından seçiliyor. Anayasa 159/5 mf -Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki otuz gün içinde yapılır- hükmüne göre 7 Nisan''da başlayan bu sürecin 7 Mayıs''a kadar bitmesi gerekiyor.

***

Cumhurbaşkanı''nın birinci sınıf adli yargı hâkim ve savcıları arasından üç ve birinci sınıf idari yargı hâkim ve savcıları arasından bir, toplamda dört üyeyi atamasında bir sorun yok, ol dedikleri olur biter, gider. Fakat kalan yedi üyenin seçimi bu kadar kolay değil. TBMM tarafından seçilecek yedi üyenin seçiminde Komisyon ve Genel Kurul''da uzlaşma zorunlu hale gelmiş durumda. Meclis; Yargıtay üyelerinden üç, Danıştay üyelerinden bir yüksek yargıç üye, Yükseköğretimin hukuk alanında görevli bir akademisyen ile meslekte fiilen 15 yılını doldurmuş avukatlar arasından da üç kişiyi kurula seçecek.

***

Anayasal süreç şöyle; Yukarıdaki şartları haiz adaylar TBMM Başkanlığına başvuracaklar. Taleplerin tümü Anayasa -Adalet Komisyonlarından oluşan Karma Komisyona gelecek. Komisyonda önce üye tam sayısının 2/3 ünün oyunu, bu olmadığı takdirde 3/5 nin oyunu almak gerekecek. Bu suretle toplam 21 kişilik üye aday listesi oluşarak, seçecek asıl organ olan Genel Kurula gidecek. Burada da herkesin en fazla bir adaya oy vereceği aynı nisaplarla seçim yapılacak. Gizli oyla seçilecek bu yedi üye her iki aşamada nitelikli çoğunlukla belirlenecek. Eğer bu nisaplar sağlanamazsa en çok oy alan iki aday arasında çekilecek kur''a, sonucu belirleyecek.

***

Mevcut TBMM aritmetiğinde, üye tamsayısı denildiği için, 600'' e göre genel kurulda iktidar blokunun ilkinde 400, ikincisinde 360''ı yok. Karma Komisyonun üye sayısı da 26''şardan toplam elli iki ve 26 AKP, 4 MHP''li, toplamı otuz. Buna göre her iki aşamada da Cumhur İttifakının sayısı yeni HSK üyelerini seçmeye yetmiyor. Böylece sonucu kuranın tayin etmesi güçlü ihtimal oluyor. İktidar tümünü boş çekme ihtimali de olan bu kur''a işini göze alabilir mi, bilinmiyor.

***

Yargı bağımsızlığının teminatı ve sigortası olan bir kurumun kur''a ile belirlenmesi bana uygun, mantıklı ve şık gelmiyor. Ülkenin büyük çoğunluğunun adaletsizlikten muzdarip olduğu bir dönemde hiç değilse tüm kesimlerin temsil edildiği bir kurul herkesin menfaatinedir diye düşünüyorum. Adaletin iyi işlemesinin en çok da iktidara yarayacağını bilmeyenler ya da unutanlar için çok mu iyi niyetliyim bilemiyorum. Ama yargıç etiği, mesleki bilgi ve nosyonu, tecrübe ve çalışma yeterliği değerlendirilerek oluşacak bir listede uzlaşıp seçileceklerin yargı camiası başta herkesin ve ülkenin yararına olacağından eminim. Kurul nitelikli olunca kürsüdeki yargıç ve savcılara moral, motivasyon olur. O vakit yalnızca adaleti düşünür ve dağıtmaya çalışırlar. Aksi halde gece yarısı kararnamesiyle nereye sürüleceğim korkusuyla eyyamcılığa yönelirler. Eyyamcılık, haklının değil güçlünün yanında durur. Güç merkezleri değişken, sahipleri de geçicidir, adalet ise kıyamete kadar gerçek ve kalıcıdır.

Unutmayalım ki; adalet kördür ama karanlıkta da görür. Er ya da geç tecelli eder. Bize düşen adaletten yana olmak ve durmaktır.