AKP’nin gerçek kuruluş felsefesi!
"Deprem illerinde 31 Ağustos’ta vergi depremi" başlıklı yazıma, X'te yorum yapan İsmail Davran "Suriyeli sığınmacılara 13 yıldır tahammül eden iktidar kendi vatandaşı olan depremzedelere 1.5 yıl bile yıl tahammül edemiyor." dedi.
Aslında iktidar, Suriyeli sığınmacılara tahammül etmiyor, onları Türkiye'nin nüfus yapısını değiştirmek için özellikle getirdi... Bu sebeple sığınmacıların, barınma, beslenme ve sağlık sorunlarını karşılıksız çözüyorlar. Bu da yetmiyor, bir kısmını vatandaş yapıyorlar.
***
AKP İstanbul il başkanıyken Aziz Babuşçu, “AKP iktidarından önce hepimiz Türk’tük. Etnik farklılıkları bahane ederek farklı isteklerde bulunmak yasaktı.” demişti.
Yani AKP'nin kuruluş felsefesi, Türk olmaktan kurtulmaktır! Tayyip Erdoğan da uzun yıllar "Türk yerine Türkiyeli diyelim" propagandası yapmıştı.
1995 yılında Avrupa Birliği, Hollandalı tarihçi Erik Zürcher’e, “Türkiye’nin Modern Tarihi” adlı bir kitap yazdırmıştı.
Zürcher, kitabında, “Tekelci bir şekilde Türk dili ve kültürüne bağlı bir milliyetçilik yerine, vatandaşlığa bağlı yeni bir milliyet kavramı yaratmak gerekir!” ifadesini kullanmıştı. Tayyip Erdoğan başından beri bu zihniyet üzerinden politika yaptı..
AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı da “Anayasayı değiştireceğiz ve vatandaşlıktaki Türklük tanımını kaldıracağız. Yoksa demokratikleşmeyi yapamayız. Vatandaşlık tanımı da değiştirilecek. Herkes kendi etnik kökenini ifade edebilecek ve üst kimlik olarak ‘Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım’ diyecek. İşte bu, sorunu çözer” demişti.
2011 yılının Nisan ayında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Sosyalist Grup Başkanı Andreas Gross, NTV ana haber bülteninde Can Dündar’ın sorularını cevaplandırırken Tayyip Erdoğan’ın kendisine verdiği bilgileri ifşa etmişti.
Gross, “Tayyip Erdoğan, Anayasa’nın ilk maddelerinin yalnızca bir geçiş sürecinde var olabileceğini söyledi. Ve kendisi de Türkiye’nin artık birinci madde ya da üçüncü madde gibi Türklüğe vurgu yapan maddelere ihtiyacı olmadığını, olmayacağını söyledi. İleride... Bence bu çok ilgi çekici bir yorumdu. Dolayısıyla bizim Türkiye’yi çok dikkatli bir şekilde desteklememiz gerekiyor” demişti.
Andreas Gross, Anayasa'daki Türklük maddelerini kaldıracağı için Erdoğan'a destek olmaları gerektiğini söylüyordu.
***
Güncel konuya gelelim... AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, “Baştan sona, birinci maddeden son maddesine kadar yeni bir anayasa yapacağız” diye mesaj yayınlayınca CHP Milletvekili Hasan Öztürkmen, “AKP'nin Anayasanın ilk 4 maddesini de değiştirmeyi arzuladığı bu sözlerle ifşa oldu” dedi.
Öztürkmen, Yazıcı’nın bu çıkışının, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un verdiği “1921 model anayasa” mesajının devamı ve tamamlayıcısı olduğunu söyledi. Öztürkmen, “İyi bilinmelidir ki, TBMM alet edilerek girişilecek böyle bir anayasa darbesine seyirci kalmayacağız. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerine el uzatılamaz! Cumhuriyet Devrimimize ve Anayasanın ilk 4 maddesine dokunulamaz” dedi.
***
Abdülhamit Gül de Adalet Bakanı iken "Bugün 1921 Anayasası'nın ruhuyla, cumhuriyetimiz yeni anayasayla taçlanacaktır" demişti.
Aslında 1921 Anayasası'na dönüşü ilk isteyen, teröristbaşı Abdullah Öcalan idi. Öcalan'ın, "Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye'nin yaşadığı sorunların çözülmesi için 1921 Anayasası'nın günümüze uyarlanması gerekir. 1916-20 sürecinden sonra 1921 Anayasası oluştu. Bu anayasanın daha sonra netleştirilip demokratikleştirilmesi beklenirken 1924 Anayasası ile -bu anayasada tamamen Kürtlerin inkârı vardır- daha oligarşik ve bürokratik bir anayasa hâline getirildi. Şimdi de AKP anayasası hâline getiriliyor. Ben, 1921 Anayasası'nı yeniden güncelleyelim diyorum" demişti.
***
CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen'in çıkışı son derece doğrudur ama bu bir kişisel tepkidir. Aynı tepkiyi CHP Genel Başkanı Özgür Özel veya Ekrem İmamoğlu'nun vermediğini herkes görüyor. Zaten Altılı Masa'nın mutabakat metninde bulunan “1921 Anayasası’nın nispeten kapsayıcılığının peşinden kurulan Türkiye Cumhuriyeti devleti, sonraki anayasalarında daha dar kalıplara girmiştir." ifadesi ortadadır. Bu metne, İYİ Parti'nin bile imza attığını da hatırlatayım.
Kısacası, "Yeni Anayasa” diyenler, gerçekte Abdullah Öcalan'ın talepleri doğrultusunda bir anayasa hazırlamaktan söz ediyor...