TEZGAHTA 2. PERDE

TEZGAHTA 2. PERDE
TEZGAHTA 2. PERDE

Bağımsız Milletvekili Leyla Zana’nın ‘güdümlü’ çıkışına Başbakan Erdoğan’dan yanıt geldi: Böyle bir talebi olursa kendisiyle görüşürüm tabii...

Müzakereler hızlanıyor mu
Oslo sürecinin deşifre olmasıyla kesintiye uğramış gibi görünen müzakereler, ABD’li yetkililerle görüşmesinden 3 gün sonra “Bu işi çözerse Erdoğan çözer” çıkışı yapan Leyla Zana ile ivme kazanacak gibi görünüyor. O ilginç çıkışa yanıt, Meksika ziyareti öncesi Başbakan Tayyip Erdoğan’dan geldi.

Samimiyetle bu iş çözülür
Talebi olursa Zana’yla görüşeceğini açıklayan Erdoğan şöyle konuştu: Temennim odur ki, bu açıklamalar uzun yılların tecrübesinin de ortaya koyduğu bir neticedir. BDP keşke silahı unutup, terör örgütünü unutup, parlamento çatısı altında siyasi mücadelesini sürdürse. Taraflar samimi olursa bu iş çözülür.


Şundan vazgeçtik onu, bunu isteriz!
YENİÇAĞ, 15 Haziran Cuma tarihli sayısında Türkiye Cumhuriyeti’ne bölünme tehdidiyle özerklik dayatanların, ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışanların rol aldığı senaryoyu bu başlıkla kamuoyunun dikkatine sunmuştu.

 

Yüzyılın tezgahında İKİNCİ PERDE

Erdoğan, talep gelmesi halinde, Zana’nın Türkiye’nin bölüneceği tehdidini savurarak sıraladığı özerklik taleplerini görüşebileceğini söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Meksika ziyareti öncesi yaptığı açıklamada, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana ile görüşebileceğini söylemesiyle yüzyılın tezgahında ikinci perde için de düğmeye basıldı. Erdoğan, Zana ile randevu istemesi halinde görüşebileceğini ifade etti. Zana, geçen hafta Hürriyet gazetesinde Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu ve Ankara Temsilcisi Metehan Demir’le yaptığı sohbette, terör sorununun Başbakan Erdoğan tarafından çözüleceğine inandığını ifade ettikten sonra Kürt kimliğinin anayasal güvenceye alınması ve Öcalan’a ev hapsi gibi özerklik taleplerini sıralamıştı. Zana, bunların olmaması halinde ise Türkiye’nin bölüneceği tehdidini savurmuştu. Türkiye’ye bölünme tehdidiyle özerklik dayatmaya kalkan Zana’nın, Hürriyet’teki röportajdan 3 gün önce ABD’li diplomatlarla görüştüğü ve  “Bağımsız Kürt devleti hayal. PKK’yı silah bırakmaya teşvik edin” mesajı aldığı ortaya çıkmıştı.


Talep gelmedi
Başbakan Erdoğan, dün yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Leyla Zana’nın benimle görüşme noktasına gelmiş bir talebi yok. Ancak bir miletvekili olarak böyle bir talebi olursa kendisiyle görüşmekten kaçmam, bunu da açıkça söyleyeyim. Temennim odur ki bu açıklamalar uzun yılların tecrübesinin de ortaya koyduğu bir neticedir. BDP keşke silahı unutup, terör örgütünü unutup, parlamento çatısı altında siyasi mücadelesini sürdürse. Taraflar samimi olursa bu iş çözülür. Bölücü terör örgütü silah bırakmak zorundadır. Bu olmadığı sürece güvenlik güçleri silah bırakamaz. Operasyon halkın huzurunu tehdit edenlere, eli silahlı şehir eşkıyalarına karşı yapılıyor. Ne diyorlar, polis silah bırakacak, asker silah bırakacak. Polis silah taşıdığı için polis, asker silah taşıdığı için askerdir. Bununla görevli, millet askerine bunun için bedel ödüyor. Bunları birbirinden ayırmamız lazım. Umarım bunu parlamentoya girmiş olan BDP milletvekilleri ve onlara gönül veren vatandaşlarımız anlar. Bu süreci de başarılı bir şekilde atlatarak terör belasından ülkemizi kurtarırız.”


Takdir kendisinin
Erdoğan, Meksika ziyareti öncesi düzenlediği basın toplantısında “dön” çağrısı yaptığı Fethullah Gülen’in verdiği olumsuz yanıt ile ilgili soru üzerine de şunları ifade etti: “Daha önce de farklı zamanlarda ABD’ye giden ortak dost ve arkadaşlarımıza da bunu söyledik. ’Ne zaman gelmek isterlerse biz üzerimize düşeni her zaman yapmaya hazırız’dedik, ’Gurbette yaşamasını doğru bulmayız’dedik. Ama her türlü takdir kendilerine aittir.Yaptıkları açıklamaya göre şimdilik böyle bir şey düşünmüyorlar.”


“Leyla Zana’yı konuşturan AKP’nin ta kendisidir”

Anavatan Partisi Genel Başkanı İbrahim Çelebi, Leyla Zana’yı AKP’nin konuşturduğunu ileri sürdü ve “silah bırakılırsa Öcalan’a ev hapsi” uygulamasının halk isyanıyla sonuçlanacağını iddia etti. Çelebi yazılı açıklamasında, AKP hükümetinin, Kürtçe seçmeli derste karar kılması ve danışıklı bir şekilde teröristbaşı ve on binlerce şehidin katili Abdullah Öcalan’a “Pazarlıklı Ev hapsi” uygulamasını dillendirerek, kamuoyunda nabız yoklaması yaptığını öne sürdü. İktidarın terörle ve teröristle etkin mücadele etmek yerine “müzakereyi” seçtiğini öne süren Çelebi, “Y-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da bu ihanet yolunda AKP’ye ‘bastonluk’ ve ‘Tellallık’ görevini üstleniyor” iddiasında bulundu.


Ateşle oynuyorsunuz
İbrahim Çelebi yaptığı açıklamada, TBMM’yi Öcalan’a ‘ev hapsi’ konusunda uyararak “Büyük bir ateşle oynuyorsunuz. Eğer böyle bir hataya imza atarsanız, halk isyan eder ve Türkiye, Suriye’den beter olur” dedi. Layla Zana’nın ani çıkışlarının, bölücü başının manevra değişikliği taktiği olduğunu savunan Çelebi, “Bölücü başının tek derdi dışarı çıkmak. Leyla Zana’nın kim olduğunu herkes biliyor.. Kime yutturmaya çalışıyorlar. Zana, hükümet ile İmralı arasında ki müzakerenin piyonu. Zana’nın o kadar uzun konuşması içinden Bülent Arınç ve Kılıçdaroğlu’nun sadece ‘Öcalan’a ev hapsi’ konusunu alıp, olumlu şekilde yorumlamaları düşündürücüdür” dedi. Çelebi, “Leyla Zana’yı konuşturan ve hemen akabinde ona övgüler dizen de AKP’dir. Bu bir danışıklı manevradır, Kılıçdaroğlu’da bu yol haritasında bastonluk görevini üstlenmiştir. Bülent Arınç diyor ki ‘sözlerim yanlış anlaşıldı’. Herkes yanlış anladı da Başbakan’ın ve bakan arkadaşların da mı seni sözde yalanlarken yanlış anladılar Sayın Arınç” görüşünü savundu.