Ankara Kitap Fuarı'ndan izlenimler...

Bir kitap fuarına daha gidip döndük... Sıcağı sıcağına yazacaktım ama geç döndüm, salı günkü yazıma yetiştiremedim. Kısmet bugüne imiş... Hem fuar da devam etmekte...

Birkaç üzüntü verici istisna dışında dostluklar gördüm bu fuarda, yeni dostlar edindim...

Evet dostluklar... Sözgelimi televizyon dünyasının değerli ismi İsmail Dükel'i tanıdım. Nergiz Yayınları standında yan yana kitap imzaladık, sohbet de ettik... Sağlam karakterli, dürüst ve açık bir insan...

Ertesi gün de yanımda eski politikacılardan Tevfik Diker oturdu... Her konuda anlaşamadık ama çok dürüst bir insan olduğunu anladım. Çiller dönemine ait birçok gerçeği de öğrendim ondan.

Emekli General Osman Özbek gelip standa benimle sohbet etti ve "Tanış Ünlüler Anılar Giz Dökümleri" adlı kitabımı okuduğunu, arkadaşı O.P. hakkındaki tespitlerime katıldığını ifade etti ve "Sen zaten mert, dürüst bir adamsın" dedi.

Türk-İş'in eski genel başkanı Salih Kılıç gelip "İslam'dan Deizme" adlı kitabımı aldı ve imzalattı, "Çok merak ediyordum bu kitabı" dedi.

Kırk yıldır yüz yüze görüşemediğim İstanbul Eski Ülkü Ocakları Başkanı, ANAP ve MDP eski milletvekili Mehmet Kocabaş Ağabeyim geldi standa. Yanında Prof. Dr. Çağatay Bey ve TİKA'da çalışan, daha önce yazıştığımız, bana kitap gönderen bir Bey vardı (adını hatırlayamadım, beni bağışlasın). Mehmet Abi, onlar ve kendisi için kitaplar alıp imzalattı, hasret giderdik.

Akşam Bayburtlu dostlarla bir arada olduk, yemek yedik. Kimlerle mi? Türk şiirinin yaşayan devlerinden Yahya Akengin ve öğretmen-yazar kardeşim sevgili Ali Kemal Temuçin'le. Onlarla sohbet ederken değerli büyüğüm Agâh Oktay Güner aradı telefonla, gönderdiğim kitaplar eline ulaşmış, bazılarını bir solukta okumuş, okudukları bölümlerle ilgili görüşlerini söyledi, bazı özel açıklamalar da yaptı o dönemlerle ilgili. "Sayın Bakanım, ben Ankara'dayım şimdi Yahya Bey ve Ali Kemal'le yemekteyiz" diyemedim, kalkar gelirdi, onu yormak istemedim. Ancak karar verdik, mutlaka Ankara'da bir gün bir araya geleceğiz, Agâh Bey'i ve Sayın Namık Kemal Zeybek'i de çağıracağız.

Efendim bunlar olumlu yanlar, bazı olumsuzluklar da gördük elbet... Standın önünden geçip giden bir eski MHP Genel Başkan Yardımcısını gördüm, eski bir arkadaş, dönüp bakmadı bile, çekip gitti. Orada olduğumu bilmemesi mümkün değildi.

Kimileri de yalnız kendi Mehmetlerine ağlıyorlardı Bayburt deyimiyle, bizi Mehmet'ten saymıyorlardı kıskançlıklarından... Bunlar hep 20 yaşımdaki militan halimle kalmamı diliyorlardı belli ki. Ben nasıl yazar olurmuşum, "Ben kimmişim, kitap yazmak kimmiş". Bunların hâline de sinirimden güldüm.

Ve Hasan Akar... Tokat ve Niksar araştırmalarının üretken yazarı, değerli dost... Yazılarımı kesip saklayan bir okurumla (onun da adını unuttum, o da bağışlasın) geldiler, Kemalist Türkçülük ve İslam'dan Deizme imzalattılar...

Bu kadar mı? Elbette hayır! Ama hepsini buraya sığdıramam ki... Hepsini temsilen, aksakal ve sadık iki okurum olan Hayrettin Atak ve Bahir Oltulu'yu selamlıyorum, önümüzdeki yıl yeni kitaplarımla görüşmeyi diliyorum ve Atatürk'ümüzün çok önemsediğim şu özdeyişini yineliyorum:

"Okuduğun her kitapta kendinden bir parça bulursun, o parçaları birleştirdiğinde bir güzel insan olursun"

 

Yazarın Diğer Yazıları