Halkbank müdürü tahliye edildi, üstelik mal varlığına konan tedbir de öbür sanıklarınki ile birlikte kaldırıldı, o sanıkların tahliyesi de yakınmış.
Banka müdürünün kar başlığını burnuna kadar çekmiş tutuklanma fotoğrafını hatırlayanlar ve “iyi ki onların yerinde değiliz” diyenler şimdi “keşke onların yerinde olsaydık”  derler mi acaba?
Aynı şeyi diğerleri için düşünürsek, asgari ücret ile geçinmek için uğraşanlar “keşke ihale yolsuzluğu yapsaydım, şimdi milyon dolarlar ile konuşurdum” derler mi acaba?
Bine yakın polisin, savcının yerleri değişti  “iyi ki onların yerinde değilim” diyenler olmuş mu idi? Şimdi “iyi ki hukuk okumamışım, savcı, polis olmamışım” diyenler oluyor mudur? 
Bir ülkenin sosyal yapısı böyle hasar alır işte...
Şimdi basit bir hırsızlık yapmış adam “ben 200 TL çaldım içeride yatıyorum, milyon dolarları kutular ile evlerinde saklayanlar serbest, ben niye değilim diye” keder ve pişmanlık duyar mı dersiniz? Pişmanlık duymalarını daha çok çalmadıklarına üzülür mü anlamında söylüyorum.
Ziya Paşa Terkib-i Bendinde:
milyonla çalan mesned-i izzete serefraz 
birkaç kuruşu mürtekibin cay-i kürektir 
der.
Şair sezgisi mi dersiniz, Ziya Paşa devlet adamı idi tecrübe mi dersiniz...
Manayı anlıyorsunuzdur, milyonla çalanların izzetle taçlandırıldığını, bir kaç kuruşu irtikap edenin küreğe çarptırıldığını söylüyor. Bu günleri görmüş gibi...

***

Bizim Başbakan yolsuzluğu kendine göre, El-Cezire televizyonunda yorumlamış, devletin parasını çalmazsan yolsuzluk olmaz demiş, dinleyicilerini biraz küçümsemiş sanırım. 
Devletin parası nasıl çalınır, devletin camını kırar içeri mi girersiniz, kapıya anahtar uydurup, kapıdan mı girersiniz, devletin balkonuna mı tırmanırsınız, yani Başbakan’a hayret etmekten yoruldum, devletin parası işte tam da onun söylemekten kaçındığı gibi çalınır. Hangi sözlüğe bakarsanız bakın, isterseniz google’a girin, yolsuzluk kamu gücünü kendi çıkarı için kullanmaktır. Kamu ise devlet değil o senin ikide bir söylediğin tüyü bitmemiş yetim hakkıdır, yani topluma zarar vermektir. Himaye ile, rüşvet ile, hile ile, yalan ile toplumun  yararlanacağı  “rızk”a el koymaktır. Rızka, rahata, özgürlüğe, iç barışa, dış barışa el koymaktır. Rızık deyince aklınıza sadece karın doyurmak gelmesin. Toplumun faydası için yapılacak işlerden haksız ve hukuksuz faydalanmaktır. Kur’an da bunun için bir çok sure ve ayet vardır. Birisi de meşhur maun suresidir. Allah, kamu mallarına ihanet edenin namazını bile lanetliyor.