Asıl sokağa dökülecekler...

Ak Partililer geleneksel olarak "Bay Kemal"e yüklenmeyi tercih ediyorlar. Kılıçdaroğlu'nun ağır eleştirilere tutulan konuşmasına tepkiler hız kesmeyecek gibi. Oysa, CHP Genel Başkanı hak aramada "Barışçıl sokak gösterileri"ni yöntem seçmişti. Hem de "Şimdi bana bindirecekler" diye de ilave etmişti. Tam burada bir hatırlatma yapmak istiyorum. Kılıçdaroğlu'ndan önce konuşan, hatta daha ağır lafları söyleyen TÜRK-İŞ Genel Başkanı idi. Enflasyon ve fiyat artışlarının dayanılmaz hâle geldiğini ifade ederek, şöyle devam etti: "Bakalım bu gidişin sonu Fransa'daki tepkilere benzeyecek mi?" Bu ifadeyi kullanan Ergün Atalay, Türkiye'nin en büyük işçi kuruluşunun başı olunca malum şürekâdan ses çıkmadı. Üstü örtüldü. Duymazdan gelindi.

Ne zaman ki bu lafları, hem de daha hafifini Kılıçdaroğlu'nun ağzından duyunca "hücum borusu çalındı." Yandaş kalem ve ağızlar topluca saldırıya geçtiler. En ağır ithamlar ise Erdoğan'ın ağzından çıktı. "Millet, bunun cezasını verir" ve "Bu defa tankların arasından kaçamazsın" diyerek nokta hedef gösterdi.

Bir sen eksiktin

En tuhafıma giden ise eski topçu Alpay Özalan'dı. Ana Muhalefet liderine (bir haber spikerini de dahil etti) soruyor "Portakal mısın, mandalina mısın?" Ben de ona sormak istiyorum milletvekili misin yoksa 'bodyguard' mısın?

Anlaşılan Birleşik Krallık'ta futbol oynamak da Alpay'a hiçbir şey kazandırmamış. En azından "İngiliz centilmenliğini."

Önemli taraf

Her yıl sonu olduğu gibi yine asgari ücret ve emekliye zam vakti yaklaştı. Atamalar ve etiketleri budamalar enflasyonu aşağı çekme uğruna. Sanayi üretiminde gerileme, işsiz sayısındaki ilerleme öne çıktı.

Boşta gezen sayısı 330 bin artışla 3 milyon 749 bine fırladı. Acıklı taraf her 100 işsizden 21'i genç. Diplomalı ya da diplomasız fark etmiyor.

Bunlara emekliliği geldiği ve yeterli primi yatırdıkları hâlde maaş bağlanamayanları ekleyebiliriz. Objektif kanalları bir yana bırakın NTV ile CNNTÜRK bile bunların feryatlarını yayımlamaya başladı. Erdoğan'ın tepki gösterdiği "sokağa dökülme" çoktan başladı galiba. Bunlar da mı "tankların arasından geçemeyecekler"e dâhil edilecek?

Faturalar

Bu ülkeyi yönettiklerini zannedenlere seslenmek istiyorum. Her alanda daha kötüye gidiyoruz. Çok basit örneklerle anlatacağım. Yiyecek-içecekteki felakete girmeyeceğim. Mutlaka ödenmesi gereken faturalara bakın yeter. Bir ay önce 140 lira olan elektrik faturası şimdi 199 lira. Su, uçanlar listesine girdi. Doğal gaz için 29 lira ayrılırken, şimdi 250 lira ödeyen şanslı. Bu miktar da "ekonomik ayar"da tutulan kombiler için. Düğmeyi biraz yukarı çevirirseniz bundan sonrası için "battaniyeli günler" dilerim.

Telefonlar ayrı dert. Dumanla haberleşme çağına geri dönebilirsiniz. Bir de Digiturk aboneliğiniz varsa, önümüzdeki günlerdeki "yıllık artırım"a hazır olacaksınız. Kendi adıma formülü buldum. Spor paketini bırakıp, sinema paketini iptal ettirdim. Böylece miktarı denk getirdim.

Bunları yazdım ve İsmail Küçükkaya Çalar Saat'te okursa, yeni boy hedefi olma ihtimalim çok güçlü. "Kendi gibi düşünmeyeni terörist ilan etmeyi" alışkanlık hâline getirmelerinden korkuyorum. Ancak, sıraladıklarımın hepsi tepeden tırnağa doğru...

Yeni takviye

Tarafsız Bölge'de öncelik Kılıçdaroğlu'nu yargılamaya verildi. Partilerin belediye başkan adaylarıyla ilgili gelişmeler son dakikalara sığdırıldı. Hasan Basri Yalçın ve Zafer Şahin'e alıştık. Enes Bayrakçı ilave olmuştu. Maşallahı var, o da ünlü tiyatro oyunu "Ayak Bacak Fabrikası"ndaki yukardan iplerle kurgulanan tipler gibi. Neyse ki Mustafa Şen gibi sinir bozmuyor.

İkinci bölümde ise Abdullah Gül'e parti kurdurmaya kadar gittiler. Mustafa Balbay, "O bu işi gerçekleştirene kadar genel seçimler bile yapılır" dedi. Önay Alpago da "Kurarsa şaşırırım" demekle yetindi. Arada en hoş espri birlikte yapıldı; "Kılıçdaroğlu ile Gül'ün muhabbetlerini Allah artırsın."

Benzin meselesi

Fenerbahçe'de görüntü "16. haftada 17. sıra." Bunun nedeni takımın hâlâ kondisyonu yok. Argo tabirle "yeterli benzini mevcut değil."

TRT Spor'un Yüz Yüze'sinde Ömer Üründül aylardır söylediklerine devam etti:

* Yanlış teknik ekip seçimi. * Yanlış futbolcu transferleri. * Olmayan kondisyon.

İtirazı olan var mı?

GÜNÜN SÖZÜ

Basma cahilin izine, gitme şeytanın sözüne! Ruhsati

 

Yazarın Diğer Yazıları