Avrupa Birliği ülkelerinin vatandaşları, perşembe gününden beri sandığa gidiyor. Bugün sona erecek oylama sonucunda, Avrupa Parlamentosu’nda AB ülkelerini temsil edecek milletvekilleri seçilecek.
Bu, yaklaşık 350 milyon kişinin oy hakkını kullanabileceği anlamına geliyor. Ancak önceki tecrübeler seçime katılımın yüzde 50 civarında olabileceğini gösteriyor.
Genel olarak Avrupa Parlamentosu seçimleri
Avrupa Parlamentosu’nda milletvekili sayısı 720. Hangi ülkelerin kaç sandalyeyle temsil edileceği de nüfuslarına göre belirleniyor. Bu durumda en çok sandalye sayısına sahip ülke, 96 sandalye ile Almanya. Burada seçilecek milletvekilleri, kural olarak, beş yıl boyunca görevde kalacaklar.
Konunun bizim ülkemiz ve tüm Avrupa için önemi AB’nin seçimden sonra nasıl bir siyasi görünüşü olacağının belirlenecek olması.
Başta göç meselesi olmak üzere, Ukrayna-Rusya savaşı, iklim ve ekonomi, seçimlerin öne çıkan başlıklarıydı.
AB değerlerini savunacak temsilcilerin gerektiği konusunda talepler olsa da Avrupa’daki aşırı sağın yükselişinin Avrupa Parlamentosu’na da yansıyacağı konuşuluyor.
Bu açıdan Parlamentoda hâkim parti konumunda olan EPP (Avrupa Halk Partisi) koltuklarını elinde tutmaya devam edecek; ancak aşırı sağda yer alan ID (Kimlik ve Demokrasi) ve ECR (Avrupa Muhafazakâr ve Reformcular) gruplarına dahil partiler güçlenecek gibi görünüyor.
Şu anki durumda, EPP’nin Parlamentoda yer bulma oranı %22, ID’nin %11 ve ECR’nin %10.
Avrupa’nın geleceği
Beklenilen sonuçların çıkması, yani aşırı sağın yükselişi, göçmenlere karşı sınırları daha kapalı bir Avrupa olacağı anlamına gelebilir. Tabii, bu yapıyı sağlamak için gerekeni yapmak adına Türkiye’den göçmenler konusunda daha talepkâr bir Avrupa ihtimali de var.
Bu durumda vize sınırlamalarında iyileşmenin zayıf ihtimali daha da zayıflayacaktır.
Bu yazının okuduğu saatlere göre tüm bu bilinmezlik aydınlanmış olabilir elbet. Ancak sonuç her ne olursa olsun; önümüzdeki beş yıllık süreç için Avrupa’nın görünüşü belirgin bir şekilde belli olacak.
