AYM’yi bu hâle kimler getirdi?

Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay’ın AYM kararını uygulamamasıyla ortaya çıkan krize ithafen benim de bu köşede sıklıkla belirttiğim üzere, Elbette, AYM kararlarını beğenmeyebiliriz ama bir hukuk devletinde, beğenmesek de bu kararlara uyulması anayasal zorunluluktur” dedi.

Bu cümleyi ve devamını, Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşısında otururken söylediği için htü Arslan sert konuştu” şeklinde haberler yapıldı ve konuşuldu. Oysa, Arslan, yalnızca bir hukuk kuralından bahsetti.

Görüyoruz ki, doğrunun söylenmesi, doğru olanın yapılması, yanlışlardan daha fazla konuşuluyor.

Cumhurbaşkanı da zaten medya kadar sert bulmadı, bu sözleri. Nitekim sert bulduğu sözler karşısında ortamı terk ettiğini önceki deneyimlerimizden biliyoruz.

Arslan’a cevabı Cumhurbaşkanı Erdoğan yerine, başdanışmanı Mehmet Uçum verdi ve anayasa madde 153’ün bireysel başvuruyu kapsamadığını söyledi.

Üyeleri kim seçti?

Malumunuz, söz konusu konuşma AYM üyeliğine yeni seçilen Yılmaz Akçil’in and içme töreninde yapıldı.

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından seçilen ve görev süresi 29 Ocak itibarıyla dolan AYM üyesi Muammer Topal’ın yerine, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma ve Ayasofya kararlarında imzası olan Akçil seçildi.

Bugün itibarıyla, 15 üyesi bulunan AYM’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önce göreve gelen beş üye kaldı.

Eski Cumhurbaşkanı Gül tarafından seçilen üyelerden biri, 15 Nisan 2010’da dolayısıyla AYM üyelerinin görev süresini 12 yıl ile sınırlayan 12 Eylül 2010 Anayasa değişikliği öncesinde seçildiği için 65 yaşına geldiğinde -yani 2031 yılında- görevi son bulacak olan Engin Yıldırım.

Diğeri 8 Mart 2013’te Eski Cumhurbaşkanı Gül tarafından üye seçilen, dolayısıyla 12 Mayıs 2024te görev süresi sona erecek olan, yani bu sene yerine bir başkası Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından seçilecek olan Muhammed Emin Kuz.

13 Mart 2015’te TBMM Genel Kurulu kararıyla seçilen dvan Güleç’in de görev süresi 2027’de doluyor.

17 Mart 2014 tarihinde eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından seçilen AYM Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan’ın da görev süresi 2026’da sona eriyor.

htü Arslan da görev süresi bu sene içerisinde dolacak üyelerden biri. 17 Nisan 2012’de Eski Cumhurbaşkanı Gül tarafından seçilen Arslan, üç kez üst üste AYM Başkanı seçilmesinin ardından 17 Nisan 2024’te görevine veda edecek.

Beş üye de Can Atalay kararında “ihlal” olduğu yönünde oy kullanan isimler arasında yer alıyor.

Yani, her ne kadar yine AKP döneminde seçilmiş olsalar da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından belirlenmemiş olan beş üyenin de Erdoğan’ın hoşuna gitmeyecek bu kararda imzaları var.

Bu duruma nasıl geldik?

Arslan’ın söyledikleri de AYM’nin Can Atalay hakkında verdiği kararın uygulanması da muhalefet tarafından savunulunca, siyaseti takip etmeyenlerce sanki AYM iktidara ters kararlar alan, anayasal ilkelere bağlı, son derece bağımsız bir kurummuş gibi bir hava oluşmuş olabilir.

Ancak tabii bu yanlış bir izlenim olacaktır. AYM, burada bariz bir anayasal hükmün ihlalinin kendi meşruiyetini tehlikeye düşürmesi nedeniyle ilkesel bir tutum takınmış olabilir, ancak bugün kurumun saygınlığını kaybetmesinde, işlerin bu noktaya gelmesinde bizatihi Zühtü Arslan’ın dahi payı vardır.

Hatırlayınız, AYM’nin olağanüstü hâl dönemindeki kanun hükmünde kararnamelerini denetlemesine dair 25 yıllık içtihadı nasıl değiştirilmişti?

Zühtü Arslan’ın başkanlığında verilen kararla.

AYM’nin saygınlığı köklü bir kurum olmasından geliyordu. O köklerin tıpkı bu içtihat değişikliği gibi tarihine ve/veya hukuka aykırı kararlarla bir bir kesilmesi, bugün onu saygınlığını yitirmiş, kararlarına uyulmayan bir kurum haline getirdi.

Yargıda yetkisini yitirmeden ve sıradan vatandaş olmadan önce, Arslan da hukukun işleyişini önemsemiş olabilir, belki de kendisinin de bir gün bu kararlardan etkilenme ihtimalini ya da kendinden sonra yerine gelecek kimselerin verebilecekleri hukuka aykırı kararlarını düşünerek “Eyvah!” demiş olabilir.

Ancak bugün nerede hangi konuşmayı yaparsa yapsın, Arslan, saygınlığını yitiren AYM’nin köklerine balta saplayanlardan biri olarak hatırlanacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları