Başkanlık sistemi demokrasi için bir tuzaktır

Eğer ABD’de olduğu gibi, başkanlık sistemi alttan yukarıya doğru gelen bir siyasi süreç içinde olmazsa, özellikle demokrasi kültürünün gelişmediği ülkelerde, dikta eğilimi olan siyasiler tarafından kolayca dikta rejimine çevrilebiliyor.

Türkiye 2017 de başkanlık sistemine geçtikten sonra aynı yıl freedoom house demokrasi endeksinde ‘’kısmen özgür‘’ statüden ‘’Özgür olmayan‘’ statüye geçti.

O yıllarda başkanlık sistemine geçişle birlikte otokrasinin geleceği konusunda Türkiye dış basın tarafından uyarılıyor ve Zimbabve, Gana ve Malavi gibi ülke örnekleri veriliyordu: Meclis Başkanı Şentop’ta Türkiye’yi bu ülkelerle karşılaştıranları kınamıştı. Bugün birçok Afrika ülkesi, demokrasi endeksinde özgür veya kısmen özgür, Türkiye ise özgür olmayan statüdedir.

Dünyada 42 ülke tam başkanlık sistemi ile yönetiliyor. ABD’de sistem tabandan geldiği ve kendine özgü bir sistem olduğu için; Güney Kıbrıs siyasi tartışmalı olduğu için bu ikisini çıkarırsak geriye 40 ülke kalıyor.

  • Bu 40 ülkenin 2022 yılı itibariyle fert başına ortalama milli geliri 4 190 dolardır.
  • 40 ülke içinde yalnızca 5 ülkede fert başına gelir 10.000 dolar veya biraz üstündedir.
  • 13 ülkede fert başına gelir 2000 doların altındadır.
  • Yani bu 40 ülke içinde gelişmiş ülke yoktur. Tamamı orta ve düşük gelir gurubu içinde, gelişmekte olan ülkelerdir.

TAM BAŞKANLIK SİSTEMİNİN OLDUĞU ÜLKELERDE FERT BAŞINA GSYH VE ÖZGÜRLÜK DURUMU

metin, ekran görüntüsü, sayı, numara, yazı tipi içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Fert Başına GSYH veriler; Trading economics’ten alınmıştır.

Demokrasi açısından ise durum daha da kötüdür. Freedom House 2023 raporuna göre, bu 40 ülkeden yalnızca 8’i İnsan Hakları ve Demokratik Özgürlükler Endeksi'ne göre özgür ülke statüsündedir.

Uygulamalar gösterdi ki, gelişmekte olan ülkelerde başkanlık sistemi diktatörlük doğurmaya en uygun sistemdir. Üstelik Venezuela’da olduğu gibi diktatörler önce seçimle geliyor. Kaldı ki Hitler de seçimle gelmişti.

Peru Devlet Başkanı Alberto Fujimori, demokratik seçimle iş başına geldi. 1992‘de kendisinin düzenlediği Milli İstihbarat Örgütü, medyaya rüşvet dağıttı ve bu rüşvetleri videoya çekti. Televizyonları ve yazılı basını tehditle kontrol altında tuttu. Sonradan general Bello bir videoda, "Televizyonları kontrol edemeseydik, hiç bir şeyi kontrol edemezdik" demiştir.

Azerbaycan'da, başkanlık Baba Aliyev’den, oğul Eliyev’e geçmiştir. Cumhurbaşkanı Aliyev karısını da başkan yardımcısı yaptı

Özbekistan 1991‘de bağımsızlığını ilan etti. Aralık 1991‘de, İslam Kerimov başkan oldu. 2016 yılında ölene kadar, yasaların arkasından dolaşarak ve değişiklik yaparak 25 yıl başkanlık yaptı.

Tacikistan’da İmamali Rahman, 1992’den beri Tacikistan devlet başkanıdır.

Kazakistan’da 1991 bağımsızlıktan sonra devlet başkanı Nur Sultan Nazarbayev başkan oldu. Sonrasında bütün seçimler ve referandumlar kendi siyasi çizgisine uygun düzenlendi.19 Mart 2019'da, başkanlık görevinden istifa etti.

İstifa etmeden önce , Parlamentonun yetkilerini genişletti ve fakat kızı ve yeğenini sistem içinde tutarak, sistemi kontrol etti.

Kırgızistan’da da 1991 bağımsızlıktan sonra ilk devlet başkanı Askar Akayevi oldu. Görev süresi sınırlı olmasına rağmen 2005 yılında dördüncü kez aday olunca, ülke karıştı. Ülkeyi terk edip, Rusya'ya sığındı.

Türkmenistan’da Saparmuart Niyazov da 1991 den 2006 yılında ölünceye kadar devlet başkanlığı yaptı. 22 Ekim 1993 tarihinde kendisini Türkmenbaşı (Türkmenlerin Başı) ilan etti. Bu tanımı o tarihten sonraki soyadı olarak kullandı.

Türkçe konuşan ülkelerin tamamı İslam ülkeleridir. Laik olmayan devletlerde şerait hükümlerinin baskısı nedeni ile demokrasiyi korumak adeta imkansızdır. İslam kültüründe demokrasi talebi zayıftır. Biat kültürü vardır. Bu kültür ancak laik devlet ilkesi ile aşılabilir.

Yazarın Diğer Yazıları