Belki hologramlarıdır

İstifa etmiş bakanları seçim bölgelerinde konuşurken görünce “hologramları olmasın” dedim.
Biliyorsunuz şimdi hologram diye bir şey çıktı. Birinin görüntüsü ama canlı gibi. Ben başbakanın hologramını gördüm çok başarılıydı. Masada oturuyor, ortada dolaşıyordu. Müstafi bakanlar da insan içine çıkmaya utandıklarından belki evlerinde oturuyorlar, hologramları kürsüde bağırıyordu.
Teknoloji ne kadar başarılı diye hayranlık belirtmeyi bırakayım da sadede geleyim.
Müstafi bakan “başım dik” diyordu. “Belgeler sahte” diyordu. “Sandıkta hesap vermeye hazırız” diyordu.
Bu işin seçim işi değil, yargı işi olduğunu unutuyordu. Ayrıca iktidarın değişmez numarası olan “Gezi” yi de işin içine katıyordu. Bu olaylar Gezi’den sonra başlamış. Yani herkes durmuş durmuş da Gezi’den sonra rüşvet almaya, yolsuzluk yapmaya başlamış.

***

Birinci dalganın ardından gelen ikinci dalga, can havliyle önleniyordu. Yani yargıya darbe yapılıyordu. 
Yargıya müdahale eden Adalet Bakanı’nın ve müstafi bakanların fezlekeleri ört bas ediliyordu.
Erbakan, Maliye’yi düzeltmek, hatta kurtarmak için ekonomik önlemler alarak bir havuz yapmıştı. Arka kapıdan kaçıp, top oynamaya gidenler dedikleri ise Sabah-atv grubunu satın almak için yandaş iş adamlarına 100’er milyon salma bahşiş koydu. 
Bülent Arınç ise “AKP giderse 2 ay aylıklar ödenmez” demiş, hem de “biliyorum da söylüyorum” diye ilave etmiş. Kendileri nasıl ödüyorlar. Bildiği bu herhalde. Kendilerinin nasıl ödediği. Yunanistan’ın iflasının altından ne karmaşık işler çıktı. Onun gibi herhalde

Tutukluluk süresinin ölçüsü nedir?

On yıl, 7.5 yıl, şimdi de 5 yıl. Neden 1 yıl değil mesela. Bunun ölçüsü nedir. Remil mi atıyorsunuz bunu bulmak için. Yoksa yüce(!) merhametinize mi soruyorsunuz.
Deliller, tapeler, uyduruk gizli şahitler her şey toplandı. Daha ne istiyorsunuz. Tutuklu bir çok hasta var. Ah, nerde eski Cumhurbaşkanları. Hastaları, ortalığı velveleye vermeden tahliye ederlerdi.
Bana kalırsa yalnız kaldıkları ve halkın uyanmasından tedirgin oldukları için TSK’yı yanlarına almaya çalışıyorlar. Ayrıca derhal diye haykıran halka, aydınlara ve hukukçulara rağmen niye “çalışıyoruz, inceliyoruz” diye ağırdan alma numaraları yapıyorsunuz. Hani bu iş sadece cemaatin vebaliydi?

Yazarın Diğer Yazıları