Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

''Ben Kemal! Geliyorum...''

''Ben Kemal! Geliyorum...''

İletişimde "Farkındalık yaratmak" ciddi iştir. Siyasetten; reklamcılığa kadar birçok sektörde "Dikkat çekmek", "Tercih sebebi" olabilmek olmazsa olmazların arasındadır. İnternet teknolojisi ve sosyal medyadaki gelişme, twiter ve Tik Tok gibi kısa vurucu söz ve görüntüler ezberleri bozarak "Yeni akım"ın kaçınılmaz olduğunu kanıtladı.

Siyasi seçim kampanyalarında da bu gerçeklerle ile yüzleşmek durumundayız. Türk Siyasi tarihinde 73 yıl önce "Yeter! Söz Milletindir!" sloganı yıllar sonra dönüp gündeme oturdu. Seçim dönemleri iddialı siyasi partiler ünlü reklam ajansları ile anlaşıp, en iyi sloganları, propaganda metodlarını seçerlerdi. Milyon dolarlık bütçelerin bulunduğu bu sektörde bir seçimde kazandığı para ile ömür boyu milyoner yaşayan kişi ve kuruluşları biliriz.

Çok gerilere 80''in öncesine kadar gitmektense "Özal''lı yıllar"a uzanalım. Merhum Erkan Zenger''e kimileri "Cazgır" adını vermişse de ses sistemleri ve müzik eşliğinde miting meydanlarında psikolojik üstünlüğü sağlamayı başarmıştı. Cadde ve sokaklarda bayrak-afiş üstünlüğü dönemi de duvarlara boya ile yazılan yazılar gibi sona erdi. Evlere, işlere kadar bildiri dağıtma nostaljinin ötesine gitmiyor.

Türkiye''de profesyonelce, batı normlarında reklam-tanıtım işinde yeni devri SHP, 1989 yılında açtı. dünyaca ünlü Fransız reklamcı Segol''ün "Annem beni genelevde piyanist zannediyor" sözleri günümüze kadar geldi. Özal''ın ezici üstünlüğüne karşı, merhum Erdal İnönü''nün insiyatifi ile "Limon gibi sıkılmayın!" ve "Süpürün" başlıklı sloganlar öylesine tuttu ki, Özal''ın ANAP''ına Malatya ve bir kaç küçük il kalmıştı. Ve bu tarihten sonra ANAP ve Özal hızla zayıflamaya başladı. Ve medyada üstünlük kurma dönemine girildi. Her şeye rağmen "Fırsat eşitliği" ilkesi ile özel televizyonlar bile adil olmak zorunda kalmıştı.

1994 yerel, 1995 genel seçimlerinde reklam ajansları mevcut şirketlerini bölüp birden fazla partinin seçim işlerine talip oldular. Sırf bu yüzden bazı partilerde yöneticilerin istifaları gerçekleşti.

1999 Genel seçimleri propaganda yöntemlerinin etkisi konusunda ibretliktir. Cem Uzan''ın kurduğu Genç Parti, meydanlarda önce döner ekmek-ayran yenip, ünlü sanatçıların konseri gerçekleşiyordu. Uzan, 3 ay gibi kısa sürede yüzde 8 oy ile TBMM''deki tüm dengeleri değiştirdi. MHP, DYP, ANAP ve DSP baraj altında kaldı. Uzan''ın Onuncu yıl marşı eşliğinde sahneye beyaz gömlek ile çıkışıyla açtığı çığır akıllarda kaldı.

İktidara gelen AKP kısa sürede medyanın yüzde 95''ini ele geçirerek yurt genelinde propaganda üstünlüğünü ele geçirirken, yüzyıllık teamülleri de yıkıp, devlet imkanlarını seferber ederek seçimlere hep yüzde 10 ile başladı.

Zaman zaman kısıtlama getirilmesine rağmen "Sosyal medya" bu sektörde yeni ve güçlü çığır açmıştır. 15 Temmuz hain darbe girişiminde sosyal medyayı başarı ile yöneten AKP, kişisel özgürlükler alanına müdahil olup, ucube bir sistemi inşa edince "Sosyal Medya" bu defa elinde patladı. Kimi kaynaklara göre 500-600 bin paralı trolün görev yaptığı AKP, vatandaşımızın kırmızı çizgilerini ihlal edince rüzgar ters yönde esmeye başladı. 11 Büyükşehir Belediyenin yanında çok sayıda belediyeyi kaybetmesi AKP için artık iktidarının sonunun da geldiğini hatırlattı. İstanbul seçimlerinde "Her şey çok güzel olacak Ekrem Abi!" sözündeki samimiyet, "Bu seçimde Sisi''yi mi seçeceksiniz? Binali''yi mi?" emrivakisi karşısında adeta iflas etti... Birileri inkar etsede kaybeden sadece AKP değil. Aynı zamanda Recep Tayyip Erdoğan olduğu gerçeği geniş kesimlerce kabul gördü.

Ve Kemal Kılıçdaroğlu evinin mütevazı mutfağını devreye soktu. 3-5 dakikalık video çekimleri ile milyon dolarlık bütçe ile yapılan yöntemleri yer ile bir etti. Farkındalığı elektriğinin kesilmesi ile had safhaya çıkardı. Bu sırada Sedat Peker''in ünlü videolarını unutmayalım. Yolsuzluk, hırsızlık, çökme, cinayet ve siyaset dünyasındaki rezaletleri ortaya dökmesi de en önemli kilometre taşlarından birisidir.

Ki geçtiğimiz gün CHP lideri farkındalık konusunda zirve oldu.

"Ben Kemal, geliyorum..."

"Geliyor, gelmekte olan"dan sonra ancak bu kadar güzel tamamlanabilirdi bu mesaj.

İnce espri yeteneğine tanık olduğumuz Kılıçdaroğlu''nun gelmekte oluşunun ayak sesleri birilerini fena halde ürkütüyor.

Yazarın Diğer Yazıları