Bilimsel sürecin oluşumu
Karl Popper‘a göre bilimsel süreç, varsayımlar öne sürmek ve bu varsayımlar doğrulanmayınca bu varsayımları yeni varsayımlarla değiştiren bir süreçtir. Dolayısıyla doğrulama değil yanlışlama temeldir. Bilim adamları teorilerin doğru olduklarını değil yanlış olduklarını ispatlamaya çalışır.
Paradigma
Thomas Kuhn' a göre ise bilimsel uğraş, öneri-yanlışlama-yeni öneri, sürecinden oluşmaz. Kuhn'a göre, bilimdeki ilerleme, mevcut teorinin dünyayı açıklayamadığı durumda ortaya çıkar. Kuhn’un “Paradigma” adını verdiği ve dünyayı açıklamada kullanılan temel ilkeler ve kullanılan kurallar olarak tanımlanabilen bu yaklaşım, sosyal bilimlerin serüvenini anlamamızda yardımcı olmuştur. Dünyayı incelerken, incelemeye aldığımız paradigma, bunalımla karşılaştığında, reddedilerek yerine yeni bir paradigma oluşturulur. İşte bilim insanları, iflas eden bu paradigmanın yerine yeni paradigmalar ortaya koyarak bilimin gelişmesine katkıda bulunurlar. Diğer bir değişle bilim insanları hem eskiyen paradigmanın ifşa edilmesine hem de yeni paradigmanın ortaya çıkmasını sağlarlar.
Alternatif Araştırma Programlarının Tarihi
Imre Lakatos ise bilimi “Alternatif Araştırma Programlarının Tarihi” olarak yorumlar. Lakatos’a göre Araştırma Programları Çekirdek ve Koruyucu Kuşak olmak üzere iki kısımdan meydana gelir.
Çekirdek, Araştırma programlarının değiştirilemez ve yanlışlanamaz kısmını oluşturur. Koruyucu Kuşak ise Araştırma programlarının teste tabi, yanlışlanması olası, yardımcı hipotezlerden oluşan kısmını oluşturur. Lakatos, koruyucu kuşaktaki yapılan testlerin bilimin serüvenini oluşturduğunu, bilim insanlarının da bu koruyucu kuşağı teste tabi tutarak, gerektiğinde yeni bir araştırma programı ürettiklerini savunarak bilimsel süreci tanımlar.