Bir Türkçünün ardından

Altmış-altmışbeş yıl önceleri, kültür milliyetçiliği çalışmalarında beraberliğimiz olan ve kuruluşlarımızın başkanlığına layık görülen, derli-toplu bir fikir adamı olan sevgili kardeşimiz Prof. Haluk Karamağralı, bir hafta önceki Perşembe günü uçmağa vardı. Bir gün sonra da Ankara Kocatepe Camiinde öğle namazından sonra toprağa verildi.
Ankara dışındaki bizler de, sevgili kardeşimizin vefatını ancak cenazesinin kaldırıldığı cuma günkü gazetelerden öğrendiğimiz için, yanlış uygulamalar yüzünden, görevimizi yapamamanın ezikliğini yaşadık. Ben önceki yıllarda aynı üzüntüyü iki büyük Türk Milliyetçisi, Kastamonu Milletvekili İ. Hakkı Yılanlıoğlu’nun ve Prof. Hikmet Tanyu’nun cenaze törenlerinde bulunmadığım günlerde de yaşamıştım.
Haluk Karamağralı kardeşimle uzun yıllar, Türk Kültür çalışmalarında beraberliğimiz olmuştu. Türk Milliyetçiliği’nin yasaklandığı 1945’li yıllarda, milletvekili Dr. Fahri Kurtuluş’un önderliğindeki ilk kültür kuruluşumuz Milli Oyunlar Derleme ve Yayma Derneği’nde milli oyunlar ekibinde beraberce görev almıştık.
Bir-iki yıl sonra Ankara’da kurulan Türk Kültür Derneği’mizin başkanlığını da sevgili Haluk Karamağralı kardeşimiz yapmıştı. O günlerde “Türklüğün şimşeği ve yıldırımı olacaktır” başlıklı beş sayı çıkartabildiği  “Kür-Şad” adlı dergi, hepimizin yolunu aydınlatmıştır.
27 Aralık 1947 günü, Ankara Cebeci Çayırında Türk Talebe Birliği’nce tertiplenen  “Komünizmi tel’in mitingi”  gençliğin, eğitimimizdeki yanlış uygulamalara isyanını gösteriyordu. Onbeş bin gencin katıldığı miting öncüleri, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ni basarak solcu ve komünist etkinlikleri yöneten öğretim üyeleri Behice Boran, Niyazi Berkes, Perter Naili Boratav ve Adnan Cemgil’e göz yuman, Üniversite rektörü aleyhine gösterilerde bulundular. Rektör Şevket Aziz Kansu, makam odasında istifaya zorlandı. Bu sosyal hadise o günlerin, gazetelerinde geniş yer aldı ve yüzlerce genç, Anafartalar Karakoluna dolduruldu. İşte rahmetli Haluk Karamağralı, ben ve Ata Ogan; açık hava toplantısının ve yürüyüşünün sorumluluğunu üstlenerek  “Rektör Şevket Aziz Kansu’ya kavlen ve fiilen taaruz ve hakarette bulunmak” tan suçlanarak, sanık sandalyasına  oturmuştuk. Savunmamızı da fahriyen, Azerbaycanlı ve Atatürk’ün fikir arkadaşlarından Ahmet Ağaoğlu’nun oğlu avukat Samet Ağaoğlu üstlenmişti. Kendisi üç yıl sonra, Başbakan Adnan Menderes’in yardımcılığına tayin edildi. Bu büyük eylemin sonunda, rektör ve komünist öğretim üyeleri görevlerinden alınmış ve böylece Nihal Atsız Hoca’mızın 1944 yılında Başbakan Şükrü Saraçoğlu’ndan istediği temizlik, üç yıl sonra yine Türkçü gençlerin tepkileri ile gerçekleştirilmişti.
1950 yılı genel seçimlerinden sonra, iktidar değişiminden istifade eden Ankara ve İstanbul’daki milliyetçi kültür teşekkülleri temsilcileri,  tarihimizde en yaygın kültür kuruluşu olan Türk Milliyetçiler Derneği’mizi kurmuşlardır. Benim Ankara Şubesi Başkanı olduğum Türk Milliyetçileri Derneği’mizin ilk Genel Başkanı da, rahmetle andığımız kardeşimiz Haluk Karamağralı olmuştur.
Karamağralı kardeşimiz, Türk Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Arkeoloji bölümünü bitirdikten sonra, Ankara Etnoğrafya Müzesi Müdürü Prof. Remzi Oğuz Arık hocamızın yanında bir süre çalışmıştır. Yurdumuzdaki bir çok sanat tarihi kazılarında yönetici olarak görev aldı ve bir çok önemli eserlerin de gün ışığına çıkmasını sağladı. Kendisi çok titiz, disiplinli, yanlış ve savsaklamayı affetmez bir insandı. Eşi Prof. Dr. Beyhan Hanımı da üç-dört ay önce kaybetmiştik. Türkan ve Nakış adlı ikiz kızları vardır. Türkan psikoloji, Nakış da sanat tarihi doçenti olarak gayret sarfetmektedirler.
Türkçü Prof. Haluk Karamağralı kardeşimize, Ulu Tanrı rahmet eylesin.
Tanrı Türk’ü Korusun.

Yazarın Diğer Yazıları