Bize her gün bayram!

Tam da ABD-İran nükleer enerji görüşmelerini yazacaktım. Resmen imzalanmayacağı açıklanan, karşılıklı iyi niyetle yürütülecek anlaşmanın Türkiye’yi nasıl etkileyeceğine değinecektim. İşte tam bu sırada eşim geldi,  “Şu bayram arifesi okuyucuya bu eziyet yapılır mı? Bak ABD ile İran anlaşıyor ama biz kendi ülkemizde birbirimizi yiyoruz! Bugün bari bırak bu işleri, yaz şöyle içimizi açacak güzel bir bayram yazısı!” dedi.
Gazeteci olarak talimatla yazı yazmamaya kararlıydım ancak bu kez emir yüksek yerden gelmişti. Akıl akıldan üstündü ve üst akıl bu kez haklıydı!
Gerçekten haklıydı, önümüzde daha ciddi ailevi sorunlar vardı. Şimdi bu bayram AKP’li eski arkadaş ve akrabaları ziyaret edebilecek miydik! Hadi bir iki tane olsa neyse! Eski güzel günler hatırına sataşmaları duymazdan gelir, lafı değiştirir, bayramın güzelliklerinden bahseder, olmadı yutkunur, durumu kurtarırdık. Fakat çevremde hatırı sayılır derecede yandaş var!
Hani laf yetiştiremeyeceğimden değil de, bazıları bu işi iman meselesi yapıyor. Bir kısmı gerçekten  “İslam dünyasının 3 yüzyıldır beklediği kurtarıcıya nasıl ihanet edersiniz”  havasında! Emir-ül müminin, halife, mehdi diyenler bile var. Ul-ül emre itaat etmezsen, paralellik mi beğenirsin yoksa hainlik mi? Bayramda elimden kaza çıkması işten bile değil!
Yoksa koltuğu koruma, iş takibi, ihale komisyonu, çocuğun ataması vs. gibi ’makul’ nedenlerden dolayı AKP’li görünenlerle bir sorunumuz yok! Onlar zaten karşılaştığımız zaman,  “hırsız var!”  şakası da yapmadığım halde, utançlarından yüzünü çeviriyor! Ne yapsın adam, bu devirde ekmeğe giden yol parti kapısından geçiyor! 
Yeri gelmişken iktidar partisini bir hususta tebrik etmek lazım. İlçe teşkilatları gelen şikayetleri dikkate alıyor! Bakanlıklara yapılan müracaatlar aylarca sürüncemede beklerken parti teşkilatı, başvuruları akim bırakmıyor, kısa sürede sonuçtan bilgilendiriyor, ciddiyim! Eee n’apalım parti devletinde işler böyle yürüyor! 
Yalnız üç kağıtçılar sistemin açıklarını iyi bulmuş, kendilerine göz yummayan idarecileri gizli paralel diye şikayet ediyor. Bu da parti bürokratlarını zor durumda bırakıyor. Bir yanda vicdan öbür yanda zindan! HSYK, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’da bile paralel deyince akan sular donuyor! Derdini anlatıncaya kadar bir köşede çürüyüp gitmek işten bile değil. Bu eleştiri AKP’li bürokratların benden ricasıydı, malum parti içi kanallardan böyle şeyleri iletmek mümkün değil!
Balık baştan kokar! Baksanıza partide herkes birbirini nasıl gammazlıyor. Abdullah Gül’ü hain listesine alan fanatikler sokaktaki vatandaşa neler yapmaz! Geçici Başbakan Ahmet Davutoğlu’na aba altından sopa gösteren, gariban memura kapıyı göstermez mi? 
Gerçi şu sıralar kıdemli yandaşlar da pek rahat değil! Beştepe ile Başbakanlık arasında gidip gelmekten başları döndü arkadaşların! Orta dereceli partililerin işi ise daha zor. Örneğin Melih Gökçek ile işleri olsa  “Ankara’yı parsel parsel satan”  ile yahut Bülent Arınç’ın yanına gitseler “gizli paralel”  ile görüşmekten dolaylı zan altında kalıyorlar! Şu hizipçilik gerçekten berbat bir şey! 
Hizipçilik berbat da particilik daha mı iyi? Siyaset her zaman kutuplaştırıcıydı ama hiç bu kadar milleti savurmamıştı. Sen çık  “Millî İrade” nin üstüne oturarak  “İstikbal Savaşı” ilan et, sonra daha ilk seçim yenilgisinde düşmana iş birliği çağrısı yap! Memleketi birlikte yönetmek için kapısına git, ricacı ol! Gerçekten çok zor bir iş! Tam Yüce Divan’lık konular. 
Sarp yolları aşmak istiyorsanız aynı milletin insanlarına karşı yufka yürekli olmalısınız. Kalpten kalbe uzanan bir sevgi bağı olmazsa, toplumu bir nefret halkasıyla uzun süre birlikte tutamazsınız. Bunun formülünü Anadolu insanı bin yıldır biliyor. Farklı kültürdeki insanların birbiriyle savaşmadan bir araya gelebildiği tek coğrafyadır Anadolu. 
Hangi siyasi görüşten olursa olsun tüm eski ve yeni dostlarımın bayramını kutlarım.

 

Yazarın Diğer Yazıları