Bize nasıl yansır?

ABD-İran anlaşmazlığının, bu haliyle kalsa da, tırmansa da Türkiye için maliyeti olacaktır. İran, bölgede ABD üsleri olan ülkelere karşı olduklarını açıkladı.

Türkiye İran'dan petrol ithal ediyor. ABD-İran arasında tırmanma yaşanırsa, ABD, İran petrolünü vurursa ve  istisnasız ambargo uygularsa dünya petrol fiyatları artar. Türkiye'nin enerji ithal maliyeti artar. Hem cari açığa yansır hem de üretim maliyetleri artar ve bu enflasyona yansır.

İran'a ihracatımız çok önemli değil. 2017 yılında toplam ihracatımızın yüzde 1,4'ü oranındadır. Aynı yıl İran'la olan dış ticaretimizden 4.5 milyar dolar açık verdik. 2019 da dış ticaret hacmi daha daraldı.

Çatışma olması ve tırmanması halinde Irak'ta doğrudan etkilenecektir. Irak 2019 yılı Ocak-Kasım arasındaki on bir ayda ihracatımızda ikinci sırayı aldı. 2017 yılında Irak'a karşı  6.9 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik.

  2018 yılı 4 ülke ile olan dış ticaretimiz

 

Ülke

        İhracat

        İthalat

Fark

 

sıra yüzde  pay sıra yüzde pay milyar dolar

 

 

 

 

RUSYA

12

2,0

1

9,9

-18,0

ÇİN

16

1,7

2

9,3

-17,8

İRAN

19

1,4

9

3,1

-4,5

IRAK

4

5,0

-

0,6

6,9

Rusya ve Çin, İran'la işbirliği yapıyor fakat çatışma dışında kalırlar.

Çin dış ticaret fazlasının önemli bir kısmını ABD dış ticaretinden sağlıyor. 2017 yılında ABD, Çin'e karşı 376 milyar dolar açık verdi. ABD, Çin'e karşı son 20 yıldır dış ticaret açığı veriyor. Söz gelimi 2008 ile 2017 yılları arasında geçen on yılda ABD' nin Çin'e karşı verdiği toplam dış ticaret

açığı 3,1 trilyon dolar oldu. Çin, İran tarafında yer alarak bu avantajın kaybını göze alamaz.

Başta Kanal İstanbul nedeni ile Mondros Anlaşması, Suriye sorunu, Libya sorunu ve şimdi de İran sorunu, Rusya ile Türkiye ilişkilerinde bozulmaya neden olur mu? Olacağa benzemiyor. Zira dün Erdoğan ve Putin, Türk Akım doğal gaz boru hattının açılış törenini İstanbul'da Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirdiler.

ABD ciddi bir çatışmaya girerse, Türkiye'yi yanında olmaya zorlayacaktır. Üslerini kullanmak isteyecektir. Bu açıdan Türkiye zora girebilir.

Çatışmanın tırmanmasının ve uzamasının bir etkisi de ABD doları üstünde olur. ABD savaşın finansmanı, bölgedeki ortaklarının desteklenmesi için karşılıksız dolar basabilir. Bu takdirde doların uluslar arasın da değeri düşer. Son bir yılda Dolar, TL karşısında yüzde 1.58 oranında reel değer kaybetti. (Aşağıdaki tablo). Buna rağmen halen TL yüzde 25 dolayında daha düşük değerdedir. Değerli TL ithalatın ve dış borçların TL cinsinden maliyetini artırıyor. Doların değer kaybetmesi, kur dengesi ve ithalatın finansmanı açısından yararlıdır. Dış borç yükü de düşer.

2019 yılı finansal yatırım  araçlarının yıllık nominal

ve Tüfe'ye göre reel getirileri

 

 

YATIRIM ARAÇLARI

NOMİNAL  GETİRİ

REEL GETİRİ

MEVDUAT FAİZİ (BRÜT)

    21,88

      8,98

BİST 100 ENDEKSİ

    20,52

      7,76

AMERİKAN DOLARI

    10,07

      -1,58

EURO

    7,44

      -3,93

KÜLÇE ALTIN

    30,31

      16,51

DEVLET İÇ BORÇLANMA SENETLERİ  33,05

      18,96

 

 

Öte yandan ABD'ye olan tepkiler ve güven azalması, doların güvenilir ve rezerv para olmasını da olumsuz etkiliyor. Bu defa altına talep artıyor. Bunun içindir ki  son on yılda birçok ülke rezervlerinin bir kısmını altına çevirdi.

Türkiye de, Merkez Bankası'nın dolarizasyonu önleme tedbirleri de altın olan talep arttı. Merkez Bankası Döviz Tevdiat hesapları (DTH) zorunlu karşılık oranlarını  TL'nin iki katına yakın tutuyor. Yetmedi şimdi de Merkez Bankası aynı hesaplardan Dolar olarak tutulanlardan binde 25 ve diğer döviz hesaplarından on binde 25 komisyon alacak. Bu şartlarda döviz ya altına yönelecek veya zaten faiz oranı düşük olduğu için yastık altına girecektir. 

 

Yazarın Diğer Yazıları