Bu sorular sorulsaydı hüküm nasıl olurdu?

Bu sorular sorulsaydı hüküm nasıl olurdu?

Yaşları 74 ile 90 arasında değişen 13 komutan, 28 Şubat kumpas davası kapsamında cezaevindeki bir yıllarını doldurdu.

Onların "hükümlü" sıfatıyla geçirdikleri zaman dışında, sonradan beraat eden birçok askerin yargısız infaz vesikası olan uzun tutukluluk süreleri de, hukuk tarihine ayrı bir utanç hatta suç olarak kaydoldu.

*

Bu dava (da) "kumpas" olarak tanımlanıyor, çünkü hem soruşturma hem de kovuşturma sürecinin neredeyse bütün aktörleri ya FETÖ''den firar etti, ya meslekten ihraç edildi, ya da hüküm giydi, cezaevine girdi. Ki, bu önemli bilgiye, bu köşede defalarca dikkat çekildi.

*

28 Şubat davasındaki hukuk ihlalleri dolayısıyla mağdur olan askerlerin aileleri, önceki gün Ankara''da, Anayasa Mahkemesi''nin önünde biraya gelerek, itirazlarının bir an önce ele alınması yönündeki taleplerini yinelediler.

Bu vesileyle, bu dava kapsamında 14 ay tutuklu kaldıktan sonra beraat eden emekli Kurmay Albay İsrafil Aydın''ın, 1309 sayfalık iddianame ve 300 bin sayfalık gerçekliği tartışmalı delil dağını incelikten sonra kaleme aldığı değerlendirmenin bir bölümünü paylaşmak istiyorum.

Söz konusu bölümde, "Yargılama usulüne uygun yapılıp da aşağıdaki soruların cevapları araştırılmış/bulunmuş olsaydı davanın hükmü nasıl kurulurdu"nun peşine düşüyor Aydın.

*

"28 Şubat  kumpas davasını kurgulayan ve sahte delilleri hazırlayan FETÖ üyelerinin ortaya çıkarılması için; 

a) Sahte CD5''in MNG kargo ile gönderildiğine dair kargo bilgileri ve kamera görüntüleri MNG kargo şirketinden temin edilseydi,

b) Adli emanete teslim edildiği ileri sürülen MNG kargo poşeti adli emanette bulunsaydı, adli emanetten kaybolması hususu araştırılsaydı,

c) Sahte CD5 üzerindeki parmak izleri tespit ettirilseydi,

d) Sahte CD5''i gönderen, A.Y adlı şahsın göndermiş olduğu kargo içinden çıkan imzasız mektup üzerindeki parmak izleri tespit ettirilseydi,

e) Sahte CD5 ve sahte delilleri dosyaya sokan; T.T, F.S, H.A, Z.Ö, M.B, K.Ç, Ü.T, Y.K, C.Y, A.Y, E.K, R.B, H.A, ve M.K''nin telefon ve bilgisayar haberleşme trafik kayıtları ortaya çıkartılsaydı,

f) Soruşturma öncesi ve sürecinde (savcı)M.B. ve (adli müşavir) M.K. arasındaki görüşmelere ait sinyal tespit talepleri ile M.B''nin yaptığı görüşmelere ait ziyaret tutanakları ve  sinyal tespitleri yapılsaydı,

g) Sahte CD5 ile ilgili Genelkurmay Başkanlığında devam eden ve adli yargıya devredilen soruşturma sonuçları beklendikten sonra hüküm verilseydi,

h) Mahkemenin delil olarak kabul ettiği sahte delillere ait dijital kalıntılarının bulunması için Genelkurmay Başkanlığı bilgisayar sistemlerinde kök araştırması yapılsaydı,

ı) Sahte, fotokopi ve tıpkı çekim delillerin orijinal çıktıları bulunsaydı (Deniz Feneri Davasında Almanya orijinal belgeleri göndermediği için İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi tüm sanıklar hakkında beraat kararı vermiştir).

j) Sahte dijital delillerin TSK yazışma kurallarına uygunluk açısından bilirkişi mütalaası alınsaydı,

k) Sahte CD5''in HASH değerleri ve buna ait tutanakları bulunsaydı,

l) 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından atanan ODTÜ Bilirkişi Heyeti tarafından hazırlanmış olan CD5 hakkındaki rapor, huzurda bilirkişi heyeti de bulunacak şekilde tartışılsaydı,

m) 4 Şubat 1997 günü tankların Sincan''da yürütülmesinde görev alan Alay, Tabur, Bölük ve Takım komutanlarının mahkeme huzurunda tanıklıklarına başvurulmuş olsaydı,

n) Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel''in tanıklığına başvurulsaydı,

 o) CD5 ve diğer sahte delilleri FETÖ üyesi M.B'' ye teslim eden T.T ve bu CD''yi kargodan teslim alan hastane sekreteri ile aynı örgüt üyesi Genelkurmay Adli Müşaviri mahkemede dinlenseydi,

ö) T.T adlı şahsın tanıklığı 2 yıl süresince engellenmeseydi ve ifadesi SEGBİS yerine huzurda alınsaydı;

Acaba hüküm nasıl kurulurdu?"

*

Hiç uzatmadan şöyle de özetlemek mümkün:

Davanın temelini teşkil eden sözde delil CD''sinin sahteliği/gerçekliği konusu dahi şüpheye yer bırakmayacak şekilde aydınlatılmadan verilmiş bir hüküm, nasıl bir hükümdür?

BANA SENİ ANLATIYOR!

Akılda kalan son imzası -sonradan özür dilediği- "Kabataş yalanı" olan İsmet Berkan, Karar''daki köşesinde, "İptal edilen bir rock festivali bize ne anlatıyor?" diye sormuş.

Şahsen bana, Berkan''ın da dahil olduğu bir grubun, eğer bir menfaat uğruna bile isteye ortak olmadılarsa şimdi yakındıkları iktidar politikalarına, baktığını görmekten ne derece aciz olduğunu anlatıyor. Öngörüsüzlüğünü anlatıyor. Tahlil kabiliyetinden yoksunluğunu anlatıyor.

Bu yasakların yolları döşenirken, hepsi oradaydı ve vesayet yıkılıyor diye alkış tutuyorlardı zira!

Yazarın Diğer Yazıları