Bu diyalog ya da ses kaydı susarak geçiştirilemez, çünkü bu ülkede Deniz Baykal, o da kendi özel yaşamını ilgilendirmesine rağmen bir kaset sebebiyle Genel Başkanlığı bırakmak zorunda kaldı. Oysa bu dinleme bandı ülke bağlamında Baykal’ın kasetinden çok daha vahim!
Keza malum medya yani yandaşı ve holdingi ile yoldaş matbuat bu çok önemli haberi pas geçti ya da görmüyor diye bu dehşet diyalogun üstü örtülemez!
Neden mi bahsediyorum?
Ulusal Kanal’da birkaç gündür art arda yayınlanan dinleme bandından!
Hayır bu bant aynı zamanda Ergenekon duruşmalarında yargıya da
sunulmuş durumda yani olayın bu
yönü de var.
Peki ne mi var bandın içeriğinde:
Yayınlanan kasette Başbakan Erdoğan olduğu ileri sürülen biri, meçhul bir başka isimle konuşuyor ve noktası virgülüne kadar kasete  şunlar yansıyor:
X ŞAHIS: Aleyküm selam.
RTE: Şimdi bu... Fatih Bey senle irtibat kuracak veya aradı mı bilmiyorum.
X ŞAHIS: Aradı, aradı, abi!
RTE: Hıı
X ŞAHIS: Görüşecek evet.. Şey de aradı... ııı, Zapsu da aradı biraz evvel...
RTE: Ha... Ne yaptınız?
X ŞAHIS: Bişey söylemediler ama, fiyat olarak, şey olarak sizle  görüşmüşler.
RTE: Evet.
X ŞAHIS: Bana bir şey söylemediler.
RTE: İşte şey olarak....
W ŞAHIS: Ben o akşam, geçen akşam sana söylediğim şekilde ben onlara da söylemiştim zaten.
RTE: Ama onlar işte...
X ŞAHIS: 3 buçuğa doğru.
RTE: Nasıl?
X ŞAHIS: 4-3 buçuğa doğru düşün demiştim.
RTE: İşte onlar en son 3 vermişler.
X ŞAHIS: Ne yapalım, kapatalım mı?
RTE: Yani onların yaptığı şey de, bence kapatalım yani. Şey olarak da onlar da bi şey yapmışlar, değerlendirme. Yani şu anda o isabetlidir diyorlar. Yalnız şey olarak.. diğer işlemler noktasındaki konuda şey yapılırsa...
X ŞAHIS: Evet.
RTE: İşlemlerde...
X ŞAHIS: Yani o konuda ben...
Evet televizyonda yayınlanan dinleme kaydının dokümanı budur.
Şimdi soralım:
1) Benim de televizyondan defalarca dinlediğim kayıtta Başbakan  Erdoğan olduğu ileri sürülen ses Tayyip Bey’in sesinin bire bir aynıdır. Buradan hareketle bu ses Erdoğan’ın orijinal sesi midir yoksa profesyonel bir taklit midir? Başka bir ifade ile Başbakan bu konuşmayı ya da ses bandını bugüne kadar yalanlamadığına göre bu konuşmayı kendisinin yaptığının kabullenilmesi midir?
2) Tayyip Bey eğer susarak kabullenmiş ise Başbakan’ın konuştuğu kişi kimdir? Bu ülkede Tayyip Erdoğan gibi  muktedir bir Başbakan’a  sen diye hitap edebilen işadamı kimdir?
3) Konuşulan konu belli ki bir iş görüşmesidir, nedir bu iş görüşmesi?
4) Bantta Fatih Bey diye biri ve Zapsu’nun adı geçiyor ki bu durum onların da bu işin içinde olduğunu mu gösteriyor?
5) Bu ülkenin Başbakan’ı bir işadamı ile telefonla neden örtülü ya da şifreli konuşur. Yoksa ortada şifreli konuşturmayı yani saklama  gereği duyulan  şeyler mi var?
6) Tayyip Erdoğan olduğu ileri sürülen ses, son karar mercii gibi yani satışın 3’e olmasının onayını veriyor. Bunun anlamı nedir? Ortada bir bürokratla resmi ve meşru bir devlet işi olsa şifrelerle konuşulur mu?
7) Tayyip Erdoğan’a atfedilen ses sürekli şey, şey, şey diyor.. Nedir bu şeylerin açılımı?
Evet kamuoyu bu sorulara cevap arıyor. Başbakanlık açıklama gönderirse sütunum açıktır!
ÖNEMLİ NOT: Merkez sağın geleceği bağlamında bugün önemli bir buluşma var. Demirel; Cindoruk ve Mesut Yılmaz’la biraraya geliyor...

TAM SİPER...
AKP, kediye kedi diyemeyenlerden daha şerefli!
Türkiye bırakın jurnal dönemlerini, kedi demenin bile tehlikeli olduğu bir dehşet sürecini yaşıyor! Evet bu ülkede onlarca yıl kendine  Cumhuriyet Muhafızı ve Atatürk koruyucusu payesini veren malum  güruh şimdi AKP’den zarar görmemek adına kediye bile kedi diyemiyor. Cumhuriyet’in milli burjuva yaratma adına palazlandırdığı sermaye çevreleri tam siper olmuş durumda.. Sadece onlar değil, gazetecisinden, akademisyeni, aydını ve hatta kimi siyasetçilerine kadar pek çok çevre kişisel kaygı ve çıkar adına risk almıyor ve durumu idare ediyor.. Bana göre Türkiye’nin asıl sorunu AKP’den ziyade bu çürümüş sosyal yapıdır. Bu yapı ters yüz edilmezse AKP gitse bile emin olun bir şey değişmeyecektir. AKP güruhu kediye kedi diyemeyenlerden emin olun daha şereflidir!

ÖNLEM...
Show TV’de ihale operasyonu mu?
Show Televizyonunda Genel Yayın Yönetmeni Murat Demirel iki gün önce sürpriz bir şekilde kapıya kondu ki Sevgili Murat, televizyon haberciliğinin tartışmasız yıldız bir ismidir ve reytinglerle başarısı ortadadır... Peki ne oldu da Murat Demirel görevinden alındı? Araştırdım, Ali Kırca’nın bunda bir dahli yok, tersine Kırca bu görevden almaya tepkili çünkü Murat’ı göreve getirten kendisiydi.. Murat, Ali Kırca’nın sunduğu haber bültenlerinde objektifliği ile kamuoyunun saygısını ve güvenini kazanmıştı... Yoksa yoksa Murat Demirel, Show TV’yi yandaş bir televizyon kanalı yapmadığı için mi cezalandırıldı?

BİRDEN ÇOK... 
Böhürler buna ne diyeceksin?
Ayşe Böhürler, AKP’nin MKYK üyesidir yani partinin polit bürosuna mensuptur. Bu sütunu izleyenler haftalar önce onun TRT ile iş yaptığını, yani kurduğu ajansın oradan iş aldığını okumuşlardı.. Ne var ki yazımdan sonra Ayşe Hanım buna feveran etti ve TRT tarafından asla kollanmadığını iddia etti. Derken dün, ODA TV’den yeni şeyler öğrendik. Buna göre Böhürler Hanım, meğer TRT’den bizim yazdıklarımızın çok çok ötelerinde işler almış. Mesela Böhürler’e ait ajansın hazırladığı “İktisadiyat” programından Böhürler’e tamı tamına 382 milyar ödeme yapılmış. Sadece o da değil, yine Böhürler’in ajansı  bu iki programa ilaveten “Minel Aşk” ve “Nuray Mert’le Orta Doğu” isimli gibi programlar da hazırlamış. Evet tamı tamına 4 program.. Tabii bütün bunlar MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un soru önergesi ile ortaya çıkmış... Evet Ayşe Hanım gönder bir cevap da yayınlayalım, nedir bu işin aslı?