Tiyatro Pera, 2000’li yılların başında kurulan ve günümüze kadar varlığını korumuş önemli bir İstanbul merkezli tiyatro topluluğu.
Sürdürülebilirlik, sanat üretimi konusunda önemli bir ayrıcalık. Dağılma, ayrışma ve yol ayrımı gibi birçok sebep bu kavramın temel yapısını bozuyor. Tüm olasılıklara karşın, topluluğun gösterdiği çaba takdiri sonuna hak ediyor. 30’u aşkın sahnelenmiş oyunla adeta bir repertuvar tiyatrosu konumundalar.
Topluluğun başarısındaki başat faktörler arasında;
- Nesrin Kazankaya gibi Devlet Tiyatrosu kökenli disiplinli bir oyun kurucu
- Şafak Eruyar gibi Devlet Tiyatrosu kökenli başarılı bir dramaturg
- Yerleşik tiyatro yaklaşımı (iki talihsiz salon sorunu)
- Eş zamanlı ilerleyen güzel sanatlar eğitimi (Pera Güzel Sanatlar Lisesi)
- Yetenekli oyuncu kadrosu
Yaşadıkları iki salon sorunu özetlemek gerekirse;
- Uzun yıllar kullandıkları Sıraselviler Caddesi’ndeki yerleşik salonun, ünlü bir kebap restoranına dönüştürülmesi
- Black Out Şişli Alışveriş Merkezi içerisindeki yerleşik sahnenin ise belediye tarafından satın alınması sonucu zorunlu ayrılık
Topluluk belki de ilk kez, sezona hazırladıkları yeni bir oyunla, turne tiyatrosu konumunda izleyici ile buluştu. Anton Çehov’un en önemli oyunlarından biri olan ‘Martı’, Tiyatro Pera imzası ile sahnelendi.
Bir tiyatro yapıtının sahnede var oluşu, yönetmenin hayal dünyasında başlar. Nesrin Kazankaya’nın, çevirmen - metin düzenleme - yönetmen ve oyuncu dörtgenindeki konumu bu nedenle oldukça önemli. Sahne üzerinde izlediğimiz Çehov yapıtı, iyi bir çeviri, iyi bir metin düzenlemesi, iyi bir reji yaklaşımı ve iyi bir oyunculuk yorumu.
Bilen bilir. 100 yıl öncesi tiyatro sahneleme anlayışı, bugünkü yaklaşımlardan oldukça uzak. Günümüz hızlı tüketim alışkanlıklarının olmadığı bir dönemde, oyun sahneleme süreleri en az iki perde ve en az 3 saat. Hal böyle olunca, klasiklerin günümüze olduğu gibi taşınması topluluklar için bir handikap. Metin düzenlemesi ve dramaturginin önemi bu noktada belirgin bir şekilde ortaya çıkıyor.
Tiyatro Pera’nın bu son yapımı için de bir yönetmen oyunu olduğunun altını çizmek gerek. Kısaca sahnede iyi özetlenmiş bir ‘Martı’ bulunuyor. Metin dört ana karaktere indirgenmiş, özü olduğu gibi korunarak yan hikâyelerden arındırılmış durumda.
- yüzyıl panoramasında, Rusya’da, roman, öykü ve oyunlarda yenilikçi bir yazım tarzı benimsendi.
Bu yeni tarz, olay örgüsüne dayanan dünya edebiyatında, bireyin iç dünyasına ve duygu durumuna odaklanan devrimsel nitelikte bir edebiyat anlayışının ortaya çıkmasına yol açtı. Dönemin önemli yazarlarından biri olan Çehov’un yapıtlarında da bu durum söz konusu.
Oyunun tanıtım yazısında belirtildiği gibi, ‘Martı’ oyunundaki dört karakter de, gerek duygusal ilişkileri gerekse mesleki varoluşlarıyla çatışmalara, hayal kırıklıklarına, ayrılıklara yol açarak birbirlerinin yıkım ve yükselişlerine neden oluyor.
28 Kasım 2025 Cuma günü, Kozyatağı Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen ilk gösterimdeki şanslı izleyiciler arasında yer almak büyük bir keyifti.
Üzerinde özenle çalışıldığı belli olan oyun, Rus edebiyatına ilgi duyan, hatta Rus oyunlarına uzak duran izleyici için bile Rus edebiyatı ile iyi bir tanışma fırsatı.
Şafak Eruyar’ın dramaturgisini üstlendiği yapım, dekor tasarım ve kostüm tasarımda Cemre Bulak, ışık tasarımda Önder Ay imzası taşıyor.
Oyuncu kadrosunda;
Arkadina rolünde Nesrin Kazankaya, Trigorin rolünde Barış Yalçınsoy, Treplev rolünde dönüşümlü olarak Alican Öztürk - Kaan Kurtoğlu (ilk gösterimde Alican Öztürk rol aldı) ve Nina rolünde Meva Gökalp yer alıyor.
Çok başarılı bir oyuncu - karakter eşleşmesi gerçekleştirilmiş. İçimde bir ses, Nesrin Kazankaya’nın kendisine bu rolü hediye ettiğini söylüyor. Barış Yalçınsoy, Alican Öztürk ve Meva Gökalp’i daha önceki yapımlarda izleme fırsatı bulmuştum. Her üç oyuncu oldukça yetenekli ve üçünün de önü açık.
Nitelikli bir yapım izlemek isteyenler için, izleme listesi önerisidir.
Tek Perde, 100 dakika