Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

Cem Uzan’ın dünü, bügünü

Eski patronum Cem Uzan’ın Paris’teki 50. yaşını kutlama  partilerinin fotoğraflarını görünce uzun uzun düşündüm.
Sahi ne idi o fotoğraflar ve hangi mesajı veriyordu?
Paranın müthiş gücünü mü yoksa ruh hali bozulmasının yansımalarını mı?
Görüntüler hoş değildi zira Cem Bey sonuçta kanun kaçağıdır ve  Paris’teki alem resimleri parayı dışarıya kaçırıp gömdüğünün somut delilidir.
Cem Bey’in fotoğraflarına bakınca, “Ne idim, ne oldum” dememenin gerekliğini ve “Ne olacağım” demenin gerçekliğini bir kere daha kavradım.


Özal’ı kapıya koydu?
Yıl, 1991’in sonuydu.
ANAP seçimi kaybetmiş, DYP ile SHP koalisyon görüşmelerine başlamıştı.
İşte tam bu süreçte Türkiye’nin tek özel kanalı olan İnter Star TV’nin sahibi Uzan ailesi ortağı Ahmet Özal’ı kapıya koymuştu.
Kamuflaj gereği kuruluşta evrak üzerinde ortak görünmeyen Ahmet Özal tabir yerinde ise bu kovuluş sonrasında bir kuruş bile alamamıştı.
Uzan ailesi iktidar değişince hiçbir değer ve kural tanımadan fiili ortaklarını itelemişti ki, ortağı Ahmet Özal’ın babası o dönem Cumhurbaşkanıydı.
Hiç unutmam o günlerde Enver Ören’le beraber ziyaretine gittiğimiz Turgut Bey, Uzanlara bedduanın ötesinde ağır sözler ediyordu.
Evet Uzanlar 1992’nin başında Cumhurbaşkanının oğlunu bile kapıya koyacak kadar güçlü ve muktedirdiler.


Sabancı bile pes etti !
Hayır bazılarının zannettiğinin aksine, gücünü siyasal iktidarın ötesinde medyasından ve onu kullanma biçiminden alıyordu. 90’lı yıllarda Star TV adeta ölüm makinesi gibiydi ve ticari ortamda  Uzanların karşısına geçen delik deşik ediliyordu.
İşte Uzanlar Çukurova ve Kepez’e o dönemlerde sahip oldular ki Sabancılar bile o dönem bu aileye karşı pes etmek zorunda kaldılar.
Keza Telsim’i ucuza mal etmeleri yine medya gücünün eseriydi.
Hem Çukurova ve Kepez hem de Telsim tahmin edilemez miktarda büyük paralar kazandırıyordu.
Televizyonun yanısıra Star Gazetesini kurmaları sonrasında baba Kemal Bey değil ama oğul Cem Uzan adeta güç sarhoşuydu ve dilediği her şeyi yapabileceğine inanıyordu.
İşte tam bu süreçte büyük bir  hata yaptı ki o dönem bendeniz Star Medya Grubunun Ankara temsilcisiydim.
2001 ekonomik krizi ile beraber Uzanlar, Telsim’in altyapısını kuran  ünlü ABD şirketi Motorola’nın borçlarını ödemeyi askıya aldı.
Motorola da bu durumu fırsata çevirmek için harekete geçti ve alacaklarının karşılığı olarak Telsim’i ele geçirmek istedi lakin Cem Uzan oralı olmadı ve ABD şirketine, alacaklarına ödeme planı için İsviçre mahkemesini adres gösterdi.
Aslında Uzan’ın hesabı kendine göre akıllıcaydı ve normal bir seyirde kaybetme ihtimali hiç yoktu ancak söz konusu olan ABD şirketiydi.

Dick Cheney’nin  Motorola tehdidi
Peki ABD şirketi olunca ne mi olur?
Amerikan İmparatorluğu bizatihi devreye girer ve baskı yapar ki bunun tanığı bendenizim.
Uzanların Ankara temsilcisi sıfatıyla katıldığım dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in Washington gezisinde ABD yönetiminin bu alacak olayını Başkan yardımcısı yani Dick Cheney düzeyinde gündeme getirdiğini ve hatta tehdit ettiğini yakından biliyorum.
Ecevit bu talep ya da dayatmayı geçiştirdi derken Türkiye’de malum süreçler yaşandı, yani çok geçmeden koalisyon krize girdi, Cem Uzan parti kurdu, seçime gidildi ve AKP tek başına iktidar oldu.
İlginçtir, Cem Uzan’ın hem eski alışkanlıkları yani medya gücü sarhoşluğu, hem de iki aylık partisiyle milyonlarca sayıda oy alması sebebiyle mağrurluğu katlandı ve AKP’ye karşı müthiş bir saldırıya geçti. AKP de, araştırmalarına göre kısa sürede oyunu yüzde 18’e çıkaran ve karşısında siyasi güç olarak şekillenen Cem Uzan’ın,  (Motorola’nın alacaklarını isteyen) ABD’nin de teşviki ile kalemini kırdı ve malum operasyonlar yapıldı.

 

Güç korkutmaktır !
Uzan Operasyonu bütün ülkede kararlı bir iktidarın neleri yapabileceğini, yani bir büyük ticari imparatorluğu bile yıkabileceğini gözler önüne serdi.
Operasyon sonrasındaki seyirler malumdur.
Baba Kemal Bey ve küçük oğlu Hakan’ın Ürdün’e sığındığı iddia edildi ki Ürdün Kralının Hakan Uzan’ın okuldan arkadaşı olduğu hepimizin malumudur. Cem Bey ise bir süre Türkiye’de kaldıktan sonra mahkemeden aldığı ceza sebebiyle nasıl becerdi ise Fransa’da oturma iznini aldı ve Paris’e uçtu.
Hayır Cem Bey bazılarının tahmin ettiğinin aksine loca mensubu, şu bu değildi. Uluslararası bağlantıları yoktu. Dahası etkili ve yetkili dostları da yoktu... Peki buna rağmen yıllarca o hükümranlığı nasıl mı kurdu? Yukarıda ifade ettiğim gibi medyayı silah gibi kullanarak.. Uzanlar ama özelikle de Cem Uzan insanların sevgiyle değil korkuyla boyun eğeceğine iman etmiş biriydi ve bütün ilişkilerini ona  göre  tanzim ederdi. Korkutma gücünü yitirdiği gün ise tek başına ortada kaldı ve koca bir ticari yapı enkaz oldu.


Darbe olacak, bekle!
Evet Uzanların hikayesi su testisinin su yolunda kırılması ya da yelle gelenin rüzgarla gitmesi gibi bir şeydir.
Bu arada Baba Kemal Uzan’ın onca ihtiyatına rağmen oğul Cem Uzan’ın akıl almaz hırsı ve güç sarhoşluğu çöküşü hazırlayan nedenlerden biriydi.
Uzan’ın çöküşü bağlamında yapılan bir başka spekülasyon ise Cem Bey’in AKP’ye karşı meydan okuyuşunun sebebi 2003-4 yıllarında askerin darbe yapacağına inanması ya da buna ısrarla inandırılmasıdır ki bu husus sınırlı olsa da zaman zaman medyaya yansımıştır. Kimilerinin Uzan’a neredeyse her gün, “Cem Bey AKP’ye saldır, darbe olacak” dediği iddiaları Ankara’da hala yankılanıyor.

Yazarın Diğer Yazıları