CHP'yi aslında kim yaralıyor?..

CHP'yi aslında kim yaralıyor?..

Gaflet her alanda insanı yanlışa götürür ama, konu siyasetin gafleti olursa, sonu kaçınılmaz bir hezimete, aynı zamanda bumeranga da dönüşebilir!..

Hele de bu gaflet, rakibi (sözde kendi silahı ile vurmak) ya da kendi enstrümanlarıyla etkisiz hale getirmek amacı taşıyorsa, hiç kuşkusuz bu yolun sonu karanlıktan öte bir anlam da taşımayabilir...

20 yılı aşkın süredir Türkiye''yi AKP yönetiyor...

Kimileri adına "siyasal İslam" dese de, AKP iktidarının dayattığı stratejilere bakılınca, bunun adı "siyasal dincilik"ten başka bir şey değil...

Siyasal bilimciler de farkındadır ki, AKP kendi ideolojisi üzerinde ilerlediği için başarılı oldu...

Tıpkı Erbakan''ın, Ecevit''in, tıpkı Demirel ve Özal''ın çizdiği siyasi rotaların onları zirveye taşıması gibi, AKP de kendi rotasında büyüdü ve sonunda devleti ele geçirdi...

Siyasette partiler birbirini taklit eder, hatta birbirinden proje de çalar ama, konu rakibi alt etmek için kendi ideolojinden taviz vermeye gelince, ortaya çıkan gafletin sonucu başından bellidir...

İşte o yüzden herkesin desteğini almaya çalışırken, rotadan çıkmamak da en iyisidir!!!

HALKIN SORUNU EKONOMİ...

Bu ülkenin siyasal dinciliğe taviz vermekten çok daha önemli sorunları var;

Türkiye Cumhuriyeti''nin her hanesinde mutfaklar yangın yeri, insanlar evlerine makarna alamayacak hale gelmiş...

AKP iktidarının denetimsizliği piyasa vurguncularını adeta cesaretlendirirken, fahiş fiyat politikası bir türlü önlenemiyor ve bu vurgunlar kazık düzenini körüklemeye devam ediyor...

Milletin tıpkı hayat pahalılığı gibi ortalığı kasıp kavuran başka dertleri de var, ki, her şeyin önünde artık;

Üniversite bitirmiş milyonlarca genç iş bulamıyor, kimileri yurt dışına kaçıyor...

Korona salgınıyla birlikte piyasaların allak bullak olması da ekonomik kıskacı daraltınca, son yıllarda yüzbinlerce iş yeri kapanmış, milyonlarca insan işsiz kalmış, iflaslar icra dairelerini kilitlemiş, batık krediler bankalarda stoklanmış...

İktidarın skandal tarım politikası en sıradan gıda maddesinde bile Türkiye Cumhuriyeti''ni dışa bağımlı hale getirirken, tarlalar, makine ekipmanları atıl halde, çiftçiler arazilerini terk etmiş ve gıda üretimindeki darboğaz da iyice zirve yapmış...

Sadece bu sorunlar da değil, işte Türkiye''nin kıyıları, ormanları yağmalanıyor, yeşil alanlar imara açılıyor, Atatürk''ün kurduğu millî yatırımlar özelleştirme adı altında adeta talan ediliyor ve Türkiye her alanda hızla tüketiliyor...

Bir de 40 yıldır bitmeyen terör yetmezmiş gibi, kaçak göçmen, sığınmacı meselesi var ki, sosyo ekonomik açıdan Türkiye''yi kemirmeye devam ediyor...

Velhasıl Türkiye''nin en az siyasal dinciliğin tahribatları kadar çok yaşamsal sorunları var...

İşte böylesi bir ortamda muhalefet AKP karşısında bir seçenek yaratamadığı için meydanı boş bulan iktidar 20 yıldır koltuğu bırakmıyor ve toplumun bir kesimi de adeta çaresiz kalmışçasına AKP''nin peşinden gitmeye devam ediyor...

Velhasıl ekonomik çıkmazlar milyonlarca yoksulu hayat pahalılığının cenderesinde tutarken ve siyasal dinciliğin yoksullaştır, köleleştir kıskacına mahkûm ederken, toplum gericiliğin taklit edilmesini değil, aydınlanmanın savunulmasını istiyor... Özetle muhalefetin türbandan önce uğraşması gereken ülkenin çok yaşamsal sorunları var...

TÜRBAN ZATEN YAYILMIŞKEN...

Toplum sosyo ekonomik cendereden çıkmak için ısrarla çözüm arıyor;

Son dönemde yolsuzluklar, yurt dışına para kaçırıldığı iddiaları, devlet kaynaklarının gizemli biçimde ortadan kaybolması, ihalelerin yandaşlara teslim edilmesi, kadrolaşmada liyakatin torpile kurban edilmesi ve sınav sahtekârlıkları milyonlarca insanın öfkesini çekerken, AKP''ye tepkiler yükseliyor ve toplum ısrarla seçenek arıyor...

İşte bu sırada, 2019 yerel seçimlerindeki ivme nedeniyle CHP''ye destek veren kitleler hayal kırıklığına uğramak istemiyor;

Çünkü CHP''ye oy verenlerin yüzde 75''i Atatürk''e, laikliğe ve cumhuriyete olan bağlılıkları nedeniyle sandığa gidiyor...

Ancak bir yandan kendi tabanında erozyon yaratırken, diğer yandan "helalleşme" adı altında cumhuriyetle çatışan gerici, bölücü çevrelerle adeta ittifaklar kurulması CHP''yi ayakta tutan cumhuriyetçi güçleri ürkütmekten ileri gitmiyor...

Çarşafa rozet takılması, Kılıçdaroğlu''nun "laiklik tehlikededir diyemem" şeklindeki yaklaşımı, firar edince FETÖ''cü oldukları iyice deşifre olan zatların milletvekili yapılması, türbanlıların parti üst yönetimine ve örgütlere alınması, Nurcularla buluşulması ve tarikatlarla, cemaatlerle toplantılar yapılması sanki son yıllarda CHP''ye oy kazandırmışçasına yeni tavizler verilmesi, yazının başında dikkat çektiğimiz o gaflet politikasının yarar getirmeyeceğini yeterince kanıtlıyor...

KILIÇDAROĞLU NE YAPMAK İSTİYOR?..

Baksanıza; sanki 2019 yerel seçimleri tarikat ve cemaatlerin desteğiyle kazanılmış gibi, CHP karşıtlarına yeni tavizler verilmesi tabandaki şaşkınlığı büyütmeye devam ediyor...

Çünkü Kılıçdaroğlu verilen her tavizin ülkeyi daha çok karanlığa sürükleyeceğini bilmesine rağmen, sanki "AKP''yi yenelim de ne olursa olsun" yaklaşımında, bu kez de başörtüsüne yasal kılıf hazırlamak için bir kanun teklifini Meclis''e sunmaktan kaçınmadı... Sadece CHP tabanında değil (diğer partilere gitmiş Atatürk''e, laikliğe, cumhuriyete, aydınlanmaya inanmış) milyonlarca insanın kaygısını daha da büyüttü bu kanun teklifi...

Ve AKP lideri Erdoğan, CHP''nin başörtüsüyle ilgili kanun teklifine "gelin bunu Anayasa''ya sokalım" şeklinde adeta rest çekercesine karşılık verirken, Kılıçdaroğlu''nun geçmişteki türban açıklamaları ve bu uğurda Anayasa Mahkemesi''ne başvurusunu anımsatarak CHP''yi yıpratmak için yeni bir fırsat buldu...

Evet herkesin aklında aynı sorular var;

Türbanlı askerlerin, polislerin, memurların hatta savcı ve hâkimlerin devlette yaygınlaştığı bir dönemde, (sanki türban meselesi halen sorunmuş gibi) taktiksel bir hataya sürüklenmek CHP''yi çok yaralayacak...

Velhasıl gereksiz, yersiz, anlamsız bir kanun teklifi CHP''nin tarihine, kuruluş gerekçelerine ve ideolojisine ağır darbe vurmuşken, "taklitler aslını yaşatır" diyen yoksul, eğitimsiz çevreler bile ana muhalefetin yaptığını bir takiye olarak görüp AKP''ye sarılmaya devam ederse, vah memleketin haline...

CHP kendine zarar vermekten vazgeçmezse; hem kendi tabanındaki erozyonla, hem cumhuriyetin direncinde açtığı gedikle, hem de giderek büyüyecek siyasal dinciliğin rejime, aydınlanmaya, geleceğe ve umuda vuracağı darbelerin sonuçlarıyla baş başa kalacak...

Yazarın Diğer Yazıları