Erdoğan'ın yaptığı hesapla her şeyi ortaya döktü

Erdoğan'ın yaptığı hesapla her şeyi ortaya döktü
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1993 yılında yaptığı bir ‘asgari ücret hesabı’ gündem olmuştu. İbrahim Kahveci çalışanın fakirleştiğini 2010 yılı ile 2021 yıllarında çalışan bir kişinin satın alabildiği ekmek miktarını kıyaslayarak iktidarı köşeye sıkıştırdı.

Ünlü ekonomist İbrahim Kahveci iktidarı köşeye sıkıştırdı

Milli Gazete''nin haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan asgari ücret üzerinden dönemin iktidarına yüklenerek çay simit hesabı yapmış ve “Bu zalim yönetim, bu aziz millete bir bardak çayla bir simidi bile layık görmüyor. Bunların peşinden nasıl gideceksiniz?” diye sormuştu.

Ünlü ekonomist İbrahim Kahveci, zorunlu tüketimi en yüksek ürün olan ekmek hesabına göre durum şu: "2010 yılında 913 TL ortalama net ücret ile 1 ayda 443 kg ekmek alıyordunuz. Kasım 2021’de ise 3.945 liraya gelen ortalama net ücret ile alabileceğiniz ekmek artık 434 kg. Çalışanların ekmek alım gücü enflasyon üzerinde maaş artışına rağmen artmamış, tersine 9 kg azalmıştır. Kim almış bu ekmekleri? Devlet..."

Çalışanlara enflasyon oranı üzerinde yapılan zamlara rağmen, alım gücü düşmeye devam ediyor. Ekonomist İbrahim Kahveci, 2010 yılı ile 2021 yıllarında çalışan bir kişinin satın alabildiği ekmek miktarını kıyasladı ve 2021''de daha az ekmek alınabildiğini belirtti.

Karar gazetesi yazarı Kahveci, "SGK verilene göre, 2010 yılında 10 milyon 31 bin çalışanın (4/A-özel) aylık ortalama brüt kazancı 1.302 TL’dir. (Brüt asgari ücret ise 760,5 lira. Fark yüzde 42)" bilgisini paylaştı ve ekledi:

"Kasım 2021’de 16 milyon 257 bin çalışanın ortalama brüt ücreti 5.770 TL’dir. Aynı ayda brüt asgari ücret ise 3.578 lira (Fark yüzde 38).
Son 11 yıllık dönemde enflasyon yüzde 240; ortalama brüt ücret ise yüzde 343 ve asgari brüt ücret yüzde 370 artış göstermiştir.
Görüntüde ücret artışı enflasyonun üzerinde gerçekleşmiş görülüyor. Dolayısı ile çalışanlar bir reel gelir kaybına uğramamış, tersine reel kazanç elde etmiştir. Fakat durum pek öyle değil." 

Kahveci yazısını şu satırlarla sürdürdü:

"2010 yılında yüzde 15 vergi dilimi 8.800 TL’dir ve 2021 yılında 24.000TL’ye gelmiştir. Vergi dilimi artışı yüzde 172 ila enflasyonun (yüzde 240) altında kalmıştır. Hatta yüzde 20’lik ikinci vergi dilimi 22.000 liradan sadece ve sadece yüzde 140 artışla 53.000 liraya çıkmıştır. Buradaki artış yüzde 140 ila enflasyondaki yüzde 240 artışın nerede ise yarısında kalmıştır.

Bunun anlamı şudur: Ola ki işvereniniz size azıcık yüksek maaş ödedi; ola ki okudunuz vs ile yüksek ücret alıyorsunuz... İşte o parayı devlet, ya da devleti yönetenler hemen alıvermişler.

Bunu şöyle ifade edeyim: Son 11 yılda ortalama net ücret asgari ücret oranında artsaydı net maaş 3.945 lira yerine 4.310 lira olacaktı. Ortalama ücretlerde geçen yıl 12 ayın biri gitmiş, yerine 11 ay maaş almış olduk.

Şöyle bir hesap yapalım:

2021 yılında aylık 5.770 lira brüt ücretten net kazancınız yaklaşık 3.945 liraya geliyor. 2010 yılında ise 1.302 lira brüt ücretten aylık net kazancımız 913 liraya geliyordu.

Brüt ücret artışı 11 yılda yüzde 240 enflasyonun üzerine çıkarak yüzde 343 olmuştu. Ama vergi dilimleri sayesinde çalışanın eline geçen net ücret aynı süre içinde 913 liradan 3.945 liraya çıkarak yüzde 332 artışta kalmıştır.. (Yine de enflasyonun üzerinde bir artış görülüyor. Enflasyon oranına göre ortalama net ücret 3.104 liraya çıkacaktı.)

Gelin bir de bu hesabı ekmek üzerinden yapalım:

Zorunlu tüketimi en yüksek ürün olan ekmek hesabına göre durum şu: 2010 yılında 913 TL ortalama net ücret ile 1 ayda 443 kg ekmek alıyordunuz. Kasım 2021’de ise 3.945 liraya gelen ortalama net ücret ile alabileceğiniz ekmek artık 434 kg.
Çalışanların ekmek alım gücü enflasyon üzerinde maaş artışına rağmen artmamış, tersine 9 kg azalmıştır.
Kim almış bu ekmekleri? Devlet..."