Daha kaç vücut gerek...

“Daha kaç vücut gerek bana

 Benim seni unutmama...”,diyor Teoman.

Yüreğimiz yanıyor, gencecik şehit cenazelerine baktıkça...

Beynimiz çürüyor devletin gümbür gümbür dağıldığını gördükçe...

Vicdanımız sızlıyor aklın, basiretin, insafın bir öfkeye mahkum edildiğini izledikçe...

Kimimiz küstü, kimimiz yıldı, kimimiz korktu, kimimiz aldandı, kimimiz dağıldı. Fakat toplumun başından aşağı nefret kusanlar bıkmadı, usanmadı, utanmadı.

Yenilgiyi kabullenmemizi, saltanatlarına itaati istiyorlar.

Milletin 3 yüzyıllık ezikliğini kendi istikballerini kurmak için sömürenler saraylarının temeli sarsıldıkça daha fazla cana ihtiyaç duyuyorlar. Gözyaşlarıyla ıslanmış, kanla terbiye edilmiş bedenleri çatlayan iktidar kolonlarını desteklemek için kullanıyorlar!

Kim bilir belki şehitlerimiz daha şanslıdır! Zaten nazarımızda diridirler. Vatan için ölüme koşmanın heyecanını kıyamete kadar yaşayacaklar. Şanslıdırlar çünkü sönen ocaklardan çıkarılan küllerin nasıl bir zulüm krallığının harcına karıştırıldığını göremeyecekler...

Gazilerimiz de üzülmesin, ameller niyete göredir. Siz milletin dirliği, ülkenin terörden kurtuluşu, insanımızın bağımsızlığa kavuşması için savaştınız. Hayatınızda geride bıraktıklarınız, uzuvlarınız inanın bir gün hak ettiği değeri bulacak.

Aslında acınacak durumda olanlar, arkada kalanlar, ruhları ölmüş, insanlığını yitirmiş uyurgezerler. Para, makam ve şöhret hırslarının kölesi olanlar. Çıkarlarının önünde engel gördükleri herkese satılık, hain, paralel yaftası yapıştıranlar.

Eleştirmeyeceksin, bildiğin doğruyu söylemeyeceksin, uyarmayacaksın! Ya onlara katılacak biraz da sen otlanacaksın, ya da biat edip boynunu ipten kurtaracaksın! Evet, susmanız da yetmez, “gelenin keyfi için geçmişe sövmüyorsan” bir gün sana da sıra gelecek. Çünkü köşesine çekilenler bile zalimlere durdukları yerin yanlış olduğunu hatırlatır. Tasmayı boynuna geçirip ipini efendinin eline vermezsen sen de bir tehditsin! 

Bugün karamsarım. Sitemin yalnız iktidara değil aynı zamanda muhalefete de... Ne yaptığınızı anlayabilen var mı, sahi kendiniz biliyor musunuz nerede durduğunuzu? Dün söylediklerinizi bugün yalanlıyorsunuz! Kırmızı çizgileriniz trafik işaretlerine döndü, yol durumuna göre renk değiştiriyor!

Yarın siyasetçiler, aydınlar çıkacak ve suçu yine halka atacak! “Bize oy vermediniz, tek başımıza iktidara getirmediniz” diyecekler. Vatandaş hepinizin ederini biliyor! Dönüp kendinize bakın, size emanet edilen oyların hakkını verebiliyor musunuz?

Yine de ümitliyim. İnanın, bu millet geçici yanılgılara düşebilir ama uzun vadede herkese hakkını teslim eder. Zirveye çıkardığı gibi çukura gömmesini de bilir. Sivil toplumun tepesinde oturan, yukarılardan ahkâm kesen, halka cahil muamelesi yapan görgüsüzlerin ömrü, alternatifleri ortaya çıkıncaya kadardır.

13 yıl önce iktidar koltuklarına oturan partiler bugün nerede, düşünün ve ibret alın. Yarın esecek ilk rüzgârda bugün iktidarıyla, muhalefetiyle milletin önünü kesen tüm partiler savrulur gider. Halkımız belki tahsilli olmayabilir ama kendisini aldatanları, oyalayanları basiretiyle çok iyi seçer.

Şüphe duymayın! Bu millet “senden önce” de vardı, emin ol “senden sonra”  da var olacak. Ve siz ey liderlerimiz, biz sizden önce de vardık, sizden sonra da olacağız.

Yazarın Diğer Yazıları