Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

Dâr-ül-harp ve Dâr-ül-Tayyip!

Siyasal İslâma göre Dâr-ül-Harp kâfir ya da mürted devlet, Dâr-ül-İslâm da Müslüman devlettir.
Bu kesimlere göre Cumhuriyet ilan edileli beri yani 1923’ten bugüne Türkiye Dâr-ül-Harp’tir.
Ama nasıl olur Türkiye’deki on binlerce cami’de her gün beş vakit ezan okunur, namazlar kılınır ve dualar edilir, devlet din görevlilerine maaş verir, din öğrenimi serbesttir, isteyen ibadetini yapar, isteyen inancına göre yaşar, isteyen hacca gider, isteyen zekât verir yani İslâmı yaşamanın önünde zerre bir engel yok, demeyin, bu güruha göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti tartışmasız olarak kâfirdir.
Yok yok böyle düşünenleri Hizbullah misali marjinal bir gurup olarak görmeyin. Türkiye’deki dinî cemaat ve gurupların yüzde 90’ı ve MSP ile RP geleneği ya da Milli Görüş’ten gelenlerin tamamına yakını gizleseler de böyle düşünür ve ona göre hareket ederler.
Bu siyasal İslâmcılar tabir yerinde ise Türkiye Cumhuriyetini domuz gibi görür ve ondan bir kıl koparmayı yani çalmayı ibadet zanneder.
Tekrar ediyorum, çamur atıyor ya da komplo teorisi üretiyor değilim, birebir çok çok iyi bildiğim bir şeyi açıklıyorum.
İşte Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kâfir ve mürted olduğunu düşünen bu güruha göre Mustafa Kemal sistemin kurucusu olduğu için deccal gibi
 görülür.
Ve tam bu noktada soralım!
Sahi Türkiye Dâr-ül Harp yani Kâfir Devlet ise Tayyip Erdoğan’ı nasıl tanımlayacağız!
Öyle ya Türkiye bugün Dâr-ül Tayyip yani Tayyip Erdoğan devletidir, zira kendi ifadesi ile astığı astık, kestiği kestiktir.
Kuralları o koyuyor, Cumhurbaşkanı ile milletvekillerini o seçiyor.Yasaları o çıkarıyor, hâkimleri o belirliyor, yargıya o hükmediyor. Anayasa değişiklik metinlerini o hazırlıyor. Valiyi, kaymakamı ve polisi o atıyor. Asker, MİT, medya, sermaye onun emrinde... Faizi o belirliyor, üretimi o düzenliyor, piyasalara o yön veriyor.
Kısacası yetki ve etki olarak dün Atatürk ne idi ise Tayyip Erdoğan’ın bugün fazlası var, eksiği yok!
Hâl bu iken Atatürk kâfir devletin deccalı ise öğrenmek için soruyorum: Tayyip Erdoğan’ın konumu ve durumu nedir?..
Ne yani Tayyip Bey bugün Atatürk’ün kurduğu kâfir devleti (!) yüceltmek için mi seferberdir?
İyi de böyle bir şey küfre hizmet
olmaz mı?
Eğer hadise bazılarının iddia ettiği gibi gerçekten bu ise dinen bunun vebali ve sorumluluğu yok mudur?
Hiç kimse kıvırmadan, kaytarmadan bu soruya cevap arasın, zira Mahşer’de bunlar bir bir sorulacaktır.
Altını çizerek yazıyorum: Türkiye Dâr-ül Harp’tir diyerek devletten çalmayı cihat gören ve çalan o malum çevreler bu sualleri cevaplamadan Yaradan’ın karşısına geçip nasıl namaza duruyorlar?
Bunların dini Şanlı Muhammed Aleyhisselâm’ın İslâmı olamaz, ancak Protestanlaştırılmış Emperyalizmin Müslümanlığı olabilir!
İşine gelmeyince İslâmın en temel yasağı olan faizi görmezden gelen, kendi hükümranlıkları için kul hakkından zülmün tarifine kadar pek çok şeyi tersten okuyan ve uygulayan, ama en önemlisi kendi kendilerini Yaradan’ın ve Sevgili Habibi’nin yeryüzündeki acentası gibi sunanlar hangi yüzle Kıble’ye yönelip ibadet ediyorlar acaba!
Türkiye’de maalesef birileri kendilerine göre din yaratıp adına İslâm diyor ve insanları o inanca kanalize ediyor.
Kendilerini İslâmın sahibi ve mümessilleri gibi görenler cevap versin, sizin İslâmınıza göre Tayyip Erdoğan küfre mi hizmet ediyor? Değilse Atatürk’e deccal ve Cumhuriyetine Dâr-ül Harp yani kâfir devlet demek niçin?..

 

YAZDIKLARIMIZ YALAN MI?!!
Doğan’ı Ülker alacak dedik, doğrulandık!

Bu sütunu izleyenler ve arşivimiz tanıktır. Doğan Medya Gurubunun Ülker Gurubunun da ortak olduğu bir konsorsiyum tarafından satın alınacağını defalarca yazdık... İlginçtir Ülker Gurubu  eksik olmasın her yazımıza hemen ertesi gün  “Yok öyle bir şey” diye açıklama gönderdi. Derken önceki gün yazdıklarımız borsaya yapılan bir bildirimle doğrulandı. Ülker’in kuruluşu Yıldız Holding Doğan Medyanın satın alınması olayında  kendi şirketlerinin ABD’nin ünlü KKR firması ile beraber hareket ettiklerini açıkladı.Kuşkusuz bu talip olma olayı her şeyin bittiği anlamına gelmiyor ama altını çizerek yazıyorum Ülker bu noktaya gelmiş ise belli ki zirvelerden  kesin emir almıştır; zira Ülker’ın medya sektörüne soğuk olduğu sır değil... Göreceksiniz Doğan Gurubu da çok yakında Sabah-ATV hâline getirilecektir...

 

BİRİNCİLİĞİN BÖYLESİ!!!
AKP ile Türkiye rüşvette şampiyon!

Yazacaklarım iddia değil, uluslar arası bir çalışma ve belgenin ürünü. Dünyanın yolsuzluk barometresini elinde tutan ve duyuran ünlü Transparency İnternational Kurumu uluslar arası yolsuzluk anket ve çalışmalarını sonuçlandırdı. Buna göre Türkiye rüşvet alma ve verme- de Avrupa’da şampiyon, yani bir numara... Bitmedi, Türkiye dünya klasmanında da Liberya, Ghana, Afganistan ve Irak gibi ülkelerin ardında 6. sırada... Evet Tayyip Erdoğan ve AKP’nin yönettiği  Türkiye rüşvet olayında Kenya, Uganda, Senegal, Papua Gine gibi yamyam ülkelerinden bile geride... Soruyorum bu mudur ülkeyi adaletle ve hakça yönetmek? Bu mudur kimsesizlerin kimsesi olmak? Ve bir başka soru: Rüşveti veren halk, alanlar ise ülkeyi yönetenler değil mi? Sahi kim yönetiyor ülkeyi?..

 

MEMUR MU, MÜRİT Mİ?
Diz çöken adam!

Adı: İbrahim Şahin... TRT Müdürü... Son hafifliği  gazetelere şöyle yansıdı: İbrahim Efendi AKP’li bakanların önünde iki büklüm  diz çöküyor... Güya devlete müsteşarlık yapmış! Adam sanki devlet bürokratı değil tarikat  çadırında  mürit!.. İşte Türkiye’yi  bugün  böyleleri yönetiyor. Tarafsız olması Anayasal  zorunluluk olan TRT’yi dinci kanalların ötesinde militan bir çizgiye taşıdı... Neredeyse her gün ülkenin değerlerine ve bölünmezliğine küfür  eden isimleri bir bir ekranlarında ağırlıyor... Dahası, iktidara övgüler düzen sözde gazetecilere aileleriyle beraber  açıktan büyük para aktarıyor... Daha önce de yazdım, Yaradan bir engel vermezse bu adamı günü geldiğinde adaletin önüne çıkartıp yaptıklarını fitil fitil burnundan getirteceğim.

Yazarın Diğer Yazıları