Yedi yıl Türkiye'de çalışmıştı.
Fenerbahçe, Beşiktaş ve Bursaspor’da görev yapmıştı.
Beşiktaş'ı da, Fenerbahçe'yi de şampiyon yapmıştı.
Bizden biri gibiydi.
Atatürk rozeti takar, istiklal marşımızı söylerdi.
Çay içerdi.
Türkçe şarkılara, türkülere eşlik eder, dili döndüğünce mırıldanırdı.
Ben "Alman'ın ama ikinci vatanım Türkiye" derdi.
Ülkesinde Nazileri Türklere karşı gerçekleştirdiği Solingen katliamını her fırsatta en ağır dille eleştirirdi.
Türk Futbolu'na çok büyük katkıları oldu.
Ülkemizde 3-5-2'yi ilk uygulayan teknik adamlardan biriydi.
Christoph Daum'du o.
Taktiklerinin profesörü.
İki gün önce kaybettik.
Ve biz, bizleri bu kadar seven, adeta bizden biri olan, Türk Futbolu'na büyük emekler veren bu değere çok büyük bir vefasızlık gösterdik.
Bu hafta ki, Süper Lig maçları öncesi bir saygı duruşunu çok gördük.
Bu federasyonun büyük ayıbıdır.
Neyse ki, Fenerbahçelili futbolcular Rize'de "Hep Kalbimizde Olacaksın" yazılı bir pankartla sahaya çıktı.
Ne demişti bilge:
Zaten vefa mı kaldı bu dünyada.
İlgili Haberler