Araştırmacılar, yer bilimleri alanında kabul görmüş modelleri kökünden değiştirebilecek çarpıcı bir bulguya imza attı.
Derinlerde bulunan fay hatlarının, büyük bir depremin neden olduğu sismik hareketin ardından inanılmaz bir hızla, sadece birkaç saat içinde yeniden birleşme ve sürtünme direncini geri kazanma yeteneğine sahip olduğu bilimsel olarak kanıtlandı. Bu çığır açıcı bulgular, büyük depremlerin oluşum sıklığı ve risk hesaplamaları konusunda kullanılan mevcut teorik modellerin baştan sona ele alınması gerekliliğini ortaya çıkardı.

ULUSLARARASI EKİP DETAYLARI AÇIKLADI
Söz konusu keşif, ABD'deki Scripps Okyanus Bilimi Enstitüsü ve Almanya'daki Helmholtz Ootsdam Alman Yerbilimleri Araştırma Merkezi'nden (GFZ) bilim insanlarının ortaklaşa yürüttüğü kapsamlı çalışmalar neticesinde gerçekleşti.
Araştırma ekibi, laboratuvar ortamında ve derin okyanus çukurlarında gerçekleştirilen jeofizik ölçümlerle bu hızlı iyileşme sürecini gözlemledi.
Araştırmanın baş yazarı olan ve dünyaca ünlü jeofizikçi Dr. Elizabeth Olsen, bulgularını şöyle ifade etti:
"Geleneksel olarak, büyük bir depremden sonra fay hattının eski mukavemetine kavuşmasının yüzlerce, hatta binlerce yıl süreceği varsayılırdı. Ancak bizim verilerimiz, derinlerdeki fay yüzeylerinin, yüksek basınç ve sıcaklık altında sadece 12 saat gibi kısa bir süre içinde yeniden 'kilitlenmeye' başlayabildiğini gösterdi. Bu durum, fay hattının deprem sonrası zayıflık süresinin düşündüğümüzden çok daha kısa olduğu anlamına geliyor."
MODELLEMENİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI GEREKİYOR
Bu bulgular, yer kabuğundaki gerilim birikiminin tahmin edilmesinde kritik öneme sahip. Fay hatları ne kadar hızlı iyileşirse, üzerlerindeki gerilim o kadar çabuk birikmeye başlayabilir.
Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan California Teknoloji Enstitüsü'nden (Caltech) sismoloji profesörü Dr. Jonathan Reed, bu keşfin deprem tehlikesi değerlendirme modellerine olan etkisini vurguladı:
"Eğer fay hatları bu kadar hızlı yeniden bütünleşiyorsa, bu, küçük depremlerin sayısının azalabileceği ancak bir sonraki büyük depremin gerçekleşme zaman aralığının teorik olarak kısalabileceği anlamına gelebilir. Bu bilgi, özellikle yüksek sismik risk taşıyan bölgelerde yapısal direnç ve erken uyarı sistemleri konusundaki planlarımızın yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor."

Bilim camiası, bu yeni veriler ışığında fay mekanizmalarını inceleyen jeolojik ve matematiksel modelleri acilen güncelleme kararı aldı. Araştırmacılar, elde edilen bu bilgilerin, gelecekteki deprem tahminlerinin doğruluğunu artırma potansiyeli taşıdığını bildirdi.
Bilim kanıtladı: Evren bir simülasyon değilTeknoloji
Yoğunlaşan Güneş fırtınası aktivitesinin nedenini uzmanlar anlattıTeknoloji