Türkiye'de devlet okullarında eğitim, devlet hastanelerinde sağlık hizmeti parasızmış (!)

Yersen...

Kim yer bilmem ama birileri yıllardır bu milleti çatır çutur yemeye devam ediyor.

Eğitimin parasız olmadığını öğretmenim arkadaşlarımın arasında ayağa kaldırıp "Baban kömür parasını ödememiş hala" diye hesap sorduğu, sağlık hizmetinin parasız olmadığını 40 derece ateşle gittiğim devlet hastanesinin acilinde muayene parası verdiğim günden bu yana biliyorum. (SGK güvencemin olmadığı bir dönemde)

Devlet okullarındaki "parasız eğitim" masalından başlayalım.

Milli Eğitim takvimine göre okullar 11 Eylül'de ilk ders zilini çalacak.

İlk ders ziline geri sayım sürerken veliler kayıt paralarındaki fahiş rakamlarla neye uğradığını şaşırdı.

İstanbul'da bir ilkokulda geçen yıl 500 lira olan ve bağış olarak velilere dayatılan kayıt ücreti 2 bin liraya çıktı.

Okul giderlerine katkı olarak alınan bu rakam ayakbastı parası tabii. Bu para sınıf içi ihtiyaçlar için değil, idare katının ihtiyaçları için kullanılıyor.

Sınıf içi giderler için velilerden tekrar tekrar para ya da hazırlanan ihtiyaç listelerindeki malzemeler istenecek.

Ücretsiz eğitimin masrafları üst üste düzenlenen etkinlikler, geziler için bilet ödemeleri ile devam edecek.

Parası olan ailenin çocuğu en güzel kıyafetlerini giyip katılacak bu etkinliklere, bütçe ayıramayan ailenin çocuğu ise o gün okula gönderilmeyecek ya da boynunu büküp bir köşede izleyecek.

Az önce bahsettiğim 2 bin liralık kayıt ücreti işçi mahallesinde bulunan bir okul için belirlenmiş rakam. Kayıt ücreti bölgeden bölgeye mahalleden mahalleye okuldan okula değişiyor.

Mesela geçtiğimiz günlerde soL'da yer alan bir haberde devlet okullarında kayıt ücretinin 60 bin liraya dayandığı duyuruldu.

Habere göre;

Şişli'de bulunan Talatpaşa İlkokulu'nda velilerden istenen kayıt ücreti 30 bin lira,

Maçka'daki Pakmaya Hüsamettin Ziler Ortaokulu için istenen kayıt ücreti 60 bin lira,

Üstelik bazı okullar, kayıtlı bulunan öğrenci için ek 2 bin lira ödeme karşılığında sınıf ve öğretmen seçimi seçeneği de sağlıyordu.

Bu haberin hemen ardından Cumhuriyet’ten Merve Kılıç’ın haberiyle, sınavla proje okulu kazanan bir öğrencinin velisinden 12 bin lira kayıt parası istendiğini öğrendik...

Çocuklara boyun eğdiren eğitimde güncel durum böyleyken, sağlık hizmetleri de hastaneye yürüyerek gireni süründürecek cinsten.

Devlet hastanelerinde, hasta acil servisten dahi girse, eğer SGK güvencesi yoksa muayene ücreti ödemesi gerekiyor.

Bu ücret Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları için 220 lira, oturma izni olan yabancı hastalar için 370, turistler için 555 lira.

Faturalandırılan tek hizmet muayene değil üstelik.

Her tahlil, her işlem için ayrı fatura kesiyorlar. Hasta muayene, tahliller, tetkikler derken devlet hastanesinden binlerce lira fatura ile çıkabiliyor.

Hoş... SGK güvencesi olanlar da doktor bulamıyor artık.

AKP iktidarının politikaları sonucu yoğun bir şekilde yurt dışına doktor göçü veren ülkemizde birçok kentte uzman doktor bulunamıyor. Doktor olsa bile randevu alınamıyor.

Şansı yaver gidip doktor bulup bir de randevu alabilen SGK’lı yurttaş ise SGK kapsamına girmeyen ilaçlarını almaya gittiğinde ödüyor sağlık hizmetinin bedelini...

Memlekette eğitim ve sağlık hizmeti varmış: Parasını verirsen.