Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Devletin denizinde gemisini yürütenler

Vatandaş, 'ay sonunu' nasıl çıkaracağını kara kara düşünürken, birileri 'çerden çöpten' işler ile ilçe merkezine hemen her yıl kocaman bir bina dikiyor. 

Helalindense Allah daha çok versin. 
Devletlülerin akıllarına dahi getirmek istemedikleri bir takım soruları hemen her gün belediye otobüslerinde, kahvehanelerde, cami avlularında ahali kendi kendine sormaktan duramıyor:
- "Yahu yirmi yıldır başka bir çöpçü çıkaramadık gitti. Bu adamın mahareti nedir ki her dönem ihaleleri o alıyor?"  
Tabii ki alacak değerli kardeşim. 
Her dönem 'farklı bir makyaj' ile karşına çıkan bu yapının kökü, senin asla göremeyeceğin 'derinliklere' kadar uzanır ve 'devletin denizinde kayığını yürütmeye' ant içmiştir. 
Böyle geldi ve böyle de gidecek.
Bir başkası, 'yapamadığı işler' üzerinden kamu kurumuna kestiği milyarlarca liralık faturaların ödenmesi için 'sahte imzalarla' muhasebenin yolunu tutuyor. 
İş patlak veriyor; güpegündüz silahlarla kurum basılıyor; "Ödersin, ödemezsin" kavgası adliyenin kapısından geri dönüyor.
Belli ki 'çarkın içinde olmayan' birileri, çomak sokmaya çalışıyor mevzuya. 
Birinin "Aşiretiz" tafraları; diğerinin "Ankara'da dayımız var" horozlanmaları.
***
Hadise dönüp dolaşıyor, sonunda ilgili genel müdürün kapısına kadar dayanıyor. 
Tarafların yatıştırılması, olayın 'örtbas' edilmesi, 'tatlıya' bağlanması gerekiyor. 
Zaten genel müdür diken üstünde. 
Kendisine nihai hedef olarak tayin ettiği 'milletin vekili' olma hayalleri, rakipleri tarafından boşa çıkarılmış; yarın öbür gün, oturduğu 'koltuğu' da kaybederse zayıf bir ihtimal de olsa olup bitenlerin 'faturası' önüne uzatılacak.
"Zayıf bir ihtimal" diyoruz, zira o da 'devletin denizinde gemisini yürütenler' kulübünün doğal üyelerinden biri olup çıkmış. 
Artık kim 'hesap' sorabilir ki? 
Hele bir sormaya kalkılsın, 'ne yapacağını' çok iyi bilir; hiçbir şey yapamazsa, en azından 'çobanlık yaptığı ambarı arpalığa dönüştürenleri' isim isim sıralar. 
'Hangi mayın eşekleri' üzerinden 'kimlerin' nasıl nemalandırıldığını, kimlere 'rüyalarında bile göremeyecekleri' akçelerin ödendiğini sayar döker.
Paniklemeyin, yapamaz öyle bir şey. 
Zira o cesareti gösterebilecek tıynetteki bir muhteremi zaten 'o koltuğa' oturtmazlar. 
Ancak devletten aşırılandan 'kendi payına düşene' bir kesik atılırsa 'aslan' kesilir, 'adalet' duyguları depreşir, 'yetimin hakkı' aklına gelir.
***
Şimdilerde bayağı bir moda oldu ya, hemen hemen her ay 'muhalefet partilerinin' elinde bulunan belediyeler birer birer basılıyor.
Çuvallar dolusu evrak, 'müracaat' görevlisinden 'yazıişleri' müdürüne kim varsa derdest edilip karakola çekiliyor:
-  "Yolsuzluk vaaar, hırsızlık vaarrr!" 
Hadi be sen de, sahi mi diyorsun?
Öyle bir şey var da, peki her birinin kapısından 'dayanılmaz pis kokular' yükselen belediyelere şöyle bir göz atmak neden hiç gelmiyor aklınıza?
Bırakın 6 ayda bir değişen kaldırımları, en basitinden hafta başı önünüze konulan kitaplar, kitapçıklar, broşürler kanalı ile kimlerin cebine kaynak aktarılıyor. 
Kendisinden izinsiz yapılan bir 'kartvizit basımını' bile kocaman bir soruna dönüştüren 'gelin hanımları' niye hiç görmüyorsunuz? 
Yoksa o "Bu iş benden habersiz yapılırsa belki suistimal olur, yetimin hakkı gasp edilir" babından bir endişe mi taşıyor?
'Güvenlik', 'ulaşım', 'iaşe' ve aklınıza gelebilen daha ne kadar hizmet kalemi varsa şöyle üzerini bir kazısanız 'kimlerin' nerelerden nerelere geldiğini görürsünüz. 
Ama cümlesi bu tür durumlar karşısında adeta 'dilsiz şeytan' kesilmiş.
Hepsi 'pir-ü pak', pardon 'pir-ü ak'.
***
Devletin denizinde gemisini yürütmeye yeminliler kulübünün mensupları, 'kendi yedikleri haltlar' ortaya çıkmasın diye psikolojideki ifadesiyle 'projeksiyon' yapıyor. 
Hani bir takım hafif meşrep kadınlar, yaptıklarını gizlemek için sürekli 'namustan' bahseder ya, işte öyle bir şey.
Tabii yerseniz.

 

Yazarın Diğer Yazıları