Dünün Erdoğan’ı ile bugünün Erdoğan’ı

Yıllar öncesinde Erdoğan Belediye Başkanıyken, zamanın iktidarını ne de çok haklı gerekçelerle eleştirmişti.

O gün; simit, çay hesabını yaparken, kükremiş sel gibi bendine sığmaz taşarken, o günün iktidarının milleti simit ve çaya nasıl mahkûm ettiğini dillendirmişse, bugünün iktidarının yani kendisi, milleti yine simit ve çaya mahkûm etmesi düşündürücüdür.

Hatta simit ve çay dahi bugün lüks oldu, sayelerinde çok şükür!..

*

Dün yapılan haksızlıklar karşısında;

Fakir, fukaranın; garip gurabanın hakkının yenildiği yönündeki isyanını haykırırcasına ortaya koyarken, bugün; kendisi, fakir fukaraya; garip gurabaya açlığı ve yoksulluğu reva gördü maalesef.

*

Dünlerde hep kuyrukların yüzlerce metreyi bulduğunu söyleyerek, o günün iktidarının, milleti canından bezdirdiğini, -yine o gün için haklı olarak- paylaşan bugünün iktidarı, tıpkı dünlerdeki gibi bugün, vatandaşını et ve Halk Ekmek kuyruklarında beklemeye mahkûm ederek canlarından bezdirme noktasına getirdiğini.

Kiraların nasıl da can yaktığını…

Dertlenmelerini…

Yakınmalarını, her gün ekranlardan izliyoruz.

*

Bugün, Sayın Erdoğan’ın beğenmediği, o dünün iktidarları döneminin emeklileri, emekli olduklarında aldığı emekli tazminatıyla, kafalarını sokacak iki oda bir sofa ev alabiliyorlarken, bugünün emeklilerinin bırakın ev almasını…

Bırakalım araba almayı…

Salonunu döşeyecek bir koltuk takımı alabiliyor mu, sanmıyorum.

*

Nasıl geldik bu hâle?

Nasıl oldu da enflasyonda tek hanelere inmişken, çift hanelere?

Sonrasında üç hanelere çıkar oldu enflasyon?

Nasıl oldu da memleketin neyi var neyi yok satıldığı hâlde durum yine de kötü!..

Benim aklım ermiyor.

Böyle bir kötü olma işi nasıl başarıldı(!) sahiden aklım ermedi benim.

*

Memur emeklisi…

İşçi emeklisi…

Malulen emekli…

Dul ve yetim bugün artık muhannete muhtaç bırakılmış durumda.

Onlar ‘Beterin beteri var hâline şükret dostum,’ diyerek şükredip, kendilerini teselli ederlerken, “Ya bunu da bulamazsak!” diye sabrediyorlar…

“Bir umut,” diyerek, umudu yurt dışında arayan gençler, zor da olsa hayallerinin peşinden koşmaya çalışıyorlar.

*

Ucuza bir kilo kuşbaşı (259 TL), bir kilo kıyma (229 TL) alabilmek için her biri en az 60 yaşın üzerinde olan dünün gençleri, bugünün emeklileri, gecenin karanlığı ve ayazının içinde dört-beş saat ayakta kuyruk beklemek zorunda bırakılıyorlarken, yine de itibardan ödün verilmiyor.

Ama milyonlarca insan, itibarını korumak için nelere göğüs geriyor olduklarını bir bilseler!..

Bugünün Tayyip Erdoğan’ının yaptıkları karşısında, dünün Tayyip Erdoğan’ı olsaydı, bugünün vatandaşını bu hâle getiren Erdoğan’a ne derdi doğrusu merak ediyorum.

*

Oysa Erdoğanlar aynı…

Dün biri gençti, parası ve kaybedecek pek bir şeyi yoktu…

Bugünün Erdoğan’ı, yaşlandı ve üstelik de kaybedecek çok şeyi var.

O yüzden mi emeklileri bu kadar üzüyor.

Anlayamıyorum!..

Yazarın Diğer Yazıları