Ligi şampiyon tamamlayan Galatasaray'ın başkanı Dursun Özbek, katıldığı canlı yayında sezona dair soruları yanıtladı.
İşte Dursun Özbek'in açıklamaları;
-İki tane farklı başkanlık yaşadım. İlk başkanlık, Galatasaray camiası çok büyük bir camia... Beklentiler çok yüksek. Duygun Ağabey döneminde başkanlık yardımcısıydım. Şampiyon olduk. O bir yarım sezondu. Ünal Başkan ayrıldıktan sonra ekim kasım ayında göreve geldik. Bir yarım sezonu başarıyla tamamladık. O gün yönetimde konuştuğumuzda mutlaka içimizden bir yönetim çıkarmak isterdik, öyle de yaptık. Galatasaray'da başkanlık, çok kolay bir görev değil. Bizim elbette ki o dönemde büyük hatalarımız oldu. Özellikle bazı transferlerde.
-Transfere ilgi gösterdik ama doğru seçimler yapamadık. Bunun acısını sezon içinde çektik. Zor bir dönem oldu. Ondan sonraki sene, birinci senenin tecrübesiyle güzel transferler yaptık. UEFA'dan talihsiz bir ceza aldık. Başarımızı etkileyen en önemli faktörlerden biri UEFA'dan gelen Avrupa kupalarına katılma cezasıydı. Bizi, seyirciyi demotive etti. O dönem Galatasaray, 15 bin kişiye oynadı. O cezayı engelleyemedik. Bizden önceki dönemden ötürüydü ama bize denk geldi o ceza.
-Bu ceza nedeniyle 2016 zor geçti. 2017'de iyi bir transfer sezonu geçirdik. Çok kuvvetli bir takım kurduk. Fatih Hoca'yı getirdik. İlk yarı sonunda liderdik ya da kafaya güreşiyorduk.
-Seçime gitme nedenimiz, finansal ihtiyaçlar için hazırlıktı. Yönetimlerin sürekliliği, devamlılığı da esas. Erken seçime gitmekle 2017'de yakalayacağı şampiyonlukla birlikte finansal açıdan rahatlık getirmek istememdi. Ancak, genel kurul üyelerince yanlış anlaşıldım. Farklı maksatla yapmak istediğimi düşündüler ama öyle değildi. Genel kurulun aldığı kararın başımızın üstünde yeri var. 2017'de kurulan takım, son derece başarılı oldu. 11 tane transfer yaptık. Yepyeni bir takımdı. Hepsi sahadaydı. O takım peş peşe 2 şampiyonluk aldı. Rahmetli Mustafa Başkan'ın dönemine denk geldi.
-Galatasaray'da senin benim dönemim olmaz. Ben takımı kurdum, rahmetli Mustafa Başkan göreve geldi ve orada şampiyon oldu. Bizim sevincimizden bir eksilme olmadı. Kazanan Galatasaray oldu. O oyuncular, transfer bedellerinin üzerinde satıldı.
Son seçimlerden evvel, 2 tane aday vardı. Eşref Hamamcıoğlu ve Metin Öztürk ile konuştum. Geliyorlar, sağ olsunlar, nezaket açısından, 'Başkanım seçime gidiyoruz, ne diyorsun?' dediler. Her ikisine de 'Galatasaray'ı yönetmek için bir defa finansal yapıyı düzeltmek için projeler lazım.' dedim. Metin ile beraber seçime girmiş, kaybetmiştik. 'Projelerin vardı, devam ettirelim' dedi. 'Ben destek olurum da desteğin mahiyeti farklı' dedim. Eşref de dedi, 'Galatasaray'ın çıkışı gayrımenkulde, destek verir misiniz?' dedi. 'Elbette' dedim. Projelere destek vermekten sakınmam. Süreç içerisinde konuşuyoruz, irtibat halindeyiz. Arkadaşlarımın bazılarına Metin'in yönetimine gir dedim, bazılarına Eşref'in yönetimine dedim. Onlar da yönetimlerine yazdı. Süreç öyle bir gelişti ki, şunu gördüm, hem Eşref hem Metin, tek başlarına bugünkü kadrolarıyla Galatasaray'a çok büyük bir fayda sağlayamazlardı. Onun üzerine, 'Senin yönetiminde de, benim yönetiminde de arkadaşlarım var, gelin birleşin. İkinize de destek verdim. Tek aday olarak çıkın. Projeler için ben gereken desteği vereceğim. İkiye bölününce çok başarılı olunacağını düşünmüyorum.' dedim.
-Bu çağrıyı Metin kabul etti. Eşref'e de çağrı yaptım. 'Gel, beraber seçime girelim' dedim. Belli ki bir eksiklik var. Eşref kabul etmedi. 'Başkan hangimiz olacak' dedi. 'Eşref, böyle bir soru olmaz' dedim. Girmeye karar verdim o tavırdan sonra. Metin benle beraber seçime girmeyi kabul etti. Erden, bana devamlı baskı yapıyordu 'Beraber seçime girelim' diyordu. Listelere gir diyordum. Erden 'Sen girmezsen girmem' dedi. Erden'e o zaman 'Gel haydi' dedim.
-Akıllara ziyan bir düşünce. Devlet ile iş yapıyorsunuz. Biz Milli Emlak'tan satın aldık. Düşünün ki, devlet ile alavere dalavereli bir iş yapmışınız. Arsanın ekspertizi orada. Emlak Konut bunu satmadan 1 ay evvel, ekspertiz yaptırdı bağımsız kuruma. 'Bu arsa kaç para kardeşim' dedi. 900 milyon lira falan buldular. Emlak Konut bize 'Ekspertiz değeri bu ama satış için üzerine satış yapmamız lazım' dedi. 1 milyar 85 artı KDV'ye bize sattılar. Eşi benzeri örneği Türkiye Cumhuriyeti'nde yok. Kendi antrenman tesisine para verip alan yok.
-İnsanların niye bunu takıldığını falan... Bunu söyleyen kişilerin bilgisi belgesi vardır elbette. Bizim düşünmediğimiz, bilmediğimiz bir şey vardır mutlaka. Söyleyen kişi, önemli bir kişi. Mutlaka çıkıp açıklar. Boş konuştuğunu söylemiyorum. Seçimler de bitti zaten. Belki zamanını kolluyordur.