"Askerin düşmanı; düşmanın askeridir" sözü büyük babaanneme ait. "Dijital Terör" ve "İmamların Öcü" adını verdiğim kitaplarımda ayrıntıları ile yazdım. Hele de "Ergenekon, Balyoz, Askerî Casusluk gibi Kumpas Davaları"nda takip edip, kaleme aldığım haber ve yorumlarda: Türk Ordusunun güzide Subay ve Generallerine "Düşman Hukuku" uygulandığına dair tespitlerim yüksek yargının Yargıtay ve Anayasa Mahkeme''sinde "Delil" olarak sunuldu.

3 yılı geçen sürede İstanbul''a gidemeyişimin acısını çıkarırken Ankara''da devam eden "Amiraller Davası"na yetişemedim. Sağ olsun ablam, kaynanam Müyesser Yıldız atlamıyor davaları. Öfke ile "Cami avlusuna bırakıldı Amiraller" diye isyan etti. Oysa katılıp; her birine saygı, sevgi duyduğum Amiralleri niçin infaz etmek istediklerini detayları ile yazmayı arzuluyordum. Yol boyunca istenilen cezalar, beraat edilen ve ceza istenen güzide dostlarım için talepleri okudum. Söz konusu Amirallerin bir de "Rütbelerinin sökülmesini" talep etmiş Savcı... Dünya barışının teminatı olan "Montrö Antlaşması"ndan bihaber olduğu anlaşılan Savcının Montrö''nün maddelerinden haberdar olmadığından eminim. Dahası "Lozan''ın gizli maddeleri" konusunda takıntıları olduğu kanaatimi de vurgulamalıyım.

Ayıptır!.. Günahtır... Hayatının en anlamlı günlerini ABD''nin "Kara Delik" adını uygun gördüğü "Montrö''yü delmek için uğraşanların değirmenine su taşımak" kimsenin haddi ve hakkı olamaz! Buna mevcut iktidar yol vermiş olsa da; bu memleketin çocukları asla izin vermez! Bu bir. İkincisi Fetö''nün eniklerinin, Fetö''nün tetikçilerinin kurguladıkları bu davayı; sözde bazılarını beraat ettirip, diğerlerini yargılamaya kalkışmalarını asla ve asla kabul etmemiz mümkün değildir. 28 Şubat dahil tüm kumpas davalarındaki amacın "Türk Ordusundan intikam almak isteyen emperyalist güçlerin tezgahı" olduğunu fark edemeyen gafiller yarın-öbürküne Türk Milletinin gönlünde ve ruhunda yargılanacağını unutmasın! "Askerine düşmanlık yapanların, düşman ile iş birliği suçu ile yargılanacağını" asla aklından çıkarmasın.

Emekli olduğu halde ısrarla kendisine "Sünnet çocuğu misali üniforma yaptıran"lar da; sözde Türk Ordusunun "temsilcisi zannedenler" de, cami avlusuna adeta piç gibi bırakılan askerlere sahip çıkmayışlarının hesabını vicdanlarda değil, duruşmalarda vereceklerdir.

İşine gelince "Montrö''yü savunan", vesayet altına almaya kalkıştıkları "Hukuk sopası" ile canımıza okumaya kalkışanlar da akıllı olsun! Yemeyeceğiz; Faşizme, diktatörlüğe de asla boyun eğmeyeceğiz!..