Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

En sağlam ortaklık...

En sağlam ortaklık...

Zor zanaattır ortaklık... Paylaşmak anlamına gelen "ortak"lıkla ilgili Türk Edebiyatında müthiş yaşanmış öyküler vardır. Ortaklık bir nevi "Kaderi paylaşmaktır." Ortaklığın hukuki yazılı koşulları olmasına rağmen, örfi dediğimiz yazılı olmayan kuralları da vardır. İtalyanlar "Susmak" diye tanımlar. Ortaklığın "Sır"ları vardır. Susmak, "duymamak, konuşmamak, görmemek" olarak nitelendirilen maymunlar benzetmesi aynı zamanda ortaklığın raconundandır. Ortaklık ilk akla geldiği gibi sadece ticari faaliyet olarak anlaşılmamalı. Ticaretteki ortaklık çoğu zaman iplik ucuna bağlıdır. Tarafların işlerine gelmemesi, çıkarlarına uygun olmaması durumunda farklı sebeplerle bir anda sona erebilir. Yüzyılı geçen aile ortaklıkları bile yeni nesil ortakların nüansları yüzünden ayrılıklar yaşayabilir. Karı-koca arasındaki ortaklık bile kimilerine göre duygusal, bazılarına göre ihanet şüphesi ile boşanma ile neticelenmesi de hayatın olağan akışı içerisindedir.

Siyasi ortaklık daha da ilginçtir... Aynı amaç, ülkü için bir araya gelen taraflar zaman içerisinde bireysel hırsları, farklı tercihleri yüzünden ayrılıp; birbirlerine muhalif olurlar. Dahası siyasi ayrılıklar giderek intikam duygusuna kadar ilerleyebilir. Rekabet siyasi ve ticari alanda kalite getirebildiği gibi düşmanlığa kadar uzanır.

Bana göre en sağlam ortaklık, şüphesiz "Suç ortaklığı"dır... Çünkü sonucu yasalara aykırı olduğu için "Ceza" alınacak olan "Suç ortaklığı" bazen işkence altında bile itiraf edilemeyecek kadar önemlidir. Suç ortaklığında itiraf etmek, konuşmak gibi "Ağır suçlar"ın cezası adeta intihardır. Ölümü hak etmektir. Yasa dışı örgütler ile mafya türü yapılanmalarda rastlanan "Suç ortaklığı" öylesine sağlamdır ki, ucunda ölüm de olsa, geride bırakılanların geleceği ve namusu için vazgeçilmez unsurdur.

En sağlam kuruluş olan suç ortaklarının her iki yanı, ortakları ile ilgili sağlam arşive sahiptir. Tıpkı istihbarat örgütleri gibi "Kaderlerini paylaştığı ortak"larının her şeyden önce "Zaafları"nı araştırır, ele geçirirler. Söz konusu zaafları üzerinden, güreş pehlivanlarını andıran hareketlerle bir birbirlerine "Peşrev" çekerler. Reflekslerini, tepkilerini hesaplarlar. Şövalyelikte ilke ve ahlak vardır. Suç ortaklığında etik değerlerin sadece bedeli vardır. Ödemeyen ölür... Ya da köle misali, suçu ile yaşamasına izin verilirken "Tetikçilik" bile yaptırılır. Suç örgütlerinin yazılı olmayan kuralları yüzlerce yıldır gelenek halinde yürümeye devam ederken "Rant"tan pay almak isteyen bazı siyasiler ile cemaat yapılanmalarına da örnek olmuştur. Ve daha ilerisi suç ortakları arasında "Hak" ya da "Pay" sayılır. Suç bilmek, duymamazlıktan gelmek günün birinde "Duydum-gördüm payı" gündeme getirilerek hak sahipliğine dönüşür. Paylaştıkça suç katmerlenir. İlk etaptaki küçük paylar, zaman içinde "Ortaklığı" oluşturur. Suçun miktarına göre pay, eşit ortaklığın yolunu açar. Yer altı dünyasının kulağı kesikleri payın, ortaklık yolunu açmaması için zalim kararlar almak zorunda kalırlar. En yakınlarını kardeşlerini, eşini, sevgilisini, akrabasını ortadan kaldırtır. Yani öldürtür.... Yeniden altını çizelim. Yasa dışı siyasi örgütler ve mafyatik yapılanmalarda sıkça rastlanan bu sosyolojik vaka aile içinde de görülebilir.

Ortaklığın güzel yanları da çook... Günün birinde dünyaya ve Türkiye''ye örnek olan güzel ortaklıklardan da örnek vermeyi arzularım. Dünyanın ve Türkiye''nin en köklü şirketleri ikinci, üçüncü kuşaklarında ayrılarak farklı şirketler kurdular. Çoğunda problem çıkmadı. Sorun siyasi ortaklıktaki boşanmalarda... Yıllarca aynı menzili hedefleyen siyasi ortaklıkların da tamamen "Duygusal sebep"ler yüzünden; diğer deyimle "Paylaşmada uğradıkları haksızlığa adeta baş kaldırma" yöntemini tercih ettikleri de bir başka iddia...

Kendi adıma en korktuğum ortaklık ise "Suç ortaklığı"... Sonuçta bu alanda "Kan akar!" Bazen de ciddi pazarlıklar yapılır. Pazarlık dolaylı ortakların tanıklığında ve katkıları ile gerçekleşir. Canım memleketimde bunun izlerine rastladığım için endişeleniyorum. Hani ünlü bir tespit vardır ya, "Filler tepişirken, çimenler ezilir." Pazarlık esnasındaki filler ile çimenlerin ipleri kimlerin elinde? İşin kötü yanı "Suç ortaklığı" gerçeğinin bazen tam ortasında kalabiliyoruz. Suça tanık olmanın da bir yaptırımı var. Ya susup, görmedim diyerek vicdanınızla hesaplaşacaksınız. Ya da "Tanıklık" için mahkeme "Celbi" mi bekleyeceksiniz!..

En sağlam şirket olan "Suç ortaklığı" konusunu her yönü ile irdelemeye devam edeceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları