Evet! "Ya sev ya terk et"

Sayın okurlarım, kim ne derse desin Cumhuriyet’imizin sadık bekçileri ülkücülerin, milli birliğimizin karşıtlarına verdikleri son cevap  “Ya sev ya terk et” tir. Ben bu cümleyi, Cumhuriyet’imizin birliği ve bütünlüğünü öne alan iyi niyetli insanların aksi görüşlü bölücülere verdikleri son ve kat’i cevapları olarak görüyorum. Bu milli ifadeyi ben ilk defa seneler önce Beykoz pazarı civarındaki taş yapıtların üstünde özenle yazılmış olarak görmüş ve pek beğenmiştim. Emperyalist güçlerin hizmetkârı olarak milli bütünlüğümüze karşı bölücülük yapan ve milli değerlerimize saygısızlıkta bulunan örgüt uşaklarına, Türk milliyetçilerinin vereceği en güzel ve en uygun cevap olarak gördüğüm bu yazıtın altındaki imza Beykoz Ülkü Ocakları’nın idi. Ülkücülerin bu görüşü hiçbir zaman ayrımcı ve uzaklaştırıcı olmamış, ancak milletimizin, devletimizin, vatanımızın ve bayrağımızın birliğini inkâr eden bölücülere, en güzel bir cevap olmuştur. Büyük Bozkurt M. Kemal Atatürk’ün liderliğindeki İstiklal Savaşı’nı veren milletimiz o günden bugüne kadar hiçbir zaman ayrımcı, dışlayıcı ve uzaklaştırıcı olmamış, daima Anadolu coğrafyasındaki insanların kardeş halklar olduğuna inanmıştır.
Bizler, milletimizin adı olan Türk’ü, devletimizin adı olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, vatanımızın adı olan Türkiye’mizi, milletin ve devletin simgesi bayrağımızı her şeyden çok severiz. Bizi millet yapan duygular bunlardır. Onun için “Ne mutlu Türk’üm diyenlere” dedik. Ülkücü gençlerimiz de on yıl önce “Ya sev ya terk et” derken, bugün bölücülük yapan Cumhuriyet’imizin düşmanlarına herkesten önce cevap vermişler ve yol göstermişlerdir. Çünkü ülkücüler, fazilet mücadelesinin en güzel örneklerini gösteren, milli menfaatleri şahısların üstünde tutan, milli mukaddesata ve maziye saygıda bulunan, vazifelerini arınmış, inanmış yürekle yapan, örnek gençlerimizdir.
Yanlış soyadlı DTP Genel Başkanı, “Ya sev ya terk et” mantığı ile aydınların, sanatçıların bu ülkeden kovulduğunu söyledi ve bu halk aradan değil sekiz yıl, seksen yıl geçse de komünist Nâzım Hikmet’i, Sabahattin Ali’yi, Yılmaz Güney’i unutmaz diyerek ideolojik dünya görüşünü ortaya koydu.
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan da partisinin grup toplantısında, “Hiçbir etnik unsur, bir diğer etnik unsura üstünlük mücadelesi vermemelidir, veremez. Bizim bir üst kimliğimiz var. Bu üst kimlik de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Biz yola çıkarken bir şey söyledik. Tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. Buna karşı olanlar var mı? Kimse, “Hayır, tek millet değil” veya “tek bayrak kabul etmiyoruz” diyebilir mi! Bunu beğenmiyorsa, o zaman buyursun beğendiği yere gitsin. Dediğim budur” diyor ve devam ederek, “Tayyip Erdoğan, bugüne kadar hiçbir yerde ” ya sev ya terk et ifadesi kullanmamıştır. Bunun patenti MHP’ye aittir. AKP’ye ait değildir. Tayyip Erdoğan’a ait değildir. Ben bu ifadenin karşısında olan biriyim “ diyor. Bana göre Tayyip Erdoğan doğru söylüyor. 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de MHP’nin hem 40 yıllık siyaset tecrübesiyle hem de dayandığı asırlık Türk milliyetçiliği düşüncesiyle hiçbir zaman ayrımcı ve uzaklaştırıcı olmadığını, toplumun tamamını temel değerler ekseninde buluşma ve kucaklaşmaya çağıran bir anlayışın temsilciliğini üslendiğini söyledi.
Sayın okurlarım siyasi parti liderlerinin görüşlerini dinledikten sonra ülkücü gençlerin ve benim uzun zamandan beri niçin sustuğumuzu anlamışsınızdır. Her şeye rağmen biz yine bölücülere Bozkurtlar gibi sesleniyoruz: ” Ya sev, ya terk et. 
Tanrı Türk’ü Korusun.  

Yazarın Diğer Yazıları