Evine mobilyadan önce eser alma arzusu taşıyan nesiller oluşsun

Evine mobilyadan önce eser alma arzusu taşıyan nesiller oluşsun
Galeri Brieflyart’ın sahibi Baran Curoğlu, Yeniçağ’ın sorularını yanıtladı.

Röportaj: Mayis Alizade

Galericilik alanındaki çalışmalarıyla ön plana çıkan, Galeri Brieflyart’ın sahibi Baran Curoğlu, Yeniçağ’ın sorularını yanıtladı.

Yeniçağ: Hiç aksatmadan açtığınız resim sergileri sanatseverlerin gözünde adeta bir kahraman imgesi yaratıyor. Çünkü bu alanda büyük sıkıntıların yaşandığı herkesin malumudur. Biz cesaret diyoruz, siz peki?

Curoğlu: Sizin de bahsettiğiniz gibi aralıksız bir sergi programımız var. Galericilik faaliyeti aslında ticari faaliyetinizin yanında büyük sorumlulukları da taşımanızı gerektiriyor. Çalıştığınız sanatçının eserlerinin, bu eserleri yaparken geçmişten gelen birikimlerinin sanat izleyicisine doğru aktarılması bu sorumlulukların en önemlilerinden. Sanatçıların sanat izleyicisi ile nitelikli buluşmasında da galerilerin rolü yadsınamaz. Sadece eser ve sanatçıyla buluşmanın yanında kalıcı bir doküman da oluşturmaya özen gösteriyoruz. Bu yönüyle aslında gerek görsel gerek içerik olarak bir arşiv de oluşuyor. Kapanan birçok galeri varken bu çabamız için cesaret demek yanlış olmaz sanırım.

Yeniçağ: En son serginizde Şenol Yorozlu`nun eserlerini sergilediniz. Türk ve Avrupa resminde kendine has yeri bulunan Şenol Yorozlu sizin için ne ifade ediyor?

Curoğlu: Teknolojinin avantajlarının yanında hızlı bir tüketim alışkanlığı oluşturması gibi dezavantajları da var ve ne yazık ki sanat da bundan nasibini alıyor. Popüler olanın, hızlı tüketilenin yanında değerli olan sanat tarihinde iz bırakan sanatçılarımız ile dirsek temasında olmaya özen gösteriyoruz. Bu özen ve bilinçle geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz sanatçımız Şenol Yorozlu ile çalışmış olmanın, onun kişisel sergisine ev sahipliği yapmış olmanın onurunu yaşıyoruz. Bu yıl da ona ayırdığımız tarihte, sanatçımız eserleri ile “Kaftanlar” başlıklı sergide yine bizimle. Şüphesiz Yorozlu pentür geleneğinin önemli temsilcilerinden biridir. Bununla birlikte Brieflyart Galeride 24 Şubat 2024 tarihine kadar ziyarete açık olan “Kaftanlar” sergisi sanatçının 2000 yılında ürettiği eserleri ile “Kaftan Kim?” isimli kişisel sergisinin tekrarı niteliğindedir. Bu sergisiyle Yorozlu’nun; 24 yıl önce sanat izleyicisi ile buluşan; günlük, sıradan efemera malzeme ile rölyef haline getirdiği kağıtlardan oluşan eserleri, sanatçının sadece pentür geleneğinin ustalarından değil aynı zamanda çok çeşitli eserler ürettiğinin şahididir. Yorozlu; sanat eserinin malzemeden bağımsız olarak değerli olduğunu ve bu bilinç ile sanat eserini değerlendirmek gerektiğini savunurdu. Sanatçı kimliğinin, eserlerinin dışında Yorozlu bizim için eşsiz bir dost; sanat, tarih, güncel olan her konuda önemli bir kaynaktı.

Yeniçağ: Eskiden resim piyasasındaki sıkıntıları ‘Borsadan, faizden para kazananları tutukluyorlar’ gerekçesine dayandırıyorlardı. Piyasanın şimdiki durumu galericiler açısından tatmin edici mi acaba?

Curoğlu: Açıkçası bizim bu alanda varlığımız sanatın toplumların gelişmesindeki katkılarına duyduğumuz saygımızdan. Bu galeri, sanatçı dostlarımızın teşviki ile açıldı. Sanatçı dostlarımızdan oluşan kocaman bir aile işletmesi gibi varlığını sürdürüyor. Galerinin ayakta kalması, sürdürülebilir olması, bizim için yeterli bir tatmin. Sanatçı dostlarımız içinse piyasanın daha da büyümesini, hep daha fazlasını arzu ediyoruz. Bugün sanat piyasası koşulları iyi diyemeyiz. Nakit paraya sahip olmak, yüksek faiz ortamlarında gün geçtikçe daha da değerli oluyor. Sanat eseri alanlar bu koşullarda daha çok kişisel beğeni, bir sanat eseri ile yaşama arzusu ile alım yapıyor. Bence bu daha değerli bir alım eğilimidir.

Yeniçağ: Daimi çalıştığınız ressamlar var mıdır yoksa sergi bitince iş birliğiniz bir sonraki sergiye mi kalıyor?

Curoğlu: Bir önceki sorularda da aslında çalışma disiplinimizden bahsettim. Birçok sanatçı ile uzun soluklu iş birliklerimiz var. Çalıştığımız sanatçıların bazıları sadece bizim ile çalışırken bazıları birden çok galeri ile çalışmakta. Tam temsil veya bölgesel temsilciliklerini yaptığımız sanatçılarımızın yanında proje bazlı çalıştığımız sanatçılarımız da var tabii ki. Örnek vermek gerekirse; Street Art’ın önemli temsilcilerinden Tunç “Turbo” Dindaş, tam temsil ettiğimiz sanatçımız, Şenol Yorozlu yine galerimiz tarafından temsil edilen bir sanatçı. Bununla birlikte Ali Atmaca bölgesel temsil ettiğimiz sanatçımız, Server Demirtaş, Yusuf Taktak, Onay Akbaş, Meriç Hızal, Bubi, gibi birçok sanatçılarımız hem sergilerde hem projelerde iş birliği yaptığımız sanatçılarımızdan.

Yeniçağ: Türk resim sanatının çağdaş durumu ve dünya resim sanatı içindeki yerine ilişkin görüşlerinizi alabilir miyiz?

Curoğlu: Türk resim sanatında, geçmişten bugüne uluslararası alanlarda kabul görmüş veya görmesi gereken sayısız sanatçı sayabiliriz. Ama kişisel gözlemim bu sanatçılar dünya sanat piyasasının coğrafya kaynaklı dayatmaları ile mücadele etmekte. Çağdaş sanat konusuna gelince bu konuyu sanatçılarımız ve sanat tarihçilerimizin yorumlaması daha yerinde olacaktır. Everest Yayınlarından çıkan Ayşegül Sönmez’in Çağdaş Sanat Var Mı? kitabını okuyucularınıza önerebilirim. Kitaptan “...inanırsan vardır, inanmazsan yoktur” okuyucuları da düşündüren bir alıntı olacaktır.

Yeniçağ: Türkiye’deki galericiliği Batı’yla kıyaslarken neler söylemek isterdiniz? Evlerdeki koleksiyonlar kültürün toplumda yaygınlaşması bakımından yeterli midir?

Curoğlu: Brieflyart, konumu gereği yabancı misafirleri de sıklıkla ağırlıyor. Bu soruya sanat izleyicisi açısından bir gözlemimi paylaşarak cevap vermek isterim. Yabancı misafirlerimiz sergileri ziyaret ettiklerinde her eserin önünde eseri anlamak, sanatçıyı anlamak için yeterli bir zaman geçiriyor. Bu aslında bir kültür birikiminin refleks olmuş sonucudur. Bizden olanın sergi gezme hızı çoğunlukla şaşkınlık yaratacak düzeyde. Ama haksızlık etmek istemem, sayıları az olmakla birlikte; kataloğu, sergi içeriklerini oturup, okuyup sonrasında sergi gezen her yaş kesiminden misafirlerimiz de var. Belki de bunda galericilerin de payı vardır. Galerilere girmeye çekinen, alamayacaksa izlemeye de çekinen misafirlerle de karşılaşıyoruz. Evlerdeki eserlere gelince; tüm dünya için arzum evinde mobilya kadar elzem, hatta mobilyadan önce eser alma arzusu taşıyan nesiller olsun…

cde.png