Bu sezon hem Süper Lig’e hem de Avrupa Ligi’ne fırtına gibi başlayan Fenerbahçe’nin havası Dünya Kupası için verilen araya kadar sürdü. Dünya Kupası''ndan sonra takıma olumsuz anlamda bir sihirli değnek değmiş gibiydi. Jorge Jesus ile ilgili Brezilya söylentileri, Portekiz söylentileri çıkmaya başladı. Brezilya Milli Takımı’nın mı başına mı geçecek Flamengo’ya mı gidecek tartışmalarının ortasında takım bir anda koptu.

Fenerbahçe''de üst üste puan kayıpları yaşandı, Kadıköy’de Galatasaray’a karşı bir derbi faciası yaşandı... Fenerbahçe''nin tam toparlandığını inanılan dönemde UEFA Avrupa Ligi son 16 kurasında rakip Sevilla oldu.

Fenerbahçe için zorlu bir kura gibi görünse de aslında çekilebilecek en iyi takımlardan biriydi Sevilla…

Tarihin en kötü Sevilla’sı…

Üstelik 9 Mart''ta İspanya''da oynanacak ilk maçtan tam 5 gün önce Sevilla, Atletico Madrid''e 6-1 mağlup oldu…

Sevilla maça böyle bir psikolojiyle maça hazırlanıyordu… Fenerbahçe için umutlarla başlayan o 90 dakika işkence oldu.

İlk yarı 3 golle öne geçilebilecek maçta Jorge Jesus yanlış tercihleri ve yanlışında ısrarı sebebiyle maçı Fenerbahçe''nin elinden alıp Sevilla''ya verdi.

O maça Joshua King ile başlamak intihardı…

O maçtan önce İrfan Can Kahveci’nin kendisine gidip sorsanız “Seni 87 dakika oynatalım mı” diye “Hayır” derdi.

O maçta Arda Güler 87. dakikada oyuna alındı.

Arda''nın bu gece Kadıköy''de nasıl oynadığına hep beraber şahit olduk.

O maçla ilgili eleştirilecek çok fazla şey var…

BİR LİRALIK ÇAKMAK TURU GÖTÜRDÜ

Gelelim Kadıköy''de oynanan ‘faciaya’

Kadıköy''de oynanan maçta turun gelmemesinin iki net sebebi vardı…

İlk olarak Jesus İspanya''da yanlış oyuncu tercihi ve yanlış da ısrar etmesinin ceremesini çekti…

İkincisi ise bir anda Fenerbahçe tribünlerinde kopan anlamsız hareket.

Fenerbahçe 1-0’ı yakalamış akın akın gelirken Sevilla oyuncuları bir dakika nefes alabilmek, oyunu soğutabilmek için çırpınıyordu. Böyle bir durumda başlarına gelebilecek en güzel şey geldi.

Bir anda sahaya çakmaklar atıldı…

Sevilllalılar yattı, oyun durdu, Fenerbahçe temposunu kaybetti…

Sahaya atılan bir liralık çakmak Fenerbahçe''nin turu geçememesinde çok büyük rol oynadı…

JESUS’UN AKILLA İZAHI OLMAYAN SÖZLERİ

Gel gelelim başlıkta bahsettiğimiz ana konuya

Fenerbahçe ligin son haftasında Galatasaray maçına hocasız mı çıkacak?

Bu akşam Kadıköy’de yaşanan büyük üzüntünden bir gün önce, Fenerbahçe’nin 3 kulvarda iddiası hala devam ederken Jesus “Herkes biliyor ki kontratım Mayıs ayında sona eriyor. Bu yeni bir durum değil. Bununla ilgili başka diyecek bir şey yok” gibi akılla izahı olmayan bir cümleler sarf etti.

Altını çizerek tekrar tekrar belirtmek istiyorum

Akılla izahı olmayan bu sözler Sevilla maçından bir gün önce basın toplantısında sarf edildi

Jorge Jesus inatla her mikrofon bulduğunda mayıs ayında sözleşmesinin biteceğini vurgulamaya, ayrılığının zeminini oluşturmaya devam ediyor.

LİG HAZİRAN’A SARKARSA…

Deprem felaketinin ardından ligler durdurulmuş, depremin yaşandığı hafta oynamayan erteleme maçları 25 Şubat’ta tamamlanmış ve lig 3 Mart''ta 24. haftadan itibaren devam etmişti.

Konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmamış olsa da maçların birkaç haftalığına ertelenmesi ligin sonunun Hazirana sarkabileceği yönünde bir ihtimal doğuruyor.

Normal şartlarda ligin son haftasında Fenerbahçe Gaziantepspor ile Galatasaray ise Hatayspor ile oynayacaktı. Ancak iki takımın da ligden çekilmesi sebebiyle bu iki büyük takım için ligin son haftası ülkenin tek derbisine ev sahipliği yapacak.

Yani olası bir sarkma durumunda -ki böyle bir fikstürde olması kuvvetle muhtemel- derbi haziran ayında oynanacak.

Fenerbahçelilerin yıllardır hiçbir hocasına göstermediği sevgisini fazlasıyla hissettirdiği ve ‘Dedem’ dediği Jorge Jesus yaşından dolayı olsa gerek bu durumu unuttu…

Eğer unutmadıysa hayırlı olsun Türk futbolu yeni bir Eyşan kazandı.

TARAFTAR ZATEN ALIŞTI

Fenerbahçe taraftarı daha önce Philip Cocu’nın yardımcısı Erwin Koeman, yardımcı antrenör Zeki Murat Göle, Pro lisansı var diye ligin son 8 haftası takım başına getirilen Tahir Karapınar gibi isimleri zaten gördü. Taraftar, Ali Koç yönetimi boyunca; yardımcılarla, ikinci adamlarla, sembolik isimlerle takımın sahaya nasıl çıktığını zaten öğrendi.

Gidişat bu şekildeyken bunun bir benzeri de çok uzak gibi durmuyor.

ALİ KOÇ VE YÖNETİMİNDEN RİCAM

Benim bir futbolsever olarak Fenerbahçe yönetiminden bir talebim var. Bugün 3 - 4 kişinin çalıştığı kurumsallıktan çok ama çok uzak ufak çaplı işletmelerde bile bir çalışan işten ayrılmak istiyorsa ve ayrılacağı tarih belli ise o çalışan gidene kadar biri getirilir, iş beraber götürülür ve eski çalışan gittiği zaman yeni gelen kişi işi olduğu gibi devralır.

Eğer Ali Koç ve yönetimi Tahir Karapınar’a imzalattığı 8 maçlık sözleşme gibi yine günü kurtarmak adına bir hareket yapacaksa, birkaç haftalığına takımı emanet edecekse en azından şimdiden getirsin ki etrafı görsün işi tanısın biraz…

Bu gidişatla Fenerbahçe umutları son haftaya kadar taşıyabilir mi bilinmez ama en azından ülkenin tek derbisine biraz önem vermiş olurlar.