“Bir zamanlar futbol böyle bizim bildiğimiz gibi sahalarda değil şehrin içinde oynanırdı. Kaleler şehrin uçlarında olur hatta iki kalenin arası bazen dört, beş kilometreyi bulurdu. Maç sabahtan akşama kadar devam ederdi. Her canı isteyen oyuna karışır, böylece bütün şehir futbol oynardı. Maçlar bugünküne nisbetle çok sert olur, millet birbirlerini kırar geçerdi. Bu yüzden bir zamanlar futbol oynamak şiddetle menedilmişti. Krallar tarafından kaba ve münasebetsiz bulunan futbola ilk yasak 1349'da Kral III. Edward'dan geldi. Yasak muayyen fasılalarla kraliçe Elizabet'in zamanına kadar devam etti.”
Süper Lig’de gözler Fenerbahçe-Galatasaray derbisine çevrildi. İki ezeli rakip bir kez daha kozlarını paylaşacaklar. Ancak bu derbi daha şimdiden son yıllarda sonucu en merakla beklenen bir derbi haline geldi. Çünkü gerilerden gelip Galatasaray’a yetişen Fenerbahçe’nin galip geldiği takdirde lider olma ihtimali bu derbiyi daha heyecanlı hale getirdi. Kıran kırana geçmesi beklenen maçta Galatasaray’ın Kadıköy’den lider dönmek, hatta Fenerbahçe’yi evinde yenerek aradaki puan farkını açma hedefi, bu derbiyi çok önemli kılmaya fazlasıyla yetiyor. Bekleyip göreceğiz, bakalım bu derbi lider mi değiştirecek, yoksa Galatasaray Fenerbahçe’yi yenip koltuğunu sağlama mı alacak?
Ülkemiz, yurt dışındaki futbolseverlerce de ilgiyle izlenen böylesine önemli bir derbiye sahne olacakken bu vesile ile sizleri futbolun evvel zamanına götürmek istedim. Bundan tam 75 yıl önce Hafta Mecmuası’nda yer alan ilginç bilgilerle dolu tercüme bir yazı ile futbolun doğuşu ve sonrasında yaşananları okurlarına şöyle duyuruyor:
Futbolun İngiltere'de doğduğunu bilirsiniz tabiî... Asrımızda bu kadar yayılan ve herkes tarafından sevilen bu oyun, her yeni şey gibi ilkin yadırganmış hattâ kanun nazarında bir cürüm bile addedilmişti. Oyun evvelâ İngiliz adalarında başladı ve senelerce sadece oranın malı olarak kaldı. Önceleri bu memlekette bile pek öyle kolay yayılmadı. Uzun zaman şu veya bu şehirde usulsüz ve nizamsız oynandı, durdu.

Oyuna karşı ilk reaksiyon pek iyi olmadı. Meraklılar arasındaki sayısız yaralanma vak'aları futbola fena bir nam kazandırdı. Krallar oyunu kaba ve münasebetsiz bulduklarından onu yasak ettiler. İlk yasak 1349 da ilân edildi. Bu sıralarda futbol oldukça güzel bir yayılma istidadı göstermişti. Kral III. Edward'ın koyduğu yasak muayyen fasılalarla kraliçe Elizabet'in zamanına kadar devam etti. Fakat menedilen her şeye karşı uyanan gizli merak burada da kendini gösterdi. İngilizler futboldan vazgeçemiyordu. Nihayet yasak kaldırıldı.
Bu devirlerde futbol hakikaten çok garip bir şekilde oynanırdı. Ekseriya iki üç millik (3 - 5 kilometre) kaplayan oyun yerinde kaleciler birbirini göremez hattâ seslerini bile işitmezlerdi. Öğleden sonra ikide başlayan maç gece karanlığına kadar devam ederdi. Zavallı oyuncular evlerine döndükleri zaman günlerce yaraları bereleri ile uğraşmak, yorgunluğu çıkarmak için yataktan çıkmamak mecburiyetinde kalırlardı.
İlk futbol kulübü İngiltere’nin Westminister ve Charterhouse mekteplerinde kuruldu. Bununla beraber bu iki mektep sadece kendi oyunları için bir takım usuller tatbik edebiliyorlar ve hiçbir şekilde başka yerlerdeki oyunculara müessir olamıyorlardı. Bir müddet sonra İngiltere ve İskoçyalılar Londra'da bir konferans akdettiler ve uzun mücadelelerden sonra bir konfederasyona sadece İngiltere'den 9 kadar kulüp iştirak etmişti. Orada bugüne kadar kabul ve tatbik edilen futbol oyunu kaideleri kaleme alındı. 1866'da da şehirlerarası ilk maç yapıldı. Bu maç Londra ile Sheffield arasında oynanmış ve ilk umumî alâkayı celbetmişti.
Bu başlangıç kısa bir zamanda futbolu bütün dünyayı alâkadar eden, daha doğrusu işgal eden bir oyun yaptı. Londra'daki konfederasyona iltihak etmek için dünyanın her tarafından istidalar alınmaya başlandı. Kısa bir zamanda konfederasyon azası kulüplerin sayısı hayret verecek bir rakama yükseldi. Birkaç sene evvelki istatistiklere göre halen konfederasyona bağlı kulüplerin sayısı 40 bini geçmektedir. Amatör oyuncuların sayısı ise 750 bin kişiye baliğ oluyor. Ayrıca 5 bin de profesyonel oyuncu vardır. Tabiî konfederasyona aza olmayan sayısız ufak tefek kulüpler de hesaba katılacak olursa, dünya üzerinde milyonlarla insanın futbol oynamakta olduğu kolayca anlaşılabilir.

Konfederasyon kurulduktan ve futbol nizam içine alınmış temiz bir oyun şekline sokulduktan sonra, ilk şampiyonluk maçları hazırlandı. 1871'de bu maçlarda müsabakaya konacak ilk kupa yapıldı. Bugün milyonlara sahip olan konfederasyonun o zamanlar on parası dahi yoktu. Kupa için lâzım olan 25 İngiliz lirası için bile bir iane listesi açmak icap etti. Para binbir müşkilâtla toplanarak ilk kupa maçına böylelikle hazırlanıldı. O zamanlarda futbol merakı oldukça pahalı ve külfetli bir meraktı. Her oyuncu kendi masrafını çekmek zorunda idi. Hattâ uzak bir yere gidildiği zamanlarda bile, bilet paraları, otel ve sair masrafları da oyuncular öderdi.
Bütün bu güçlüklere rağmen futbol inkişaf etmekte devam etti. Bu gün hele İngiltere'de senelik kazançları yüzbinlerce lirayı bulan kuvvetli futbol kulüpleri oyuncularını dünyanın her tarafına göndermekte, onlara her çeşit konforu temin etmekte ve hattâ birçoklarına devamlı maaş bile bağlayabilmektedir.
(Hafta Mecmuası - Mayıs 1950 / Nash's Pall Mall'den tercüme)
Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi ve ülkemizdeki ilk gece maçı - Ahmet Yabuloğlu ile Evvel ZamanSpor
Efsane 'Mor Binlik'ten bozuk para olan 200 TL'ye... Ahmet Yabuloğlu ile Evvel ZamanGündem
İstanbul’un en güzel caddesi... Ahmet Yabuloğlu ile Evvel ZamanYaşam