Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Hac'dan dönüş uçağı...

Hac'dan dönüş uçağı...

Turgut Özal''ın "Benim memurum işini bilir" söylemi ile beraber nelerin yozlaştığına dair uzun ve yaşanmış hatıraları yazmaya niyetim yok. Sadece dinin siyasete alet edilmesinin aleni hale sokuluşunda çok ciddi vebali olduğunu hatırlatmak da fayda görüyorum. Belki de 50 yıl önce hazırlanan "Yeşil kuşak projesi"nin Özal döneminde uygulamaya konulmasına ve mesafe alışına bizzat tanık olduğumu da vurgulamalıyım. Tek başına iktidarlık çoğu zaman "Güç sarhoşluğu"na sebebiyet verir. Kötü niyetli olmasa da tamamen psikolojik sorun olduğunu da tespit ettiğimiz anlar olmuştur. Devlet erkinin sahiplerinin uçağına gazeteci alma olayı da Özal döneminde başladı. THY''nın tarifeli uçaklarında gazeteciler yasanın gereği indirimli bilet paralarını ödeyerek binerlerdi. Kuralları, prensipleri vardı. Özal''ın "Ana" ismi verilen uçağına hiç binmedim. Daha sonra satılıp "Uyuşturucu kaçakçılığına" bulaşan bu uçak için az eleştiri getirmedik. Sonuçta bir tane idi. "İtibardan tasarruf olmaz" adı altında birde baktık 13 uçak oluvermiş. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bakanlara, üst düzey bürokratlara tahsis ediliveriyor. Hatta bir ildeki sıradan bir açılış için Cumhurbaşkanı ile beraber aynı havalimanına 8-10 ayrı uçak bakanları ve bürokratları ile inebiliyor. Yolcular arasında aile fertleri beleş yolculuk yapıyor. Ne hikmetse bir Allah''ın kulunun ar damarı çatlamıyor!..

Türkiye Cumhuriyeti''nin verdiği kimlik yettiği için asla gazeteci kartımı kullanmadım. Hakkım olduğu halde "Gri pasaport"a müracaatım dahi olmadı. Bordo işçi ve turist pasaportu yetti de arttı bile. Ayrıcalığım bulunmadığı yönündeki düşüncemi 30 yıldır muhafaza ediyorum. Proleter yaşam tarzımdan memnunum. VIP, CİP işleri bozar bizi, halkın arasında vatandaşın nabzını tutmakla ilgili görevimizden de memnunuz. Daha önce bu sütunlardan yazdım. Yılda bir yapılmakta olan "Hac" görevine ilişkin çeşitli kuruluşlardan davet aldık. İyi ki de kabul etmemişiz. Nitekim başta Diyanet Vakfı olmak üzere hac ve umre ziyaretlerinde gazetecilerin ücret ödemedikleri bir başka deyim ile "Bedavadan hacı" oldukları ortaya çıktı. 30 dan fazla davam var. Türkiye normalleşmeden söz konusu bedavacıları açığa çıkarmanın bedelini "Özel hayatları fash edilmesi" davası ile muhatap olmamak için şimdilik kaydı ile yazmıyorum. Öyle ki Suudların her yıl kontenjan koyması yüzünden kuraya girmeyerek garantili hac''ca gitmek için 1-2 yıl boyunca gazete çalışanı gibi sigorta primi ödeyin "Çok özel dinbaz"ları da biliyoruz. Bir de bu işin "Siyasi ayağı" var. Devlet erkanı ile sızan. Ya da milletvekili kontenjanından hac ve umreye gidenler var ki saymakla bitmez. Demek ki milletvekillerinin sadece dokunulmazlık özelliği yokmuş "İnanç ayrıcalığı" da varmış. Yıllık 80 binden 40 bine düşen kontenjanda vekiller şanslı. Diyanet Vakfının organize ettiği hac yolculuğunda da "VIP" hizmetine tabiler...

Mekke''ye gidiş-gelişlerde VIP hizmeti sebebi ile ilk sıralarda oturma haklarını kullanıyorlar. Kurbanlarını Mekke''de bilmem kaç dolara kesip yurda dönerlerken uçak da ciddi tartışma çıkmış. Eski-yeni milletvekillerine VIP sırası yetmemiş. 8''nci sıranın arkasında kalanlar veryansın etmeye başlamışlar. VIP uygulamasında eşler de var. Kişi vekil eşi de yanında VIP''de... VIP dışında kalanların eşleri isyan etmiş. "Niye biz ön sırada oturamıyoruz!" çığlık çığlığa eşler vekiller arası tartışmanın detayına girmeyelim. Bir kaç ay önce AKP Grup Başkan Vekilliğinden affını isteyen vekilin eşi Tayyip Bey olmasa hepiniz hiçsiniz. Benim eşim grup başkanvekilliği yaptığı halde "Business Class"da oturamadık diye feveran etmiş. Yazık! Çok üzüldüm. Asıl ilgimi çeken ise MHP''li bir vekilin Diyanet Vakfı yöneticilerinin "Ücretinizi yatırmamışsınız. Lütfen hesaplarda açık çıkacak" uyarılarına verdiği cevap ilginç. "Susun Ulan!.. Hallederiz. Ben yetkililerle görüşürüm. Para istemeye utanmıyor musunuz?" lakırtısına taktım kafayı. Adı bende saklı... Diyelim ki maaşı yetmemiş. Ankara''da 2-3 dolmuş plakalı hatlı minibüsü var! Ayıptır ya hu!... "Bedavadan hacı" olmayın. Dinbazlığı siyasete bulaştırmayın!..

Yazarın Diğer Yazıları