Hayrettin Geçkin'in yeni şiir kitabı: Yapı'm...

Şair kardeşim Hayrettin Geçkin'in 6'ncı şiir kitabı... Adı; "yapı" sözcüğü, ayraç ve m harfinden oluşuyor, "Yapı'm"... Kitabın son bölümü ise ayraçsız "yapım" adını taşıyor. Bu adı ve bu ayraç'ı çok fazla anladığımı söyleyemem ama kitabı sevdim.

Kitabını "Arınma", "Leylek Hikâyesi",  "Masallarda", "Çıkışsız Çemberler" ve "Yapım" adlı bölümlere ayırmış şair Hayrettin Geçkin. Kitap 104 sayfa ve "Kaos Çocuk Parkı" yayınlarınca yayımlanmış.

"İnsan 30 yıl yaşadığı kentten bir dostuna, kaleminden çıkan bir kitabı imzalayıp gönderebiliyorsa, dostluğa inanmak gerek. Bu bir tek Cazim Gürbüz ağabey olsa da... Şiir içtenliğiyle ağabey" yazıp imzalamış ve yeni mekânı Çanakkale'den kargoya vermiş sevgili Hayrettin.

"Dostluk, yaşam boyu en zor yakalanan ilişkidir" der Emre Kongar. Şiirsel alanda da böylesi sağlam, içten dostluk ilişkilerini yakalamak daha da zordur, bunu bu dünyayı bilenler bilirler. Hayrettin Geçkin dost kadri bilen, içten bir insandır ve iyi şairdir, şiiri ciddiye alan, sürekli kendini aşmaya çalışan bir sözcük ve imge emekçisidir.

Her kitaptaki her şiir beğenilmez ama iyi şiir kitaplarından mutlaka bir "en beğendiğiniz" olur... Benim de bu kitaptan en beğendiğim şiir "Dağların Terkisinde" adlı şiir oldu:

"görürseniz haber verin/belki de adıma yer açılmıştır/yoksul çocukların sözlüğünde//bir sözcüğü tek başıma geçemezdim de annem tutardı elimden//bir şiir kadar vardım yoktum/masallar konaklardı evimizde/tek başıma bir devi yenmeyi denediğim oldu/meğer babam varmış içinde//düşten gerçeğe adımlarım yetmezdi de/dağlar terkisine alırdı beni/fakat yine de harfler gelip geçerdi/sözcük sözcük birikirdi önümde//o gün bugündür sözcüklerin peşindeyim"

Bir şairin düş dünyası, yazım serüveni, sözcükler ve imgelerle ilişkisi bundan daha güzel nasıl anlatılabilir ki?.. Ve dağların terkisi... Bence oradan hiç inmemeli şair; sözcükleri yakalamalı, sözlük anlamlarından saptırmalı onları, onlara yeni tin ve kimlik vermeli... Dil böyle gelişir, şiir böyle kendini durmadan yeniler, edebiyat işlevini böyle sürdürür.

Geçkin'in şiirinde doğa ve sözcüklerle örülmüş imgeler, simgeler, çağrışımlar, eğretilemeler pek çok... Düşler, masallar, çocuklar ve uçurtmalar da onun şiirinin hammaddelerinden.

Ve "sevgilinin gönderilmiş gülüşleri"... Diyor ki şairimiz: "içinde sesinin yumuşaklığı/ellerinin sıcaklığı içinde//içinde dünyanın en güzel gözleri/en sıcak denizleri içinde//gülüşlerini göndermişsin/kalbini de koymuşsun içine"

Ne diyeyim? E "aşk olsun" Hayrettin!

Hayrettin Geçkin, karşı duruşlarla, karşıda durup bakmalar arasındaki ayrımlar ve çelişkilere dikkatleri çekiyor birçok dizesinde. Karşıda durup seyredenleri bağışlamıyor, dürtüklüyor onları, ayıplıyor, hatta kışkırtıyor. İşte şu dizeler örnektir bu dediklerimize:

"ne demeli bilmem ki/suyun huysuzluğuna/uysallık giydiren şaire/oysa ona yakışan/isyandan gömlek dikmekti sözcüklere/dünya tehlikeli bir yer/kötüler kötü/tamam da/iyiler de karışmıyor hiçbir şeye"

"Sözün devrimci eylemidir şiir" sözü, benim sözümdür. Hayrettin Geçkin, sözcüklerle ve söz sanatları ile söze; bu sürekli eylemi, bu yararlı eylemi, bu şiirsel eylemi yaptırmanın alazlandırıcısı olmaya ceht etmiş... Yolu açık olsun...

Yazarın Diğer Yazıları