HDP'yle olursa sorun da PKK'yla olursa değil mi!

HDP'yle olursa sorun da PKK'yla olursa değil mi!

Herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetmeksizin eşit sayılmasının "Anayasal güvence" altında olduğu bir ülkede, nasıl bir "Kürt (veya başka bir etnik kimlik) sorunu" olabilir?

Herhangi bir grup vatandaş, eğer gerçekten de Anayasal güvence altında olan "eşit hakları"nı kullanamıyor, özgürlüklerinden yararlanamıyorsa, bu bir hukuk sorunudur. İdare sorunudur.

Ve çözümü de Anayasa''ya uymakla olur; onu delmekle, çiğnemekle, değiştirmekle, ona "Türk sorunu(!)" doğuracak alternatifler üretmekle değil.

***

Aynı şekilde…

Temelde, Anayasa''nın ruhunu idrak edememek, ona sadakatle bağlı olmamaktan kaynaklanan bir sorunun çözümü, o soruna, kendi etnikçi niyet ve hedefleri lehine takla attıran, o sorunu bağlamından kopararak kendi bölücü hedeflerine ulaşmakta araç olarak kullanan legal yahut illegal yapılarla mı sağlanır?

Yoksa devlet dediğimiz sistemi oluşturan "kuvvetler"in, "hukuk devleti"ni, tavizsiz ve istisnasız olarak işletmesiyle mi?

***

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, birbirlerinin gözlerini oymadan, bir ve beraber olarak, kamplaşmadan, kutuplaşmadan, düşmanlaşmadan yaşayabilmesinin yolunun, Türk devletinin HDP yahut PKK''yla pazarlığından geçtiğine zerre inanmıyor, bu yöntemi hiçbir şekilde benimsemiyor olsam da, bu çifte standardı yok sayamayacağım;

Ucube bir şekilde "Kürt sorunu" olarak servis ettiğiniz "proje"nin halli HDP''yle mümkün olamıyor, "HDP''nin meşruiyet düzeyi" buna imkan vermiyor da, PKK''yla, PKK''nın İmralı''daki cani başıyla mümkün olabiliyor mu? Terör örgütü ve yöneticisinin "meşruiyet düzeyi" çözüm ortaklığı için elverişli mi?

İktidar cenahı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu''nun "HDP" çıkışını tartıştığı kadar, HDP''li Sezai Temelli''nin Abdullah Öcalan''ı adres göstermesini tartışmadı, İmralı''daki caninin muhatap gösterilmesini, HDP''nin işaret edilmesi kadar sorun etmedi de o bakımdan soruyorum;

"Çözüm(!)" için HDP''yle anlaşmak sorun da, PKK''yla anlaşmak değil mi?

Şeytanın sor dediği;

Yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri arifesinde olduğu gibi, muhalefeti HDP üzerinen şeytanlaştırmaya çalışırken, şeytanın ağababasıyla ortak "seçim kampanyası" hazırlığı mı yapıyor acaba birileri?

İmralı''daki caninin kalemi kağıdı hazır edildi mi!

 

SORU-YORUM

Hemen her gün, papağan kıvamında, Millet İttifakı''nın "HDP seçmeni"nin oyunu almadan seçim kazanmasının mümkün olmadığını tekrarlayan, bir grup yağlı kalem var ya, onlara soruyorum:

Cumhur İttifakı, potansiyel HDP seçmeninden oy almadan kazanabiliyor mu seçimi?

Kazanabildiği için mi, yerel seçimlerde, Öcalan''dan destek alması gerekti?

 

KOMEDİ-FEST

Yazacağım vakanın görüntüleri Yeniçağ gazetesinin internet sitesinde var; komedi kısa filmi niyetine izleyebilirsiniz.

İktidar yanlısı 24 TV''nin iki programcısı TEKNOFEST''ten bildiriyor.

"TEKNOFEST''ten bildiriyor" dediysem, roketleri, robotları, insansız araçları, "kızılelma"yı filan anlatmıyorlar. Muhalif medyadan yakınıyorlar!

Nasıl olur da böylesi bir etkinliği görmezden gelirlermiş…

Çünkü biliyorsunuz, objektif habercilik konusunda allameicihan kendileri; hele uygulamada yarattıkları harikalar… Hepiminiz eminiz ki ileride İletişim Fakültelerinde "ders" olarak okutulacaklar!

***

Mevzuyu dağıtmayayım; iki zat-ı muhterem, başlıyor, kendi ölçülerince aynı safta konumlandırdıkları (halbuki beş benzemez durumunda olan) gazetelerden yoklama almaya:

-Cumhuriyet: Yok!

- Sözcü: Yok!

- Evrensel: Yok!

- Birgün: Yok!

- Yeniçağ:…

Önce bir kal geliyor…

"Yok" diyemiyorlar "Var" olmasından mutsuzluklarını gizleyemiyorlar…

Aynen şu dedikleri kendilerini toparladıktan sonra kendilerini:

- Yeniçağ girmiş ama yine de muhalif!

***

Ya ne olacaktı?

Selçuk Bayraktar gibi milli ülküleri olan, başarılı ve çalışkan bir Türk mühendisinin mimarı olduğu, gençlere açtığı profesyonel alanın dışında, teknoloji bağımlılığını faydaya çevirmek konusunda da ilham olabilecek bir projenin haberini verdiğimiz için yanına bir de "yandaşlığa geçiş ilmühaberi" mi koyacaktık yani!

***

Fikir-zikir mevzu; kendileri bir haberin haber olup olmadığına, olayın ne olduğundan ziyade öznenin kim olduğuna bakarak karar veriyorlarsa demek ki…

Zor oluyor; haberde tarafsız, yorumda hür olunabileceğini, velhasıl zihinsel ipoteksizliği idrak edebilmeleri!

Yazarın Diğer Yazıları